Erva'dan;
Hava alma bahanesiyle kendimi yine sahile sürükleyeli birkaç dakika olmuştu. Yine aynı bankta oturuyor ve onun gelmesini bekliyordum. Bugün geç kalmıştı biraz. Onunla konuşmak istiyordum. Konuşup yine beni biraz da olsa gerçeklerden uzaklaştırmasını istiyordum.
Bunu başaran sayılı kişilerden biriydi ve ben yine Yiğit'in yanına gitmeye korkup ona gelmiştim. Selen işi olduğunu söyleyip gitmişti. Bende evde duramayıp kendimi sahile atmıştım. Her ne kadar her hücrem Yiğit'in yanına gitmek istese de onun yanına gittiğimde ne diyeceğimi bilemediğim için buraya gelmiştim.
Atlas'a kendimi yakın hissediyordum. Bir abi gibiydi. Hiç var olmayan abim gibiydi...
Geliyor, konuşuyor ve beni gülümsetmeyi başarıyordu.
Yine öyle olacaktı.
Gelecekti. Gitarını çalıp şarkı söyleyecekti. Daha sonra bana anlamlı sözler söyleyip beni hayranlık denizine sürükleyecekti. Daha sonra gözlerinde parlayan acısına rağmen dönüp bana gülümseyecek ve her gitmeden önce yaptığı gibi 'Ay bugün fazla puslu Erva,' diyecekti. Ve ben her zamanki gibi ne demek istediğini çözmeye çalışacaktım. Dün buraya gelememiştim. Kendimi istemsizce kötü hissetmiştim.
Bu yüzden bugün gelirken umutlarımı da yanımda getirmiştim. O bana umutla gülümserken bugün bende ona öyle karşılık verecektim.
Kaç dakika geçti, bilmiyorum. Her ne kadar yavaş yavaş umudumu kaybediyor olsamda, onu beklemekten vazgeçmiyordum.
Aklımdan geçen saçma düşünceleri atmak için derin bir nefes aldım.
O öyle bir insan değildi. Benim gelip gelmediğimi umursamazdı. Benim gibi birine bağlanacak bir tip değildi.
O anda bir mesaj geldi telefonuma.
Atlas: gelmeyeceğim oraya küçük kız, boşuna bekleme beni
Gördüğüm mesaj kalbimi acıtırken yüzüm anında düşmüştü. Umuduma bağlanmayı öğrendiğimde neden böyle oluyordu ki?
Kalbimdeki hüzün git gide artarken gözlerim doldu. Hassas bir dönemdeydim. Ve en ufak bir hareket benim gözlerimin dolmasına neden oluyordu.
Tekrar gelen mesaj sesiyle telefonuma döndüm.
Atlas: dün son gündü oraya gelişimin.
Atlas: herkesin kırıkları vardır küçük kız,
Atlas: çoğununki göğüs kafesine batıp nefes almasını engeller.
Atlas: bugün gitmen gereken yer benim yanım değil,
Atlas: delicesine sevdiğin ve şarkılarda bulduğun çocuk, gitmen gereken yer.
Atlas: geç olmadan git ve ona sıkı sıkı sarıl, Erva.
Atlas: Ay puslanmadan, Güneş Ay'ı gölgelemeden önce git...
Atlas: benim için çok geç,
Atlas: senin için geç olmasın.
Okuduğum mesajlarla gözyaşlarım yanaklarımı ıslatmaya başladı. Hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordum.
Hem onun asla kapanmayacak yarasına, hemde onu bir daha göremeyecek olmama...
Bu bir vedaydı, biliyordum.
Atlas insanlara bağlanmayı sevmeyen bir tipti. Ve benimle de bağlanmadan önce veda etmek istiyordu. Anlamıştım ama ona böyle veda etmek çok zoruma gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Selenophile • Yarı Texting
Short StoryBoslukbirak: şimdi sil gözyaşlawni Boslukbirak: ben senin yerine de ağlarım Boslukbirak: sevmeyişlerine, acı çekişlerine, başka bir kıza aşık oluşuna ağlarım Boslukbirak: sil gözyaşlarını güzel adam Boslukbirak: gece senin gozyaslwrinla ıslanmasın ...