"Bundan haberiniz var mıydı?"diye sordum amcamın gözlerinin içine bakarken."Sadece tahminlerimiz vardı Serena. Daha fazlasını öğrenmek için oraya gittiğinizi hatırlatmama gerek yok."
Eğer biliyor olsalardı bunu durdururlardı. Böyle düşünmek istiyordum çünkü aksi hali içimde büyüyen öfkeme hiç yardımcı olmazdı.
David ve Amy ile olan konuşmamızı amcama anlatmıştım. Sırada Amy'nin kayıt defterindeki bütün bilgileri çevirip kuruculara teslim etmesi vardı. O zamana kadar burada olmayacaktım. Bu akşam dönecektik. Ekipteki herkese olanları anlatmamız gerekiyordu.
"Bu yapılan küçük bir şey değil amca. Ve ilk deneyden bahsediyoruz. Kim bilir ne kadar ileri gittler. Bu bizler için çok tehlikeli."
Elini omzuma koyup destek verircesine sıktı. "Farkındayım Ateş Topu. Bunun için elimizden geleni yapacağız güven bana."
Lütfen güvenimi kaybetme, diye düşündüm fakat bunu dile getirmedim.
—
Tüm ekibe olanları anlattığımızda aklımda ne yapmamız gerektiğiyle ilgili planlar dolaşıyordu. Hepsinin yüzünde hayal kırıklığı ve öfke ifadeleri geçerken henüz planlama aşamasına geçmemişlerdi. Ben de ilk başta en yoğun olarak bu duyguları yaşadığım için onlara biraz zaman verdim.
Ne yapmam gerektiğini tam olarak kestiremiyordum. Aslında ilk hedefimiz laboratuvardı. Onu bulmak ve diğer denekleri kurtarmak... Fakat bu biraz zordu. Her ne kadar zaman kaybettirecek olsa bile bütün kasabayı arayabilirdik. Fakat burada bile olmayabilirdi. Laboratuvarlarını kasaba dışına, hatta ülke dışına bile taşımış olma ihtimalleri vardı. Bu da daha çok zaman kaybetmek demekti.
"Paul ortaya çıktı mı?"diye sordum.
Julia başını iki yana salladı.
"Hayır. Ama güvenlik kameralarını izlemeye devam ediyorum. Henüz ona rastlamadım."Derin bir nefes verdim. "Pekala."
"Başka bir şey dediler mi?"diye sordu Lisa.
"Sanırım onlarında bildikleri bu kadardı. Ayrıntılı bir rapor hazırlayıp kuruculara verecekler. Onlardan dosyanın kopyasını isteriz."diye yanıtladım.
Tanya düşünceli sesiyle araya girdi. "Daha önce de böyle bir vakayla karşılaşılmamış mıydı?"
"Ne demek istiyorsun?"diye sordu Jason.
"Geçmişte böyle bir olayla karşılaşıldığını hatırlıyorum. Kütüphaneye sık gittiğim zamanlarda yaşlıların konuşmasına kulak misafiri olmuştum."
Kalp ritmim hafifçe arttı. "Ne diyorlardı. Ayrıntı atlamadan anlat lütfen."
"Yaşlı adam daha önce karısının ve çocuklarının bir deneye kurban gittiklerini söylemişti. Birkaç birlik onu kurtarana kadar o da kurbanlardan biriymiş. Ne yazık ki karısı ve çocukları onun kadar şanslı olamamış." Biraz duraksayıp kaşları çatık bir şekilde düşündü.
"Adamın öfkesini göremesemde hissetmiştim. Eminim yüzüne baksaydım gözlerinde intikam ateşini görecektim.""Laboratuvara ve diğerlerine ne olmuş?"diye sordu Linda.
"Kalanları adalara aldılar büyük ihtimalle. Diğerleri için yapılacak bir şey kalmamış olmalı."
Dediklerini tartarken "Nerede olduğuyla ilgili bir şey demiş miydi?"diye sordum.
Hayal kırıklığıyla başını iki yana salladı.
"Hayır, yeriyle ilgili bir şey söylemedi. Konuşmayı henüz küçükken duymuş olsam da hepsi net bir şekilde hafızamda."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON SÜVARİ -Kızıl Ejder
Fantasy"Karanlıktan korkar mısın?"dedi sorusunu yineleyerek. "Demek karanlığın kendisi sensin ve karanlık asla seni korkutamaz."dedim onun söylediklerini tekrar ederek. Kibirle çürük dişlerini göstererek sırıttı. "Karanlık benim!" "Peki o halde. Sorumu değ...