15.05.2019
Gözlerimi açtım. Yataktan kalktım. Uyanma sebebim ise sanırım duyduğum selanin sesiydi. O kadar güçlüydü ki kulaklarım patlayacak sandım. Handanla Zehra odaya girdi. Bakışlarını yere doğru götürdüler. Ağlıyorlardi. Anlam veremiyordum. Handan yaklaştı ve yanağımı okşadı. Elimden tutup odadan çıktık. Elimi bıraktı ve benden uzaklaştı. Elime baktım. Hatta ellerime. Kan içindeydiler.Bu ne? Ne oluyor? Yoksa yine mi birini öldürdüm? Yine mi ellerimi kana bulaştırdım? Merdivenlerden aşağıya indi Handan. Saniye içinde kayboldu.Korkmuştum. Handanin peşinden gitmeye karar verdim. Ağır adımlarla merdivenlere doğru gittim. Koşmaya başladım. Bir türlü varamadım sona. Koşuyordum, koşuyordum ama sonu yok gibiydi. Bir şekilde sona geldim.Aşağiya indim. Adamların yüzleri yere eğik, bakışları ise üzgün. Konağın kapısı açıldı. Konağa siyahlar içinde bir adam girdi. Yaşlıydi ama hala ayakta duruyordu. Biraz daha iyi baktım. Babamdi o. Yıllar önce öldürdüğüm babam şimdi karşımda duruyordu. Yaşıyor olamaz. Bu bir kabus olmalı. Gerçek olamaz. Ben ölüsünü yıkadım bu adamın.Yağmur yağmaya başladı. Bakışlarımı avluda gezdirdim. Gördüklerime karşı dilim tutuldu. Hiç bir şey diyemedim. Önümde duran kanlı ayak izlerini gördüm. Başımı kaldırdım. Karşımda Hazar duruyordu elindeki babamın silahinla.Onun önünde ise Aliyle çocuklarımız vardı. Nefesim daralıyordu. Kalp atışlarım azalıyordu. Bu kadarını da yapmış olamaz. Hayır, olamaz. Yapamaz. Bu kadar kötü değil o. Yerdeki çocuklara ve Aliye koşmak istedim. Ama o an sanki bacaklarım kilitlendi. Hareket edemedim. Hazar ise deli gibi gülüyordu.Babam yanına geldi Hazarin. Ikisi de yüzüme gülüyorlardi.Hazar silahı bana doğru tuttu. Babam gözlerimin içine baktı gülerek. Hazarin elinin üstüne kendi elini koydu ve yaklaştı bana. Silahı alnıma dayadı. Silah sesi duyuldu.....
"Hayır, hayır.. Yapma"Mutfağa giderken babamın odasından gelen sesler dikkatimi çekti. Ne oluyor? Pencereye yaklaştım ve onu yatakta gördüm. Uyuyordu ama iyi değildi. Sayiklamaya devam etti. Hızlıca odaya girdim ve yatağa yaklaştım. Hafifçe omzuna dokundum
"Baba, uyan"
"Yapma.. Lütfen"
Kan ter içindeydi. Kıvranıyordu.
"Baba, baba kalk"
Bu sefer uyandırmaya çalıştım. Kötü bir rüya görmüş olmalı. Başka açıklaması yok bunun. Bir kaç saniye sonra uyandı ve derin bir nefes aldı. Bana baktı. Bir şey demeden sarıldı bana.
"Baba, iyi misin?"
Başını olumlu anlamda salladı. Komidin üstünde duran bardağı aldım ve dudaklarına yaklaştırdim.
"Biraz su iç baba"
Babam bardağı eline aldı ve içindeki suyu içti.
"Baba,rüya falan mı gördün? Her yerin ıslak, ben sana başka bir şey vereyim"
"Yok oğlum.. İyiyim ben, iyi"
Kısık bir sesle bana bakarak dedi.
"Sen git yat, ben iyiyim. Merak etme"
"Eminsin dimi?"
"Eminim oğlum, hadi iyi geceler aslan parçası"
Ona bakıp yataktan kalktım. Odadan çıktım ve kapıyı kapattım.
...
O nasıl bir kabustu öyle? Kalbim duracaktı. Çıkacaktı yerinden. Yavaşça yataktan kalktım. Temiz kıyafet aldım ve banyoya girdim. Duşa girdim. Yıkandıktan sonra çıktım duştan. Üstümü giydim....
Telefonumun zil sesiyle uyandım. Gözlerimi açtım ve komidin üstünde duran telefonumu aldım elime. Azat arıyormuş."Oğlum?"
"Anne, bir şey söylemem lazım sana"
"Noldu bu saatte?"
"Babam hiç iyi değil anne. Az önce onu uyandırdım. Bir kabus görmüş. Ilk değil. Ama bu galiba baya kötü. Babamin durumu git gide kötüleşiyor. Kan ter içinde uyandı anne. Ne yapacağımı bilmiyorum. Doğru düzgün yemiyor. İçmiyor da. Bi görsen halini.. "
Doğrulup lambayı açtım.
"Ne diyorsun sen, Azat? Baban nerede şuan?"
"Odasında, anne"
"Onu yalnız bırakma, ondan hiç ayırma. Ben geliyorum"
"Ne? Nasıl geliyorsun? Anne, olmaz"
Telefonu kapattım. Yataktan kalktım ve bavulumu aldım. Eşyalarımı topladım. Zehrayla Asenayi ve Zeynepi uyandırdım
"Kalkın, Midyata geri dönüyoruz"
"Ne Midyati şimdi, Handan?"
Asena baktı bana.
"Hadi hadi, gitmemiz lazım"
Onlar da eşyalarını topladı. Balkona çıktım
"Arabayı hazırla, gidiyoruz"
Adamlardan birine dedim ve evi terk ettik. Arabaya bindik.
...
Konaktan çıktım ve halamin olduğu eve gittim. Evin önüne gelip içeriye girdim."Hoş geldin, halasının birtanesi"
Güldü bana bakıp.
"Ne yapacağız? Bana bir şey söyle. Ben artık böyle duramam, bir şey yapmam lazım hala"
"Ne gibi?"
"Cihani öldürmek gibi"
"Şimdi değil dedim ya.. Az sabret"
Derin nefes alıp oturdum koltuğa.
"Cihan kaç gecedir kabus görüyor. Azat öyle dedi"
"Aa öyle mi?"
Başıni olumlu anlamda salladı.
"İşte kimse yaşattığını yaşamadan ölmez diyorlar, Hazarcim. Bak Allah belasını veriyor"
Yanıma oturdu.
"Sana bir şey söylemem lazım,ama sakin kalacaksın?"
"Bilmediğim daha ne var, hala? De hele"
Baktım ona.
"Asena senden önce bir pavyonda çalışıyordu"
"Ne?"
"Öyle maalesef.. Şimdi ne yapacaksın ne edeceksin onu bilmem ben. Karışmam da. Hakkındir bunları bilmek. Anlatayım dedim"
"Sen bunları nereden biliyorsun?"
"Ben her şeyi bilirim. Unuttun mu?"
Yüzüme güldü saçımı okşayıp. Gözlerimi kapattım.
![](https://img.wattpad.com/cover/252917453-288-k165085.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Delalîm
Romance"ben seni çok sevdim.." bu cümleyi kurarken sesi titriyordu. Çünkü o kimseyi sevmezdi. Karanlıkta büyüyen bir adamdı.Sevgi ve aşk ne demek bilmezdi. O küçük kalbini kış sardı. Hiç bahar görmemişti.. Dağ gibi bir adamdı Cihan ağa. Sert ve acımasız bi...