***
İyi okumalar.
"Ne ?" Maral bir an için duyduklarından sonra düşünemez oldu. Dudaklarından çıkan bir diğer cümle ise, "Ne yatması ?" olmuştu. Cihan, Maral'ın gözlerindeki şaşkınlığı burum buram solurken yine de içindeki öfke bir gram eksilmemişti.
"Duydun." Diye olabilecek en soğuk sesiyle konuştu. "Neden beni aldattın ?"
"Ne aldatması ? Ne diyorsun sen ya ?" Maral duyduklarına bir anlam yüklemekte zorlanırken duyguları birbirine karışmıştı. Ne söylemesi gerektiğinden bile emin değildi o an. Kendisini savunmak, hayır öyle bir şey olmadı! demek o kadar uzun cümlelerdi ki bir türlü bu davranışı sergileyemiyordu. "Ben seni bırakıp gittin..." Diye fısıldadı gözleri dolu doluyken. "...Ortada bir sebep yokken, birbirimizi delicesine severken... Sendin bırakıp giden."
"Gerçekleri söyle!" Cihan, sinirinin zirvesini yaşasa dahi bağırmamak, Maral'ı ürkütmemek için elinden geleni yapıyordu. "Niye ya niye ? Allah kahretsin, niye ? Niye o gece, niye o adamla, niye!"
"Ben seni aldatmadım!" Kadının sesi bir deprem bölgesini aratmıyordu. "Ben seni, sensizken bile aldatmadım. Ben bize hiçbir zaman kıyamadım!" Maral'ın sözleri Cihan'ı bir bir etkisiz hale getirirken genç kadın hızla itti adamı üzerinden. Cihan anlık boşluğuna geldiği için kolayca devrilmişti yatağa.
Hızla yerinden kalkıp Cihan'dan en uzak olabilecek noktaya, odanın en sonuna geçti. Boğazına öylesine büyük bir yumru oturmuştu ki istemsizce ağlamaya başladığında sesi hiç olmadığı kadar acılı çıkıyordu. Daha fazla ayakta kalamadı, önünde durduğu duvara dayanarak yere oturup bacaklarını kendisine çekti.
Çok geçmeden başını kaldırdığında, "Ben senden başkasıyla hiçbir zaman olmadım!" diye bağırdı. Hayır, bunu bir marifet olarak görmüyordu. İstese olurdu, nasıl olsa kendi seçimiydi bu. Ama o, bunu hiçbir zaman istememişti. "Kim, hangi cesaretle bunu söyleyebilir ? Sen nasıl böyle bir şeye inanabilirsin! Nasıl benim seni aldatacağıma inanıp bir gecede çekip gidebilirsin ?"
"Gözlerimle gördüm!" Cihan daha fazla tutamadı kendisini. Çoktan yataktan kalkmış odanın ortasına yaklaşmıştı. "O gece, odanın penceresinden her şeyi gördüm!"
"O gece benim seviştiğim adam sendin!" İkisinin de sesi hadlerinden fazlaydı. Maral, bir an olsun beklemeden yerinden kalktıktan sonra bağıra çağıra devam etti sözlerine. "Odama girdiğimde oradaydın, beraber olduk ve çekip gittin! Her sokakta seni aradım... Ben o gece yağan yağmurun damlalarını hissediyorum hâlâ! Uçağı elimle durdurup seni çıkartabilecekmişim gibi koşuşumu hatırlıyorum, saatlerce o yolda canım çıkana kadar ağladığımı hatırlıyorum!"
"Oradaydın!" Cihan'ın öfkesi daha ağır bastı. Maral'ın söylediği bütün sözleri elinin tersiyle iterken sesinin ayarını kontrol edemeyecek kadar gözü dönmüştü. "Uygar'ın kollarındaydın! Kimse hiçbir bok söylemedi, kendim gördüm! Yüzündeki zevki, Uygar'ın sana nasıl dokunduğunu... Hepsini gördüm!"
"Kafayı yemişsin sen!" Aynı sinirin katbekatı Maral'ın damarlarında dolaşıyordu. O geceden hatırladığı tüm şeyleri söylemişti. Rızası olmadan kanına karıştırılan ilaçların etkisine rağmen hatırlıyordu Cihan'ı, beraber olduklarını. "Senelerce seni bekledim. Tek bir açıklama yapmadan, bir gecede defolup giden seni bekledim ama..." Maral, az önceki bağırtısına rağmen fısıltıdan ibaret cümlelerini koydu ortaya. Yavaşça ayağa kalkıp dış kapıya ilerlemeye başladı. Adamın yanından geçerken bir başka fısıltı dökülmüştü dudaklarından. "...Ama keşke beklemeseydim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜL SİYAHI /Tamamlandı
Teen Fiction!! KÜL SİYAHI ADIYLA WATTPADDE YAZILAN İLK KİTAPTIR !! Adamın gözleri, pencerenin altında oturmalarından sebep ay ışığının vurduğu saçlarında, dolgun dudaklarına dayadığı şişede, başını kaldırınca sunduğu gerdanın güzelliğinde gezindi. Bedeni bir sa...