***
İyi okumalar.
"Daha önce bir kişi bile bana o lafın imasını dahi yapmamıştı Dilem." Maral başında ki ağrıyla başa çıkmaya çalışırken elleri tekrar şakaklarını bulmuştu bile. "Eğer Cihan susturmasa kadın herkesin içinde söyleyecekti." Gözlerinden akmak için direnen yaşları gerilere iterek aklında dönüp duran anları kovaladı, düşündükçe işin içinden çıkamayacaktı.
"O kadını gördüğüm yerde parçalayacağım!" Dilem, duyduklarıyla adeta bir alev topuna dönmüştü. Kadını göreceğinden bile emin değildi, görseydi de tanımazdı zaten, ama üzerine atılmak için içten içe bilenip duruyordu. Arkadaşını düşürdüğü durumu düşündükçe aklında çakan şimşekleri kadına saplamak o kadar cazip gelmeye başlamıştı ki çıkıp sokak sokak arasa içinde ki öfke bir gram eksilmeyecekti. "Hadsiz! Nasıl söyler sana böyle laflar ? Kendisi değil sanki apartman yöneticisiyle yatan!"
"Çok utandım." Kendisinin sesine nazaran çok daha cılız çıkıyordu arkadaşının sesi. Dilem sinirin perde çektiği gözlerini Maral'a çevirdiğinde çenesinin titrediğini gördü ilk, gözleri dolu dolu olmuştu ve daha fazla tutamıyordu kendisini. "Çok utandım Dilem. O kadar kötü hissettim ki..."
"Kuzum benim.." Dilem'in de gözleri dolu dolu olmuştu. Maral sözlerine devam edemeyeceğini anladığında ellerini yüzüne bastırarak ağlamaya başladı. Dilem'de çok geçmeden yanına geçerek kollarını kıza sarmıştı. Maral eve ilk girdiğinde kendisini banyoya atıp hıncını alana kadar ağlamış sonra da yatağında uyuyakalmıştı. Saat akşamın dokuzuna gelirken daha yeni yeni anlatıyordu olup bitenlerini. Arkadaşı sakinleşinceye kadar Dilem bir an olsun konuşmazken dakikalarca kızın saçlarını okşayarak içinden kadına lanetler yağdırdı.
Dakikalar sonra Maral gözlerini silerek yerinden kalktığında Dilem, "Ne oldu ?" diye sordu.
"Telefonum çalıyor." Arka cebine koyduğu telefonu titreşimde kalmış olmalı ki Dilem fark etmemişti. Genç kız eline aldığı telefonunu arkadaşına göstererek, "Açmalı mıyım ?" diye sordu, Cihan arıyordu.
"Balım, nasıl rahat edeceksen onu yapmalısın. Ama Cihan'ın bunda bir suçu yok, seni ne kadar merak ettiğini düşünebiliyor musun ?" Dilem bir elini kızın koluna koyarak hafifçe sıvazladı. Maral'ın yaşadıklarının ağırlığını düşünebiliyordu, onu ne kadar yaraladıklarını da anlıyordu ama bunda Cihan'ın bir suçu yoktu. Eğer gerçekten zamana ihtiyacı varsa ona kendisinin söylemesi çok daha iyi olacaktı. Maral daha fazla düşünmeden başıyla onaylayarak telefonu açtı.
"Maral!" Cihan, kapanmak üzere olan telefonun açıldığını fark ettiğinde farkında olmadan bağırmıştı. Karşıdan ses gelmediğini fark ettiğinde telefonu kendisinden uzaklaştırıp ekrana baktı, açıktı. Telefonu tekrar kulağına götürürken yaslandığı arabadan uzaklaşarak elini stresle saçlarına götürdü, "Güzelim, seni çok merak ettim. İyi misin ?"
"Değilim." Maral'ın çatallaşmış sesi Cihan'ın bir kez daha kendisine kızmasına yol açarken gözlerini kapatarak gecenin soğumaya yüz tutmuş havasını soludu, tüm gün ona ulaşamadığı için deli olmuştu. Bunu ona kendisi yapmıştı. Ondan bir şeyler isteyip duruyordu ama bunun bedelini ödeyen Maral'dı.
"Özür dilerim, böyle olacağını düşünemedim ben." Cihan'ın acı çeker gibi çıkan sesi Maral'ın yüreğini daha da yakarken farkında olmadan tekrar ağlamaya başlamıştı. Kendi acısını tüm bedeninde hissederken sevgilisinin acısı doğrudan kalbini vurmuştu. "Ağlama. Ne olur ağlama..." Cihan güçsüz bir çocuk kadar çaresizdi. Ne yapacağını kestiremez bir şekilde uzaktan baktığı evi izlemeye devam etti. "Ben duraktayım... Gelmemi ister misin ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜL SİYAHI /Tamamlandı
Teen Fiction!! KÜL SİYAHI ADIYLA WATTPADDE YAZILAN İLK KİTAPTIR !! Adamın gözleri, pencerenin altında oturmalarından sebep ay ışığının vurduğu saçlarında, dolgun dudaklarına dayadığı şişede, başını kaldırınca sunduğu gerdanın güzelliğinde gezindi. Bedeni bir sa...