Multimedia da Deniz..
~~~~~~
Deniz...
"Lütfen gitme! Konuşalım! "
Kolumun tutulmasıyla yaşlı gözlerle arkama döndüm ve konuşmaya başladım.
"Ne konuşacağız Serhat? Söylesene konuşabileceğimiz bir şey kaldı mı? Ben sana suçsuz olduğumu en başından beri söyledim. Bana inanmadın. Şimdi mi inanacaksın? O kız her şeyi itiraf etti diye hemde. Sen bana en başında inanmamışsın şimdi kalsam neye yarar?" dedim ve kolumu kurtarıp arkamı döndüm ve gitmek için yeltendim. Ama tekrar kolumdan çekiştirildim ve çabam boşa çıktı , gidemedim.
"Özür dilerim. Anlıyor musun? Sana inanmalıydım. Haklısın. Ama her şey üst üste geldi. Kim haklı kim haksız ayırt edemedim. Yalvarırım gitme. Bitirme her şeyi.Ben çok pişmanım. "dediğinde daha şiddetli ağlamaya başladım.
"Sen bana inanmadın Serhat. İnanmadın ve her şeyi bitiren sen oldun. Kaç kere ayağına kadar geldim. Beni dinle dedim. Ben suçsuzum dedim. Sen ne yaptın? Bana inanmadığını söyledin. Benden nefret ettiğini söyledin ve beni kovdun. Şimdi de ben senin pişman olduğuna inanmıyorum." diyip arkamı döndüm.
"Denizciğim daha içten ağlaman gerekiyor tatlım." dediğinde Esra hoca daha ne kadar ağlayabileceğimi merak ediyordum doğrusu. Sabahtan beri zaten içim çıkmıştı ağlamaktan ama daha içten ağlamam gerekiyormuş!
"Hocam içten ağlıyorum zaten. Daha nasıl ağlamam gerekiyor?" diye hocaya yakınmaya başlamışken Can imdadıma yetişmişti.
"Hocam bugün biraz erken mi bitirsek acaba? Uğraşıyoruz ama olmuyor mağlum." diyip bana göz kırpınca beni kurtarmak için bu teklifte bulunduğunu anlamıştım. Canım arkadaşım ya..
Esra hoca saatine bakıp bize döndüğünde "Normalde olsa izin vermezdim ama bugün kızımın doğum günü. O yüzden izin veriyorum ama yarın daha iyi olacaksınız. " diyip ayaklandı ve bizde Can ile bir beşlik çaktık.
"Çok teşekkürler Can. Sen olmasan sabaha kadar ağlar dururdum heralde." dediğimde cidden bu durumdan kurtulduğum için sevinçliydim.
"Boşver. Zaten bizimde çocuklarla maçımız vardı iyi oldu. " dediğinde ikimizde gülmeye başladık. Bu sırada bizimkilerde gelmişti.
"Operasyon tamam. Esra hoca gidebileceğimizi söyledi. Hadi Can!" dediğinde Ömer herkesle kısa bir vedalaşmanın ardından ayrılmıştık.
Yaser'in gidişinden sonra birkaç gün yıkılmış vaziyette dolaşsam da bir süre sonra kendime gelmiştim. İkimizde suçluyduk aslında. Ben olayı fazla uzattığım için o bana inanmadığı için...
Yaser benden kaçtığı için gerçekleri gördüm de diyebilirim. Ben onu , ne yaparsa yapsın çok seviyorum. Bu aramızdaki durumu düzeltebilir miyiz bilmiyorum ama ben onsuz yapamazdım tek bildiğim buydu.
Depresyondan çıkmak içinde ben tiyatro kursuna yazıldım , Zeynep yüzmeye ... Aslında iyi de olmuştu. Kafamız dağılıyordu.
Eskiden de tiyatro dersleri aldığım için rolü çabucak kapmıştım. Ufak bir oyunumuz olacaktı. Bizde onun için durmadan çalışıyorduk.
Can..Yani oyundaki partnerim Serhat. Kısa zamanda çok iyi arkadaş olmuştuk. Birbirimizin arkasını kolluyorduk Esra hocaya karşı. Esra hoca oyunu yetiştiremeyeceğimizi düşündüğü için bize deyim yerindeyse kök söktürüyordu. Bizde Can ile zorda kaldığımızda birbirimize yardım ediyorduk bugün olduğu gibi.
Oyunda yan roller de vardı tabi. Ömer oyundaki Gamze'ye yani bana aşık esas oğlan ile kızın arasını bozan karakterdi. Farah ise Serhat'a aşık ve şizofren olan diğer kötü karakter. Aslında tipik bir aşk dramasını oynuyorduk.
Gerçekte ise yakın arkadaşlıklar kurmuştuk. Maça giderken her ne kadar Ömer ve Can ısrar etse de gitmemiştim. Zeynep mesaj atmıştı ve kazandığı iddiayı kutlayacaktık. Bu yüzden Ömer, Can , Farah ve bir kaç kişi beraber gitmişlerdi.
Bu oyun işi de çok iyi olmuştu. Yaser'i daha az düşünüyordum ama konusunun Yaser ile yaşadıklarımıza benzemesi canımı acıtıyordu.
"Ay bugün de hepiniz pek dalgınsınız." Sinem'in sesini duymamla kendime gelmem bir olmuştu. Sinem bana koşarak gelirken Zeynep de gülüyordu.
"Kız bu gözlerinin hali ne!" diye cırladığında Sinem yüzümü istemsizce buruşturdum.
"Esra hoca içten ağlamam gerektiğini söyledi de sabahtan beri ağlıyorum." dediğimde Zeynep bana gülüyordu.
"Kim sana tiyatro kursuna yazıl dedi. Hayır yazıldın madem ne diye oyuna giriyorsun ki." dediğinde Sinem de lafa atlamıştı.
"Gel bizim kursa. Oh mis valla." dediğinde güldüm ve kursumdan memnun olduğumu dile getirdim.
"Neyse nereye gidiyoruz bakalım." dediğimde Sinem sanki bunu bekliyormuş gibi hızla yola koyulmuştu bile. Biz de Sinem'in arkasından neredeyse koşuyorduk.
"Ya dur Sinem! Bu kızın enerjisi beni benden alıyor." diye yakınırken Zeynep ile yetişmiştik Sinem'e.
"Çok yavaşsınız hatunlar. İlk durağımız bir süpermarket. Aç aç olmaz eğlence mağlumunuz." dediğinde Zeynep ile gülerek Sinem'in peşinden ilerlemeye devam ettik.
Telefonuma gelen mesaj ile bir yandan hızla yürürken bir yandan da mesajı açmaya çalışıyordum. Whatsapptan Ege tarafından atılmış bir toplu mesajdı.
İki gün sonraki büyük partiye hepiniz davetlisiniz. Adres Yaserlerin ev ;) Antalya parti görsün değil mi?
Mesajı okuyup ani duraklamam yüzünden Zeynep de bana çarpmıştı. Arkamı dönmüş Zeynep'e ne partisi diyecekken onunda mesajı okuduğunu anladım. Cidden ne partisiydi?
"Kızlar ne bekliyorsunuz orada? Gelsenize." diye bağırıp yanımıza gelince Sinem mesajı ona da okutmuştuk.
"Ben Mert diye ağlarken o orada parti versin!" diye yakınırken Zeynep bende içimden Yaser'e saydırıyordum. Bu kadar kolay mı unutmuştu bu çocuk beni!
"Nereye?" Zeynep'in sorusu üzerine kafamı kaldırdığımda Sinem'in yola koyulduğunu gördüm.
"Peşime takılın! Bu kadar kolay vazgeçmeyeceksinizdir umarım onlardan. Doğru otogara gidiyoruz. Üç kişilik bilet bulmamız lazım mağlum partiye gidiyoruz!"
~~~~~~~~~~~
Tatilin başında ve sonunda kesit paylaşarak olayı tamamladım galiba :)
Genellikle bölüm yaz diye yorum alıyorum. Bu konuya tekrar açıklık getirmek istiyorum. Sınavım olduğu için bölüm paylaşmayacağımı belirtmiştim. Böyle tatillerde belki kesit şeklinde paylaşabilirim. Düzenli olarak bölümler yazın gelecek.
Kendinize çok iyi bakın :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Düş Gördüm Sanki
RomanceMetrobüsteydim. İçerisi tıklım tıklımdı. Durağa gelmiştik ve yine birileri biniyordu. Sonra o bindi. Yanıma geldi ve birbirimize çok yakın olduğumuzu fark ettim. Ben ona bakarken bir an göz göze geldik. Bir süre bakıştığımızda daha fazla gözlerine...