***
İyi okumalar.
"Merhaba, tatlı almıştım." Maral yanından geçip giden adama bir an bile bakamazken olduğu yerde açık kapı önünde öylece kalmış caddede duran arabaya bakıyordu. Bir an sonra karşı binanın kapısı aralandığında genç kız daha ne olduğunu anlamadan kenara itildi. Kapının kapanma sesi kulaklarına doluştuğunda dudaklarından sesli bir nefes dökülmüştü.
"Sanırım.. Üzerini giyinmelisin ?" Cihan, genç kıza bakmamak için elinden gelenin fazlasını yapıyordu. Gözleri evin her köşesinde dolaşırken Maral'a bir an bile dönüp bakmaması genç kızı içten içe rahatlatırken bir yandan da geriyordu. Başını kısaca sallayarak adama bakmadan merdivenleri adeta koşarak çıkmaya başladı.
Maral arkasını döner dönmez Cihan beyde hızla nereye çıktığını bilmediği koridoru adımlamaya başlamıştı. Yanından geçerken içeriye göz attığı odanın mutfak olduğunu görünce elinde ki tatlıyı tezgaha bıraktı ama geri çıkarken içinde tarif edemediği bir acı peyda olmuştu. Oyalanmamaya özen göstererek mutfaktan çıkıp yoluna devam etti. Tahmini doğru çıkmış ve oturma odasını bulmuştu. Odada ki tek koltuğun üzerinde uyuyan çocuklara baktığında bakışları çok sürmeden bulunduğu odayı taradı. Ev tamamen bakımlıydı ama içinde eşya denebilecek çok az şey vardı.
Oturma odasında tek bir koltuk, yerde kilim denecek kadar küçük bir halı ve eğer eşya sayılabilirse koltuk üzerinde duran üç küçük yastık. Mutfağı saymıyordu bile. Mutfak tezgahı önüne koyulan iki sandalye vardı ve tezgahta kahvaltılıklar. Yemeklerini mutfak tezgahı üzerinde yemek zorunda kaldığını düşününce içinde ki acı büyüdü. Bu kız ne yaşıyor bu evde ? İçinden geçen cümle duygularının tek çıkışıydı.
"Bir şey..." Duyduğu sesle Cihan bey arkasına dönüp karşısında ki genç kıza çekinerek bir bakış attı, üzerinde ki uzun kol tişörtünün eteklerini sıkıyordu elleriyle. "Bir şey içer misiniz Cihan bey ?"
"Teşekkür ederim." Yaptığı densizlik için özür dilemeyi düşündü ama daha sonra bunun Maral'ı utandırmaktan başka bir işe yaramayacağını düşündüğü için genç kızda olan bakışlarını çekerek çocuklara yöneldi. "Uyumuş canavarlar."
"Yoruldular." Maral'ın içi yanıyordu. Bir insanın başına iki günde bu kadar mı saçma şeyler gelir ? Diye içinden geçirirken başını kaldırdığında göz göze geldiği adamla gözleri buğulandı. İçinde ki duygu selini bir yere akıtması gerekiyordu. "Hemen geleceğim. İzninizle."
Maral oturma odasından ayrıldı, merdivenleri sakin adımlarla çıkıp odasına kapanır kapanmaz ağlamaya başladı. Bir başkası olsa onun bu tavrıyla dalga geçebilir, hatta abartma görende adam bir şey yaptı sanır diyerek onu küçümseyebilirdi. Bir kadının utancı karşısında ki adamın ne kadar ileri gideceğine bağlıydı onların gözünde. Evet bu abartılacak bir şey de değildi fakat karşısında ki adamı her ne kadar tanıyor olsa da böyle bir durumda onu tanıması içini rahatlatmıyordu.
Aynı saniyeler içerisinde Cihan'ı kapıyı çalmaktan alı koyan şey ise içeriden gelen hıçkırık sesleriydi. Maral'ı daha fazla utandırmak istemiyor, kızın gözünde yanlış bir konuma konmaktan korkuyordu. Ama gözlerinin buğusu, sesinin titremesi içinde ki tüm korkulardan ağır basmış ve kendisini onun arkasından merdivenlere atılırken bulmuştu. Kapıyı çalmak için kaldırdığı kolunu içeri girmek ve girmemek arasında kaldığı ikilemle geri indirdi. Merdivenlere yönelmek için bir iki adım atmıştı ki arkasında ki kapının açılma sesiyle panikleyerek koşmayı düşündü bir an. Ama bunun daha saçma bir şey olacağını bildiği için aklına gelen ilk bahaneyi söyleyiverdi daha arkasını bile dönmemişken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜL SİYAHI /Tamamlandı
Teen Fiction!! KÜL SİYAHI ADIYLA WATTPADDE YAZILAN İLK KİTAPTIR !! Adamın gözleri, pencerenin altında oturmalarından sebep ay ışığının vurduğu saçlarında, dolgun dudaklarına dayadığı şişede, başını kaldırınca sunduğu gerdanın güzelliğinde gezindi. Bedeni bir sa...