Karşımdaki manzara pek iç açıcı sayılmazdı. Ama şanslıydık ki bizi görmeyecek kadar çaprazda duruyorlar, dahası önlerinde dursak bile bizi fark edemeyecek kadar yoğun bir gerginlik içindeydiler."Size daha dikkatli olmanız gerektiğini söylemiştim."dedi doktorlardan iri olanı. Sesi oldukça kalındı. Diğeri tam onun zıttı olarak oldukça minyon bir tipi vardı. İkisinin arkası dönük durduğu için yüzlerini göremiyordum fakat ikisi arkadan da yan yana oldukça komik gözüküyordu.
"Bunun hesabını vereceksiniz."dedi minyon olan işaret parmağını tehdit edercesine sallayarak.
Temizlik görevlileri başlarını bir an bile yerden kaldırmamıştı. Tek kelime etmiyor, suçlamaları sessizlikle karşılıyorlardı. Böyle daha kolay atlattıklarını düşündüklerine emindim. İlk defa böyle bir şey yaşamadıkları belliydi.
Ne hata yaptıklarını merak etmiştim. Fakat doktorlar azarlamaktan başka, ne hata yaptıklarına dair tek bir söz bile etmiyordu.Kitaplığın yanında, her an temizlik görevlileri ve doktorlar arasında tartışma çıkması ihtimaliyle hazır bir şekilde iki güvenlik görevlisi bekliyordu.
Diğer iki doktor ellerindeki dosyalardan bir şey bulmaya çalışıyorlardı. Hayattan kopmuş gibi gözüküyorlardı. Bu sefer içimdeki merak o dosyalara yöneldi.
Ve son olarak sol çaprazdaki camlı dolabın yansımasından asansör tarafında üç kişinin daha olduğu belliydi ama sadece silüet olarak gözüküyorlardı.
Ani bir refleksle her şeyi anlayabilme umuduyla öne doğru bir adım atmıştım ki Damon kolumdan tutarak beni engelledi ve eksi iki tuşuna basarak asansörün kapanmasını sağladı. Kapılar kapanmadan hemen önce yansımalardan gördüğüm adamlardan biri konuştu. Sesi pürüzsüz, fazlasıyla netti. Kendinden emin oluşu tonuna yansımıştı.
"Olan oldu, biz işimize bakalım."
Ve kapılar kapandı, asansör aşağıya yöneldi.
"Bizi fark etmelerini mi istiyorsun?"
Damon'ın sorudan ziyade azarlayan cümlesiyle ona döndüm. Hala kolumu tutan elinden kendimi kurtardım ve "Sadece neler olduğunu anlamaya çalışıyordum."dedim.
"Görev sırasında fazladan merakın hep başına bela olmasından ne zaman ders alacaksın? Hala aynısın."
Sinirden gerilmiş vücuduyla söyledikleri benim de gerilmeme neden olmuştu. Merakım sonucu başıma bela açtığım çok olmuştu ama hatırı sayılır bir şekilde azaltmıştım. Ayrıca açtığım belalarla oldukça iyi başa çıkıyordum.
"Beni geçmişle kıyaslamaktan vazgeç. Ve orada bizi ele vermeyecektim."dedim sakin kalmaya çalışarak.
"Bölmek istemezdim ama şimdi bunun sırası değil. Odaklanın."
Kulağımda Julia'nın sesini duymamla asansörün kapısının açılması aynı anda olmuştu.
Kendimi hazırlayıp neyle karşılaşacağımdan emin olmayarak bekledim. Damon bana biraz daha yaklaşıp herhangi bir tehlikeye karşı savunma pozisyonu aldı. Bu sanki vahşi bir hayvanın bölgesini işaretleme şekli gibiydi.
Bizi loş ışık karşıladı. Gölerimi kısarak daha ilerisini görmek için odaklandım. Yukarısının aksine etrafa sessizlik hakimdi.
Herhangi bir tehlike sezmeyen vahşi Kara Mamba geçmeme izin verdi(!)
Çok büyük bir yer değildi. Normal bir oda büyüklüğü sayılırdı. Sıra sıra kitaplıklar dizilmişti ve rafları belgelerle doluydu.
İlerleyip rastgele bir raftan belge aldım.
İçerisinde hastanenin harcamalarını içeren hesaplar vardı. Herhangi bir şey gözüme çarpmayınca yerine bıraktım ve başka bir taneye yöneldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON SÜVARİ -Kızıl Ejder
Fantasy"Karanlıktan korkar mısın?"dedi sorusunu yineleyerek. "Demek karanlığın kendisi sensin ve karanlık asla seni korkutamaz."dedim onun söylediklerini tekrar ederek. Kibirle çürük dişlerini göstererek sırıttı. "Karanlık benim!" "Peki o halde. Sorumu değ...