•42 BÖLÜM•

396 14 0
                                    

19.05.2019
Cihan uyandı. Handan yanında değildi çünkü ondan önce uyandı ve mutfağa gitti. Cihan doğruldu. Yataktan kalmak istedi ama bir bacağı tutmuyordu doğru düzgün. Acı hissetti.

"Ne oluyor lan?!"

Sinirle sesini yükseltti. Bacağına sertçe yumruk attı. Yataktan bir şekilde kalktı ve duvara tutunarak köşede duran bastonu aldı. Terliklerini giydi ve yavaş yavaş odadan çıktı. Handan onu görünce koşarak yanına geldi.

"Cihan, bu ne?"

Bastona baktı.

"Bacağım azıcık ağrıyor, geçer"

Handana bakıp merdivenlere çıktı. Aşağıya inerken kapı açıldı. İçeriye iki adam geldi bir sandık taşıyarak. Cihan indi. Adamlar Cihanin önüne bıraktılar.

"Bu ne?"

"Hediye yazıyordu ağam, kimin getirdiğini görmedik"

Handan Cihanin yanına geldi ve adamlara baktı. Ne olduğunu bilmiyordu.

"Açın"

Cihan bastonun ucuyla dokundu sandığa. Adamlardan biri sandığı açtı. Handanin gözleri doldu. Ellerini karnına götürüp sıkıca sardı karnını. Bu kadar kötü bir şey kim yapabilir ki? Sandığın içinde bir bebek yatıyordu. Üstü kan içindeydi.

"Bakma"

Handani güçlü kollarıyla sardı Cihan. Başını göğsüne gömdü Cihanin Handan. Cihanin dili gördüklerine karşı tutuldu. Handanin saçlarından öptü.

"Cihan.."

Handan ağlamaya başladı. Cihan sandığın içindeki bebeğe bakmaya devam etti. İçi yanıyordu. Bir bebeğe kim böyle işkence eder? Kim yapar yeni doğmuş bebeğe böyle bir şey? Derin bir nefes aldı Cihan.

"Kapat şunu"

Cihan adamlardan birine baktı.

"Bir mezar kazın bizim ailemizin olduğu yerde. Bu masum melek bari orda rahat bulsun"

"Emredersiniz ağam"

Sandığı alıp gitmişler. Handan Cihana dolu gözlerle baktı.

"Cihan bu bir işaret.. Kızımıza bir şey olacak ben diyorum sana.. Niye inanmıyorsun?"

"Sakin ol, Handan. Sakin ol Birtanem, kızımıza hiç kimse hiç bir şey yapamaz"

Sıkıca sarıldı Handana.

"Cihan, halan durmayacak.. Bizi yakmadan durmayacak.."

Handan da Cihana sarıldı. Ağlamaya devam etti. Cihan da biliyordu. Fahriyenin işi bu. Şadoğlularin canını yakmak istedi. Ve her seferinde başarıyordu.

"Anlasana, Cihan.. Bir masum bebeğe bunu yaptıysa bize neler neler yapmaz.. Ya hiç mi düşünmüyorsun Azati? Ya da kızımızı? Nerede senin verdiğin sözler? Hani bizi koruyacaktin sen? Başaramıyorsun, Cihan. Yapamıyorsun. Fahriye hepimizden daha güçlü. Ve bizden birinin canını almadan durmayacak"

Handanin haykırıyordu. Cihandan geri çekildi ve gözlerine baktı. Söylediği her şey doğruydu. Fahriye onlardan daha güçlüydü. Çünkü evlat acısıyla yanıyordu. Kül oldu. Handanin gözlerini sildi ve odasına çıktı.

"Başaramıyorsun, Cihan.. Ailen dağılıyor.."

Cihan dolu gözlerle yere baktı. Zar zor ayakta duruyordu. Odaya girdi.

"Giyecek bir şeyler ver bana"

"Nereye?"

"Soru sorma, dediğimi yap"

Cihanin sesi sertleşti. Handan bir şey demeden dolaba yaklaştı. Bir siyah takım aldı ve yatağa koydu. Banyoya kaçtı. Cihan hızlıca üstüne Handanin ona verdiği takımı giydi.

"Yıkmayacaksin beni, hala. Yapamazsın bunu"

Sessizce dedi aynaya bakarak. Gözleri öfke ile doluydu. Handanin ona ettiği laflar ağır gelmişti. Yastığın altından silahını aldı ve beline taktı. Bastonu eline aldı ve onun yardımıyla zar zor konaktan çıkıp arabasına bindi.

...
Fahriye salonda oturuyordu. Televizyon izliyordu. Kapı çaldı.

"Galiba meşhur misafirim geldi"

O kadını bekliyordu Fahriye. Koltuktan kalktı ve kapıya doğru gitti. Kapıyı açar açmaz nefesi kesildi. Cihan boynundan tuttu ve salona doğru ittirdi. Koltuğa attı ama boynundaki elini kıpırdatmiyordu.

"Seni öldürmem için tek bir sebep söyle, hala"

Boynunu sıkmaya devam etti. Fahriyenin nefesi git gide azalıyordu.

"B.. Bırak beni.."

Fahriye kısık sesle dedi.

"Ölüm korkusu nasıl bir şey, anlatır misin biraz?Merak ediyorum!"

Fahriyenin gözlerini korku aldı. Korkuyordu Cihandan. Ilk defa biri ona böyle davrandi.

"Anlatacan mi, yoksa ben göstereyim sana ha?!"

Fahriye elini Cihanin elinin üstüne koydu. Kıvranıyordu. Kaçmak istedi. Ama yapamadı.

"Noldu?! Korktun mu?! Benden mi, ölümden mi, Allahtan mi yoksa işlediğin günahlarından mi?!"

Cihan gülmeye başladı.

"Korkuyor musun lan?!"

Bağırarak dedi Cihan. Dikkat ediyordu. Fahriyeyi öldürmek gibi bir niyeti yoktu. Korkutmak istedi. Ve başardı.

"Y.. yapma.. Ne.. Olur"

Zar zor dedi Fahriye.

"Eğer aileme birdaha yaklaşırsan, birdaha bugün yaptığın şeyle aynısını yaparsan, seni gözümü kırpmadan öldürürüm. Ama unutma bu felaketten de sağ sağlım çıkacağız, emin ol buna. Ne yaparsan yap beni bitiremezsin. Dua et ki evde beni bekleyen hamile bir karım var, yoksa seni şuracıkta öldürürdüm. Anladın mi lan beni?!"

Sesini yükselterek dedi Cihan. Son cümleyi kurarken boynunu iyice sıkıp yere attı Fahriyeyi.

" Umarim aklın başına gelir"

Bastonu aldı ve yerde yatan Fahriyeye baktı.

"Yazık"

Evden çıktı ve Fahriyenin vurulan adamlarına baktı.

"Şu köpekleri de bitirin"

Kendi adamlarına bakıp arabasına bindi. Otele gitti ve odasına girdi.

DelalîmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin