Bölüm 31: Yabancı

2.6K 297 182
                                    




Kağıt parçasının külleri ellerimden süzüldüğünde zihnim bulanıktı.

Bu zamana kadar hep avcı olmuştum. Av olduğum zamanlar çok eskide kalmıştı. Verdiği hissi unutmuştum. Şimdi birinin beni izlediğini düşünmek tekrar savunmasız olduğum o zamanlara dönmüşüm hissi veriyordu. Bu da tozlu raflardan eski bir kitabı alıp okumak gibiydi. O tozda boğulmadan kitabı yerine koymam gerekiyordu. Ya da tozu temizlemem...

Ne kadar süre boş sokakta öylece dikildim bilmiyordum ama sonunda harekete geçerek yürümeye başladım. Bir yandan kendimi toparlayıp planlar yapıyor, ipuçlarını birleştirerek önüme yeni seçenekler çıkartıyordum.

Bir süre düşünmeden yürüdüğümü anladığımda durdum ve etrafıma dikkatli bir şekilde baktım. Eski, sallanan tabelayı gördüğümde adımlarımın beni ucubeye getirdiğini fark ettim. Belki de gerçekten buna ihtiyacım vardı. Rigel'i görmeyeli uzun zaman olmuştu.

Kapının açık olduğunu fark edince tıklamadan içeri girdim. İçerisi boş ve temizdi. Sandalyeler ilk geldiğimizdeki gibi masaların üzerine dizilmişti. Anlaşılan bugün Margaret temizlik yapmıştı.
İlerleyip etrafa bakındım fakat ne onu ne de Rigel'i görebildim.

"İçeri gel çocuk."

Margaret'in sesini duymamla adımlarım durdu ve sesin geldiği yöne doğru çevrildi. Mutfaktan seslendiğini tahmin ederek oraya yöneldim. Tahmin ettiğim gibi masada bir şeylerle uğraşıyordu. Ona doğru ilerleyip karşısına oturdum.
"Ne yapıyorsun?"diye sordum doğradığı meyvelere bakarken.

"Marmelat yapacağım."diye açıkladı.

Anladığımı belirtircesine kafamı salladım. Etrafa tatlı bir koku hakimdi ve bu bende yüzümü buruşturma isteği uyandırıyordu. "Burası bugün çok boş."

Meyveleri doğrayıp çürük olanları atarken "Temizliğe ihtiyaç vardı."diye açıkladı.
"Sen neden buradasın?"

"Rigel'i görürüm diye umuyordum."

Alayla güldü. "Biraz geç kaldın. Buradan birkaç kişiyle yürüyüşe çıktı. Arada bunu yaparlar."

"Kimlerle?"diye sordum istemsizce.

"Endişelenme. Güvenmediğim insanlarla onu yollamam."

Bir şey söylemedim fakat yine de bu söz beni rahat hissettirmemişti.

"Söyle bakalım küçük kız, burada işler nasıl gidiyor?"

Anlaşılan Margaret sohbet havasındaydı.
"Karışık."dediğimde tekrar o alaylı ifadesini takındı.
"Kolay olsaydı hiç zevki kalmazdı."

Kaşlarımı çatarak bir süre düşündüm.
"Aslına bakarsan zevk almayı bir süre önce bıraktığımı düşünüyorum."

Bir mırıltı çıktı dudaklarından.
"Fazla zor da zevkli değil tabii."

Bu sefer alayla gülme sırası bendeydi.

Kısa bir süre sonra sessizliği bölerek "Amcanla mı yaşıyorsun?"diye sordu.

Şu andan değil genel olarak bahsettiğini düşünerek kafamı onaylarcasına salladım.

"Öyleyse ailen hayatta değil?"dedi sorarcasına. Bunu söylerken gözlerini cevabımdan emin olmak istercesine bana çevirmişti.

SON SÜVARİ -Kızıl EjderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin