"3.

854 108 93
                                    

***

İyi okumalar.

"Tanrım, bakma şöyle Dilem!" Genç kız elinde sıkıca tuttuğu bıçağı, yaklaşık bir saattir zor dayandığı alaycı bakışlara isyan bayrağını çekerek kesme tahtası üzerine bıraktı. Kendi açısından duruma bakıldığında arkadaşının söylediklerini hafife, hatta ve hatta dalgaya aldığı düşünülürdü, ki kendisi de istemsizce böyle düşünüyor ve içinde bir yerlerde en yakın arkadaşına bunu yakıştırmanın pişmanlığıyla baş etmeye çabalıyordu.

Sinirle bir nefes soluduğunda arkadaşının gülen çehresine yandan bir bakış attı. Eve geleli yaklaşık iki saat olmuşken Maral bitmek tükenmek bilmeyen utancını ısıtıp ısıtıp Dilem'in önüne koyuyor, Dilem ise her seferinde daha çok gülüyordu. Yaşadığı utanç dolu anlar üzerine odayı resmen terk ettiğinde bir müddet kapalı kapı arkasında kalarak elini kalbine koyup sakinleşmeye çalışmış fakat tüm çabaların uçlarının nafile bir sokağa çıktığını kalbinin düzene girmeyen ritimleriyle çok net anlamıştı. Bir müddet sonra odanın içerisinden gelen ayak sesleriyle beklemeden merdivenlere koşmaya başlaması ise tamamen anlık bir hareketti. Merdivenlerde atlattığı iki düşme tehlikesi ardından her şey çok hızlı gelişirken önce mutfağa geçerek baş görevliye çıkacağını bildirmiş, parasını almış ve hemen arkasından vestiyerden çantasını kaptığı gibi onu, yola bakan pencerede izleyen bir çift gözden habersiz koşarak evden tamamen ayrılmıştı. Olan biten tekrar göz önünde canlandığında yerinde silkelenerek gözlerini bir iki kez kapatıp açtı.

"Nasıl bakıyorum bebeğim ?" Arkadaşı, göz yuvalarına yerleşmiş alay üzerine bir de kirpiklerini art arda durmadan kırpıştırdığında dalgaya alındığından artık emin olmuştu Maral. Utançtan kalbi sökülüyor, nefesi daralıyordu. Bu utancı tahta oturtarak ona ziyafetler çeken yanı, içten içe durumu abarttığını düşünen yanına lanetler yağdırmayı kendine görev bilmişti.

İçinde bir kaos ortamı git gide büyüyor, Maral hangi safta yer alacağına karar veremeyerek iki kutbun savaşını çaresizlik ve utanç yanlısı olan tarafın ağır bastığı gerçeğiyle derin duygular içerisinde izliyordu.

"Lütfen ciddiye alabilir misin artık ?" Tekrar avuç içerisine yerleştirdiği bıçağı sakin hareketlerle az evvel içini temizlemeyi bitirdiği balığın üzerine yöneltti. "Dağa taşa anlatsam dile gelir ah vah ederlerdi halime!"

"Dağ taş dile gelse rahibenin günahlarını affet ulu Tanrım! diye hep bir ağızdan dua ederlerdi Mari." Yine kendi söylediğine kendisi gülerken arkadaşının utançtan pembeleşen yanaklarında gezdirdi gözlerini Dilem. Bu yanaklara göz yaşı değil pembenin yakıştığı bir aşikardı. Şuan aldığı zevki uzun zamandır yaşamadığının da bilincindeydi aynı zamanda. Arkadaşı üzerinde gezinen bakışlarını yanında duran plastik yeşil kaseye çevirdiğinde ani gelen bir iştahla eline bir elma geçirip, durumdan istifade dişleri arasına sabit tutturdu ve elleri yardımıyla kendisini yukarı kaldırarak mutfak tezgahı üzerine kuruldu.

Başka bir zaman olsa muhakkak bu davranışı üzerine arkadaşından azar yer ve tezgahtan aşağı atılırdı. Lakin, Maral şuan bunu göremeyecek kadar kendi utancı içerisinde boğuluyordu. Dilem durumu duyduğu zaman elbet arkadaşı için üzülmüş ve düştüğü durum göz önünde canlandığında onun utancını kendi içerisinde pay etmişti. Arkadaşının düştüğü durumla onun üzerine oynayacak birisi değildi. Bu durum eğer eskiden yaşansa mutlaka o eve gider arkadaşını nasıl bu kadar utandırdığının hesabını sorar, bir suçu olmamasına rağmen adama küçük çaplı tehditler savurarak arkadaşına sahip çıkardı.

Kaldı ki şuan o eve gitmek istemesinin tek sebebi adama teşekkür etmekti. Ona arkadaşının kaybettiği duygularından birisini bulup getirmişti, utanç. Aslına bakılırsa bunun başka bir duygu olmasını dilerdi tabii dilemesine ama ziyanı da yoktu. Aylar sonra arkadaşını karşısında bu denli heyecanlı ve yine bu denli konuşkan görüyordu. Konuşmasının ardından bir şeylerin değişmesi gerektiğinin hatta değişeceğinin bilincindeydi fakat bu adam her kimse onun da bir payı olduğu aşikardı. Genç kız her ne kadar dalgaya alındığını düşünse de bunun aksine Dilem arkadaşının özlediği halleriyle hasret giderdiği için bu şekilde algılandığının farkında dahi değildi.

KÜL SİYAHI /TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin