6.0/Final

1.2K 64 143
                                    

Birkaç ay sonra;

Başımı elime yaslamış, pencereden gökyüzünü izliyor ve düşünüyordum. Hayatım bir yılda nasıl da değişmişti. Bir yıl önce yapayalnız bir şekilde sorunlarımı çözmeye çalışıp gerçeklerden kaçarken şimdi çevrem sevdiğim insanlarla çevriliydi. Hepsi bana çok destek olmuştu. Bir an olsun yalnız bırakmamıştı.

Biyolojik annemle o yüzleşmemden sonra Ömer ile ilişkim daha da derinleşmişti. Artık eskisi gibi soğuk değildik. Bana kendisini tamamiyle açabiliyordu. Ne olursa olsun yanımda olmuştu. Hala annesiyle görüştüğünü biliyordum. Anlıyordum da onu. Bu konuyu daha sonra hiç konuşmamıştık fakat onun da beni anladığını biliyordum. Onu kolay kolay affetmeyeceğimi biliyordu. Hak da veriyordu.

Babamın yanında artık daha rahattım. Koruyucu ailem yani beni evlat edinen anne ve babam bu süreçte her daim yanımda olmuştu. Onlara çok şey borçluydum ve onları gerçekten çok seviyordum. Her ne kadar Deniz babam beni yanına almak istese de onlardan ayrılmak istemiştim. Bu yüzden şimdilik sadece hafta sonları onda kalıyordum.

Onların dışında Atlas ve diğerleriyle de aram çok iyiydi. Beril ile hala aramızda bir boşluk olsa da elimden bir şey gelmiyordu. Bu boşluğu zamanla yok edeceğimizi ummaktan başka yapabileceğim bir şey yoktu. Bir tarafım hala onu affedememişti. Bunu o da biliyordu.

Bu geçtiğimiz birkaç ayda Berke ve Selen'e gerçeği söylemişti Yiğit. Berke ile aralarında bir sır kalsın istemiyordu. Bu yüzden önceden Selen'i sevdiğini fakat daha sonra duygularının değiştiğini anlatmıştı. Selen ve Berke bunu duyunca şok olmuştu. İkisininde bunu beklemediği açıktı. Berke ilk başta hiçbir şekilde bir tepki göstermemiş ve birkaç gün kendini eve kapatmıştı. Daha sonra ise Yiğit'e gidip sarılmış ve bilmeyerek de olsa ona acı çektirdiği için özür dilemişti. Selen bu konuda hiçbir zaman Yiğit ile tam olarak konuşmamıştı. Ama suçlu hissettiğini anlayabiliyordum. Bir süre benim yüzüme de bakamamıştı. Tabi sonra ben onu zorla bir kenara çekip konuşmuş ve bunun onun suçu olmadığını söylemiştim. Onu hiçbir zaman suçlamamıştım. Benim konuşmamla ağlamaya başlayınca bende ona eşlik etmiştim. O olaydan sonra korktuğumuzun aksine arkadaşlıklarımız daha da güçlenmişti.

Zor günler atlatmıştık. Hala bazı zorluklarımız, sıkıntılarımız vardı. Her zaman da olacaktı. Fakat birbirimize sahip olduğumuz sürece bunların bir önemi yoktu. Günün sonunda hep beraber kalacaktık. Önemli olan buydu.

"Napıyorsun burada? Herkes içeride."

Yiğit'in arkadan boynuma sarılıp başını omzuma koymasıyla gülümsedim.

Tüm grup toplanmış ve küçük bir parti vermiştik. İçerideki gürültü biraz ağır geldiği için Yiğit'in odasına gelmiş ve biraz dinlenmek istemiştim.

"Hiiiç."

Konuşmamla eş zamanlı bir şekilde ona döndüm. Bakışlarım bakışlarıyla karşılaştığında kalbim durdu sanki. Ne kadar zaman geçerse geçsin gözlerine her baktığımda kendimi kaybediyordum. Onu çok seviyordum. Ve bu sevgi bir an olsun azalmıyordu.

"Erva."

Bakışları bakışlarımdayken bana doğru seslenmesiyle gözlerimi ondan ayırmadan cevap verdim.

"Hı," diye dalmış bir şekilde konuştuğumda derin bir iç çekti.

"Acaba biz hiç içeriye gitmesek de direk buradan kaçsak mı?"

Sözleriyle hafifçe kaşlarımı çattım.

"Neden?"

Sorumla ellerimden tutup beni kendine çekti. Hipnoz olmuş gibi bir an olsun ondan ayırmıyordum bakışlarımı.

Selenophile • Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin