Endişe bütün damarlarımda nefes alırken benim oksijenimi kesiyordu. Kötü senaryolar o kadar yoğundu ki zihnimi istila ediyordu.
İçimdeki fısıltılar kulağımı yırtarcasına keskindi. Zafina'nın kükremesi bile onu alt edemiyordu.Senin yüzünden.
Hipnotize olmuş bir şekilde sudan gözlerimi alamazken sarsıldığımı hissettim. Kafam bir el trafından çevrilse de gözlerimin odak noktası su olarak kalmaya devam etti.
Gece yanına geleceğim. Bir yere ayrılma.
Kıyıya yakın olacağım.
Zihnim en son konuşmamızı tekrar tekrar bir video gibi oynatıyor ardından bütün organlarımı titretecek kadar haykırıyordu.
Senin yüzünden.
"Bana bak Serena."
Yüzüm avuçlarının içinde sıcaktı. O kadar sıcaktı ki ellerinin soğukluğu tenimi yakıyordu.
"Lütfen bana bak."
Dediğini yaptım. Gözbebeklerim yavaşça hareket etti.
Senin yüzünden.
"Benim yüzümden."diye fısıldadım.
"Beni dinle."
Tekrar fısıldadım. "Benim yüzümden."
Tekrar ve tekrar..."Henüz bir şey bilmiyoruz. Kendine gelmene ihticacım var."
Umut, görkemli bir tepside zehirli bir meyve olarak önüme sunulmuştu.
Beni öldürebilirdi."Derek'in sana ihtiyacı var."
Fakat kendi zehrimin panzehiri de olabilirdi.
Meyveyi aldım.
Bütün korkularımı zihnimin en derin köşesine gönderdim. Vicdanımı bastırarak mantığımın öne geçmesini sağladım.
Her şey bittiğinde size izin vereceğim, diye düşündüm.Yenilenmiş parlak gözlerimle derin bir nefes aldım ve karşımda beni dikkatle izleyen gri gözlere odaklandım. "Bana neler olduğunu anlat."
"Güzel."diye fısıldadı yüzüme doğru. Elleri hala yanaklarımdaydı. Alnını alnıma dayayarak gözlerini kapadı.
Benimde gözlerim kapanırken birkaç saniye öyle kaldık. Ardından tekrar "Güzel."diye fısıldadı ve bütün temasını keserek geriledi.
O an herkesin bir şeylerle ilgilendiğini gördüm. Jason ve Tanya telefon konuşması yapıyordu. Julia sudan örnek alırken Linda ve Alex kıyıda muhtemelen zehirden ölen herhangi bir canlı var mı diye arama yapıyorlardı.
Lisa ise üzerini çıkartıyordu.
Bir dakika...
Üzerini mi çıkartıyordu?Kaşlarım çatarak ona doğru ilerlerken Damon'ın benden önce onun yanına vardığını ve tişörtünü çıkarttığını fark ettim.
Kaşlarımı o kadar çatmıştım ki görüşümün yarısını kısıtlıyorlardı.
"Ne yaptığınızı sanıyorsunuz?"Lisa işaret parmağıyla okyanusu işaret etti. "Duruma bakmamız için inmemiz gerekiyor."
Keskin ve kaba çıkan sesimi umursamadım. "Hayır."
"Sorun yok. Zehirin etkisi büyük değil."diye açıkladı Damon.
Tamamen bedenimi ona doğru çevirerek gözlerine baktım.
"Nereden biliyorsun?""Linda kontrol etti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON SÜVARİ -Kızıl Ejder
Fantasy"Karanlıktan korkar mısın?"dedi sorusunu yineleyerek. "Demek karanlığın kendisi sensin ve karanlık asla seni korkutamaz."dedim onun söylediklerini tekrar ederek. Kibirle çürük dişlerini göstererek sırıttı. "Karanlık benim!" "Peki o halde. Sorumu değ...