Tam bir yüzleşme ve özür bölümü oldu qkxnwldmwlslq
Erva'dan;
"Gittin sandım."
Melih hızla ve gözleri dolu bir şekilde Beril'in bedenine kollarını dolarken Beril de ağlayarak ona sarıldı. Biz neler olduğunu anlamamış bir şekilde Ömer'e bakarken o bize 'sonra' bakışları attı. Melih, Beril sanki tekrar gidecekmiş gibi sıkı sıkı sarılırken bu ister istemez beni gülümsetti. Melih cidden güzel seviyordu.
Beril sürekli özürler dilerken Melih ondan ayrılıp Beril'in yüzünü elleri arasına aldı.
"Gitmedin... Önemli olan bu."
Bu sefer Beril, Melih'e sarılırken sanki 40 yıldır ayrı kalmış gibi bir halleri vardı. İster istemez buruk bir gülümsemeye döndü gülümsemem. En çok Melih için sevinmiştim gitmemesine. Gitseydi çünkü Melih toparlanamazdı.
Oğuz onlara derin bir iç çekerek baktıktan sonra arkasını dönerek salona girdi. Melih'e hala kızgındı. Arkasından gitmek istesem de Berke benden önce davranıp gittiği için gitmedim. Geri çekildiklerinde Beril'in bakışları bize döndü. Yiğit kısa bir gülümsemeyle karşılık verip diğerlerinin ardından içeri girdi. Beril'in bakışları çekingen bir şekilde Selen'e döndü. Selen gözleri dolmuş bir şekilde Beril'e bakıyordu.
"Gitseydin her şey daha kötü olurdu."
Beril eğdiği başını Selen'in cümlesiyle kaldırırken ikisi arasında anlamlandıramadığım bir bakışma geçti.
En son bakışlar bana çevrildiğinde derin bir nefes aldım.
"Yalnız," sesim pürüzlü çıkınca boğazımı temizleyip tekrar denedim.
"Yalnız konuşabilir miyiz?"
İlk başta herkes birbirine baksa da daha sonra Ömer, Melih'in kolundan tutup içeri götürdü. Selen de kısa bir bakış atıp bana içeriye girdi.
Beril başı yerde öylece dururken ben derin bir nefes bıraktım.
"Yoruldum Beril."
Dediğim cümleyle başını kaldırıp bana baktı. Gözleri yüzümde dolaştı. Yüzümde ki mutlu maskeyi çıkarmış, yorgunca ona bakıyordum. Yorulmuştum ve bunu görmesini istiyordum. Dediğim şeyleri anlaması için bunu görmesi gerekiyordu. Yüzü acıyla dolduğunda tam ağzını açacaktı ki elimi kaldırıp durdurdum.
"Şimdi ben konuşacağım Beril. Sen beni dinleyeceksin."
Dediğim cümlelerle başını sallayıp bana bakmaya devam etti. Çekingen ama meraklı bir şekilde...
"O kadar çok şey oldu ki artık ben bile takip edemiyorum. Çok fazla olay oldu. Hayatıma sürekli birileri girip çıkıyor. İnan bu hiç kolay bir şey değil. Her şey birbirine girdi. Ve ben artık bir şeyleri çözmeye başlamam gerektiğinin farkındayım."
Kollarımı birbirine bağlayıp ağırlığımı bir ayağımın üzerine verdim. Bu konuşma benim için pek kolay olmayacaktı.
"İlk defa sana bu kadar acımasızca konuşacağım Beril. Bundan sonra eskisi gibi olmamızı ya da kardeş olmamızı bekleme."
Derin bir nefes alıp bakışlarımı gözlerine diktim. Acı gördüm gözlerinde. Pişmanlık, kırgınlık, suçluluk ve daha fazla onlarca duygu... Ama devam ettim. Etmek zorundaydım.
"Biz eskisi gibi olamayız. Sen o eski, masum bizi yok ettin. Ama... Seni affetmek istiyorum. Hatta affettim de. Daha fazla kavga, acı istemiyorum hayatımda. Eskisi gibi olamayız ama arkadaş olabiliriz. Her şeye baştan başlamak zor olacak biliyorum. Ama en azından düşman olmayacağız. Ben seninle düşman olmak istemiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Selenophile • Yarı Texting
Short StoryBoslukbirak: şimdi sil gözyaşlawni Boslukbirak: ben senin yerine de ağlarım Boslukbirak: sevmeyişlerine, acı çekişlerine, başka bir kıza aşık oluşuna ağlarım Boslukbirak: sil gözyaşlarını güzel adam Boslukbirak: gece senin gozyaslwrinla ıslanmasın ...