***
İyi okumalar.
"Sence iyi mi yaptık ?" Dilem dakikalardır aynı soruyu sorduğu için Emir yanaklarını şişirerek elini direksiyondan çekti. Park etrafında kısa bir tur atarak yine ikiliye yakın olacakları bir yerde durmuşlardı ama ne konuştuklarını duyamadıkları için ikisi de içten içe bu sorunun gerçek cevabını merak ediyordu, iyi mi yapmışlardı ?
"Bilmiyorum." Emir mırıldanarak Dilem'e kısa bir bakış attı, arkadaşını ne kadar önemsediğini görebiliyordu. Bakışları tekrar cama çevrilirken Maral'ın derin bir gülümsemeyle elinde tuttuğu dondurmalardan birisini Cihan'a uzattığını görünce içi rahatlamıştı Emir'in. "Plan işe yaramış gibi görünüyor." Dikiz aynasından arkada oturan çocuklara göz kırparak gülümsedi.
"Çak!" Bartu elini kaldırarak Işıl'a uzattı. Işıl'da şevk içinde elini, küçük çocuğun eline vurmuştu. İkili kendi aralarında bir gülüşme içerisine girerken Emir anahtarı çevirip yolu kontrol etti.
"Gidecek miyiz ?" Dilem şüpheyle konuştuğunda Emir, arabayı caddeye çıkarmadan önce bekleyerek ona döndü.
"Dükkana dönmem gerekiyor artık. Buraya yakın, senin için sorun olur mu ?" Emir'in sorusu Dilem'i ikileme düşürürken farkında olmadan dişlerini alt dudağına geçirmişti. Camdan kısa bir bakış attığında arkadaşının, Cihan'la sakin bir şekilde yürüyerek uzaklaşmaya başladığını gördü. Herhangi bir sorun çıkma ihtimaline karşı Maral'ın yanında olmak istiyordu ama yalnız kalmalarının daha iyi bir fikir olacağını düşünerek başını olumsuz anlamda salladı.
"Yok, sorun olmaz." Emir, Dilem'in onayıyla yola çıkıp dükkanına sürmeye başladı. Bir kaç gündür doğru düzgün bir gelir elde edememişken işten kaytarmak istemiyordu. Hem kendi dünyası içinde olmak, çiçekleri arasında zamanı unutmak onu gerçek dünyanın yorucu havasından da koruyordu.
Rasim ustanın tezgahı önünden geçerken durup çocuklar ve Dilem için birer dondurma aldı, kendisi pek dondurma yiyecek havasında değildi. Tekrar yola koyulduktan on dakika kadar sonra dükkanının olduğu araya sığmayacağı için Cihan'ın arabasını yakın bir yere park edip Bartu'nun elinden tuttu, Işıl ise çoktan Dilem ablasının ona uzattığı eli kavramıştı. Beraber Emir'in dükkanına ilerlerken Emir'in her zaman ki rahat, şakacı hallerinden iz yoktu. Dilem'in de karşısında ki adamın bu kadar ilgisiz olduğunu gördükçe konuşası gelmiyordu ama içten içe de bu kadar dalgın olmasının sebebini merak etmiyor değildi.
"Evet, buyurun bakalım." Emir kilidini açtığı kapıyı sonuna kadar aralayarak çocukların geçmesi için önlerinden çekildi. Emir, dükkanın lafını açtığında bir çiçekçiye geleceklerini düşünmemişti Dilem. Şaşkınlıkla etrafını kuşatan rengarenk çiçeklere bakarken yüzünde tarifi olmayan bir güzellikte gülüş açmıştı. Emir, Dilem'in bu hallerini kısaca izleyerek içeri geçti, çaydanlığın altını yakıp tekrar içeri geçtiğinde Dilem için de sandalye getirmişti beraberinde.
"Geç otur, yorulmuşsundur." Emir hafifçe gülümsemeye çalışarak sandalyeyi Dilem'in yanına bıraktı. Dilem oturmak yerine etrafını izlemeye devam ederken bir an sonra kapı önünde de çiçeklerin olduğunu görünce şaşkınlıkla Emir'e çevirdi bakışlarını.
"Bir yere giderken çiçekleri içeri alman gerekmiyor mu ?" Emir'in pek konuşası olmadığının farkındaydı aslında ama merak etmişti. Emir kapıda ki vazoların içine yerleştirdiği renk renk çiçeklere bakarak gülümseyip başını olumsuz anlamda salladı. Dilem bu hareket karşısında istemsizce kaşlarını çatarak, "Neden ? Çalınabilirler ama." dedi.
"Uzak bir yere gidersem evet, içeri almam gerekiyor illa ki. Ama kim, neden çiçek çalsın ki ?" Emir demliğin sesini duyduğunda içeri geçerek altını kıstı, çayı Cihan geldiğinde demlemişti aslında ama yine de misafirinin bayat içmesini istemezdi. Tekrar demleyerek içeri geçtiğinde Dilem'in ifadesine karşı gülümsedi, ona hak verdiğini görebiliyordu. "Çiçek çalınmaya değer bir şey olsa alıcısı çok olurdu. Artık böyle şeylere değer verilmiyor, değeri olmayan şey çalınır mı hiç ?" Kısa bir es vererek güldükten sonra elleriyle çiçekleri işaret etti, "Çalmak isteyen olursa da alabilir, çiçekler paylaşıldıkça güzeldir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜL SİYAHI /Tamamlandı
Teen Fiction!! KÜL SİYAHI ADIYLA WATTPADDE YAZILAN İLK KİTAPTIR !! Adamın gözleri, pencerenin altında oturmalarından sebep ay ışığının vurduğu saçlarında, dolgun dudaklarına dayadığı şişede, başını kaldırınca sunduğu gerdanın güzelliğinde gezindi. Bedeni bir sa...