"12.

549 78 166
                                    

***

İyi okumalar.

"Sen ne yaptığını zannediyorsun!" Maral büyük bir öfkeyle karşısında ki adamı izlerken bedenine sığmayan sinir yüzünden ellerini hareket ettirmeden duramıyordu. Cihan'ın derince bir nefes vererek sırtını kapıya yasladığını gördüğünde adeta sinirden delirecek bir dereceye gelmişti. "Aç şu kapıyı!" 

"Çok fevri davranıyorsun. Açıklamama izin verirsen eğer..." Cihan daha devam edecekti ki karşısında ki kızın kendisine dolu dolu gözlerle baktığını görünce duraksadı. Maral büyük bir çaba sarf etse de yanaklarından düşen yaşlara engel olamıyordu. 

"Fevri mi ?" Genç kızın sesi az önce esip gürleyen kendisi değilmiş gibi kırılgan çıkmıştı, "Fevri mi davranıyorum ?" 

"Evet..." Cihan bey düşünmeden konuşmanın pişmanlığını yüreğinin derinliklerinde Maral'ın her bir göz yaşıyla daha fazla hissederken fısıldar gibi çıkan sesiyle istemeden de olsa onayladı Maral'ı. Söylediği şeyi geri alamaz ya da Maral'ın içinde bulunduğu ruh haliyle cümleyi kendi içerisinde ki yorumlama şeklini değiştiremezdi. 

Maral titremeye başlayan çenesini durdurmak için dişlerini birbirine kenetledi. Cihan'ın karşısında ağlayarak kendisini güçsüz göstermek, küçük düşürmek en son isteyeceği şeydi ama içinde ki çağlayanı durduramıyordu bir türlü. Hareketlerinin fevri olup olmadığını içinde sorgularken gözleri masanın üzerinde ki iki kupaya kaydı. Fevri davranıyordu, öyle mi ? Davranması gerektiği gibi davranacaktı o halde. Anlık bir dürtüyle önünde duran bardağı es geçip masanın diğer ucunda ki bardağı eline geçirdi. Kapının arka tarafında stresten yerinde duramayan Dilem mutfak kapısı önünde volta atarken içeriden gelen kırılma sesiyle korkuyla yerinde sıçramıştı. 

"Maral ?" Dilem'in eli tekrar mutfak kapısını bulduğunda beklemeden yumruklamaya başladı. "Allah kahretsin, ne diye aldım şu adamı içeri!" Kendi kendisine kızmayı asla ihmal etmeden açılmayan kapıya lanetler yağdırdı. Maral'ın ne kadar delirdiğini düşündükçe içinde ki huzursuzluk boyut değiştiriyordu. Sinirden ve korkudan dolan gözleri yüreğinde önce kapıyı ardından Cihan beyin kafasını kırması için güçlü sinyaller iletirken çaresizlikle saçlarını çekiştirdi, istediği gibi bağıramıyordu bile çocukları korkutmamak için.

"Ne kadar fevri olabileceğimi görmeden bana fevri davrandığımı söylememelisin bence!" Maral bir anlık sinirle yaptığı hareketin sonunda duvara sıçrayan kahveye baktı, bir de bunu temizlemesi var şimdi diye geçirdi içinden. Sinirini çıkaracağını düşündüğü şey daha çok sinirlendirmişti genç kızı. Cihan duvara fırlatılan kupanın etrafa saçılan parçalarında göz gezdirirken kısa bir zaman sonra şaşkınlıkla karşısında ki kadına baktı. 

"Sadece biraz dinleyemez misin ?" Maral'ın tepkileri içinde ki umudun katili olmaya öylesine hevesliydi ki sorduğu sorunun cevabını bilmesine rağmen çaresizce olumlu bir yanıt bekliyordu. "Lütfen, sadece iki dakika izin ver."

"Hayır." Maral büyük bir acıyla saklambaç oynarken beklemeden cevabını verdi. İçinde ki merak, acısına yarenlik ediyor genç kızın yüreğini sıkıştırıyordu. Cihan'ı dinlemek için can atan bir yanı vardı içinde. Ona inanmak için büyük bir çaba sarf ediyordu ama Maral öylesine çok kırılmıştı ki o an, bunun etkisi hâlâ bedenindeyken onu dinlemek için hazır hissetmiyordu kendini. Bunun ilerlemesine izin vermek canını daha çok yakmaktan başka bir şeye yaramayacaktı. "Ben... Böyle olacağını biliyordum, yanlış bir şeye inanmamam gerektiğini biliyordum. Haklı olup olmaman benim gururumda, kalbimde açılan yarayı nasıl onarabilir ki ?"

KÜL SİYAHI /TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin