Leprikon...Siyah bir kazağın üzerine yeşil tulum giymiş, yeşil şapka takmış bir cüce cindi. Halkın arasına kolayca karışıp yaşamlarını sürdürebilirlerdi. Tarih öncesinde neredeyse bütün Leprikon'lar, ellerinden en iyi gelen işi, yani ayakkabıcılık işiyle uğraşıyordu. Şimdilerdeyse ayakkabı firmasının sahibi olan Leprikon'lar bile vardı. Tabii ki tek özellikleri ayakkabı yapmak değildi.
Bir Leprikon'nun gözüne bakan kişi kaçamaz ve ortadan kaybolurdu. Tabii bu Leprikon istediği sürece oluyordu. Ama bunu bilenler gözlerine bakmaktan kaçınırdı.
Karşısındaki, gözlerini koluyla kapatan çocuğun bildiği gibi...zeki çocuk.
Leprikon çocuğa bir adım daha yaklaştı.
Zafina'dan bir kükreyiş koptu. Gözlerimin önüne kalkanımı çektim. Artık gözlerim bir ateş katmanının arkasındaydı. Karşıdan bakan kişi, gözlerimin akının tamamen kızıl olduğunu, göz bebeğimde ise alevlerin dans ettiğini görüyordu. Benim açımdan ise görüşüm normaldi. Sadece kalkan örtmüştüm. Leprikon'un gözlerinden korunmak için.
Damon ile göz göze geldiğimde onun da aynı şeyi yaptığını gördüm. Gözlerinin akı buz mavisiydi. Onun göz bebeğinde ise benim aksime okyanusun dalgaları dans ediyordu. Simsiyah kıyafetleri ve gece siyahı olan saçlarının arasında gözleri parlıyordu. Dolgun dudakları hafifçe titreyerek kıvrıldı.
Aynı anda küçük çocuğa fazlasıyla yaklaşan Leprikon'a dönüp onlara doğru ilerledik.
"Hey."diye seslenmemle gözlerini çocuktan çekip bize baktı.
"Vay vay vay, birileri bu küçük yaramazı kurtarmaya mı gelmiş? Ne yazık!"dedi çatallı sesiyle.
"Ben burada tek bir küçük görüyorum."dedim yüzüne bakmak için kafamı daha çok eğerek.
Sırıtan ifadesinin yerini sinirli bir ifade aldı. Onlara küçük yada bücür denmesinden nefret ederlerdi.
"Gözlerine kalkan örten bir korkak mı söylüyor bunu?"diye tısladı.
"Küçük, savunmasız bir çocuğu kaçırmaya çalışan bir ödlek mi söylüyor bunu?"dedim.
"Sen.."diye tısladı fakat devamını getiremedi.
"Açma."
Bu sefer konuşan Damon'dı fakat ne dediğini anlayamadığım için ona döndüm. Gözleri çaprazımızdaydı. Küçük çocukta...
Oraya baktığımda çocuğun neredeyse kolunu gözlerinden çekmek üzere olduğunu gördüm. Fakat Damon'ın komutuyla hemen geri kapatmıştı.
"Ah, her zaman bakarlar. Merak, kemirgen bir yaratık gibidir. Tüketinceye kadar en büyük düşmanı olan sabrı kemirir ve yanlış şeyler yaptırır. Kimsede onu durduracak irade yoktur."dedi alayla Damon'a bakarak.
"Hala burada olduğuna göre yeterli iradeye sahip."dedi Damon.
"Uzun sürmez."
"Yerinde olsam onun karşısında bu kadar rahat olmazdım."dedim Leprikon'a, Damon'ı işaret ederek.
Leprikon kaşlarını çattı, Damon sırıttı.
Leprikon'ların zayıf noktası suydu. Ve Damon da bir Sphix'ti!
Damon'ın okyanus dalgalarını anımsatan kalkanlı gözleri titreşti. Ellerinin etrafında su hareleri dans etmeye başladı. Yavaşça elinin etrafında halkalar oluşuyor ve yoğunlaşıyordu.
Yavaş hareketlerle olanları izleyen Leprikon'un yüzündeki ifade değişip şekillendi.
Endişe.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON SÜVARİ -Kızıl Ejder
Fantasy"Karanlıktan korkar mısın?"dedi sorusunu yineleyerek. "Demek karanlığın kendisi sensin ve karanlık asla seni korkutamaz."dedim onun söylediklerini tekrar ederek. Kibirle çürük dişlerini göstererek sırıttı. "Karanlık benim!" "Peki o halde. Sorumu değ...