Midyata döner dönmez,hemen depoya gittim. İçeriye gidip kapıyı kapatarak Devrimin bana verdiği zarfı açtım. İçinde bir kaset ve bir fotoğraf vardı. Fotoğrafı elime aldığım an, televizyonun karşısına oturdum. Fotoğrafta bir kadın ve bir çocuk vardı. Daha iyi baktığımda bu kadının Nazlının olduğunu fark etmiştim. Kucağındaki çocuk da o zaman Akın olmalıydı. Fotoğrafı inceledikten sonra, kaseti aldım. Televizyona yaklaşıp durdum. Daha yeni geldi aklıma. Derin bir nefes alıp depoda bulunan eski bir radyoyu aldım. Kaseti içine koyup oynattım. Dikkatlice dinlemeye başladım.
"Şu bezini değiştirelim mi artık, paşam?Ama uslu durmazsan olmaz ki..Sen büyüyünce Cihana çok benzeyeceksin,onun gibi olacaksın o bile şimdiden belli,o da senin gibi böyle hareketli biri"
Nazlının sesiydi bu. Üstünden seneler geçse de bile onu unutmadım. Dinlemeye devam ettim. Sonra da bir ağlama sesi geldi.
"Tamam Akın, ağlama bitti bak.. Karnını doyurdum,bezini değiştirdim. Daha ne istiyorsun.."
Akınla Nazanin konuşmasını dinlerken,depoya Azat daldı.
"Baba?Bana anlatmayı düşünüyor musun?"
"Sus"
Azat hepsini duymuştu ve artık benden hesap da sormuştu. Kaçamazdım. Kaset yavaş yavaş sonuna doğru gitmeye başladı,sesi git gide bozuluyordu.
"Bunu nasıl yaptın Nazlı?!Beni nasıl aldatırsın lan!"
Ve üç kurşun birde bebek ağlama sesi tekrardan geldi. Gözlerimi kapatıp kaseti çıkardım radyoyu yere fırlatarak. Akın benimle aynı şeyi yaşamıştı. Anası gözünün önünde katledildi,ama o daha bebekti. Ben ise küçük bir çocuk. Azat başımda bekliyordu hiç kıpırdamadan. Gitmek gibi bir niyeti yoktu. Ona dönüp baktım.
"Ne oluyor baba?Ne bu?Ben doğru mu duydum? Akın kim,Nazlı kim?"
"Her şeyi anlatacağım"
"Anlat o zaman!"
Delirmişti. Bana sesini kaldırıp ortalığın anasını belledi.
"Bana bağırma,Azat!Ben senin babanım!Haddini bil,hadsiz!"
Bağırdım ona bakarak.
"Nazlı benim eski sevgilimdi. Annenle ben evlenmeden bir ay önce ayrılmıştık Nazanla. Onun hamile olduğunu bilmiyordum, bilseydim bırakmazdim. Duyduğun diğer isim de bu durumda benim oğlum oluyor,senin de abin"
"Annemin yüzüne nasıl bakacaksın bundan sonra?Hangi yüzle?"
Sinirlenmiştim. Nasıl oldu hiç bilmiyorum,ama ona tokat atmıştım. Yüzünü eğip güldü hafifçe. Elimi indirdim ona bakarak.
"Karımla benim aramda olan şeylere karışma.. Şu haline bak,kaç yaşına gelmişsin.. Hâlâ aile kuramadın. Ben sana diyeyim,senden adam olmaz. Olmaz"
Üstüne tükürüp kaseti alarak depodan çıkış yaptım.
"Ben sana güzel bir haber vermek için gelmişim..Ama sen yine her zamanki gibi mahvettin her şeyi.. Teşekkür ederim"
Dedi Azat. Ona dönmeden,bakmadan arabama binip konağa doğru yol aldım. Konağa yaklaştığımda telefonum çaldı. Bilinmeyen numara. Açtım.
"O kaseti bana vereceksin. Midyata geliyorum, uçağa bineceğim birazdan"
Akının sesiydi bu. O aramıştı.
"Geldiğinde tekrar beni ara"
Diyip kapattım hızlıca. Arabayı park edip, konağa girdim. Handani mutfak kapısında gördüm. O da beni bekliyor gibiydi. Kahvesini içiyor,bana bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Delalîm
Romance"ben seni çok sevdim.." bu cümleyi kurarken sesi titriyordu. Çünkü o kimseyi sevmezdi. Karanlıkta büyüyen bir adamdı.Sevgi ve aşk ne demek bilmezdi. O küçük kalbini kış sardı. Hiç bahar görmemişti.. Dağ gibi bir adamdı Cihan ağa. Sert ve acımasız bi...