"39.

132 10 77
                                    

Maral ARCA

Maral ARCA

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

İyi okumalar. 

"Merhaba mı ?" Maral, karşısındaki adamın gözlerine alayla bakarken kendisini daha fazla tutamayacağını hissediyordu. "Şuan anlayışlı bir insan olup normal bir tanışma faslı yaşamak için fazlasıyla sinirliyim. Farkında mısınız bilmiyorum ama kardeşiniz yüzünden kaza yaptım, telefonum adını bile bilmediğim bir yabancının elinde ve şuan arabam yanıyor! Ve siz merhaba mı diyorsunuz ?"

Çağın, karşısında alev saçan kadının gözlerindeki öfkeyi görünce tam olarak ne söyleyip yatıştırması gerektiğinden emin olamadı, kendisini hatırlamıyor oluşuna ise bir miktar canı sıkılmıştı. Şuan bir şey söylememek belki de en iyisiydi. Gözleri arkalarında hâlâ yanmakta arabalara kaydıktan sonra daha fazla oyalanmadan telefonunu çıkarıp bir numara tuşladı. 

Maral gerçekten o an gözü hiçbir şeyi görmeyecek kadar sinirliydi. Adamın telefonunu neden çıkardığını düşünecek kadar bile en ufak bir sakinliği yoktu üzerinde. Tekrar bağırmayı düşünüyordu ki, Çağın karşı taraf telefonu açıp da kaza olduğunu, bir polis arabası ve itfaiyeye ihtiyacı olduklarını söylemeye başlayınca bu davranışından büyük bir utanç duydu. Duyduklarının üzerine anında dudaklarını geri kapatmıştı.

"Kameranın icadından önce bile daha çok fotoğraf vardır, bu ne biçim galeri ya..." Berke sırtını ağacın gövdesine yaslamış, ayaklarını oturduğu dalın üzerine uzatmıştı. Kendi kendine konuşurken olan kısık sesi ortamın sessizliğinden dolayı kolaylıkla duyulabilirken bunun farkında bile değildi. Canı sıkıldığı için Maral'ın galerisine girmiş, öylesine bakınıyordu. "Allah'ım, bu bir şaka mı ? Adamlar, bakacak kamerası yokken dağa taşa resim çizmiş, elinde telefon olan bir kulun nasıl fotoğraf çekinmez ?" 

Maral'ın gözleri anında ağacın dalına adeta yatağı gibiymiş gibi yayılan çocuğu buldu. Öylesine sinirlenmişti ki yanaklarına eklenen ekstra kırmızılıklar bunun sadece ufak bir kanıtıydı. Dudaklarından çıkmak için sabırsızlanan küfürleri bir elini sallarken üzerine yürüyerek dile getirmeyi düşünüyordu ki Çağın ondan önce davranmıştı.

Maral'ın topuklularla dahi fazlasıyla kısa kaldığı ağaç dalına Çağın, ayaklarını biraz kaldırınca rahatlıkla ulaşabilmişti. Önce kardeşinin elinden telefonu çekti daha sonra, "Evde görüşeceğiz." diye net ama fazlasıyla tehlikeli bir tonla konuştu. 

"Konuşalım canım ağabeyim." Berke öylesine pısırık bir sesle konuştu ki Maral tüm öfkesine rağmen çok kısa bir an neşelenmişti. Çağın uzaklaşırken, Berke her ihtimale karşı yine de ağaçta beklemeyi seçti. Ne olursa olsun ağabeyi birisinin önünde kendisini küçük düşürecek bir şey yapmazdı fakat eve gidince tüm odaları dayak yememek için koşacağı da garanti bir durumdu. 

KÜL SİYAHI /TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin