Eve ciktigimda sinirim biraz olsun yatismisti. Bucurmusum! Nerem bucur ya?! Tabi bunlari daha fazla dusunup moralimi bozmayacaktim.
Matematik kitabimi aldim ve sorularla bogusmaya basladim. Bir ara sadece bakissak da sorularla sonra ustesinden gelmistim.
Bir yerlerden gelen piyano sesiyle sorulari biraktim. Calan kimse gercekten basariliydi bu konuda. Biraz daha dikkatli dinleyince sesin alt kattan geldigini anladim. Ne yani Mert miydi? Ve Mert'in odasi tam benim odamin tam altinda miydi?
Yuzumde ister istemez bir gulumseme olustu. Kesinlikle Mert'ten hoslaniyordum. Yesil gozleri! Bugun konustugumuzda gozleri baska bir guzeldi sanki. Ne sacmaliyordum acaba? Duyanda kirk yildir taniyorum sanacak. Zaten bi bugun gordum onu.Uykumun geldigini farkedip daha sacmalamamak icin piyano sesiyle uykuya dalmaya karar verdim.
Alarmin sesiyle uyandigimda okulu bulan kisiye yine ovguler yagdiriyordum! Hizlica hazirlanip evden ciktim. Parkin yanindan gecerken Mert'in yine kostugunu farkettim. O da beni gorunce yanima geldi ve "Artik selam verebilirsin bucur " dedi. Yine bucur diyordu ama bu sefer sinirlenmemeye calisarak "Selam tas kafa. Sana tas kafa diyorum cunku bucur olmadigimi anlatamadigina gore kesinlikle tas kafalisin!" dedim ve yoluma devam ettim. Tabi bu arada icimden kendime alkislar yagdiriyordum. Lafimi sokmustum. Yuzumde kocaman bir zafer gulumsemesiyle kulakligimi taktim ve muzik dinlemeye basladim.
Hoplaya ziplaya okula geldigimde Deniz ve Ege'nin yine beni takmadigini gorunce bende onlari takmamaya karar verdim. Ben buraya icimde zafer cigliklari atarak geliyim onlar benimle ilgilenmesinler. Tamam ilgilenmeyin. Butun gun hic konusmadan bitmisti.Yani ben onlara trip atmistim ama onlarin pek bunu anladigini soyleyemeyecektim.
Eve geldim ve yemegimi yine televizyonun karsisinda ayaklarim sehpanin uzerinde yemege koyuldum. Bu yaptigimi annem gorse kim bilir ne kadar laf soylerdi. Ama bunu umursamayacaktim.
Ayni evde olmamiza ragmen annem ve babami cok az goruyordum. Bazen onlarin sevgisine cok ihtiyac duyuyordum. Ama onlara gore benim gelecegim daha onemliydi. Kolejde okumak yerine onlarin bana sevgi gostermesini tercih ederdim. Beraber gezsek piknige gitsek benim icin her sey daha guzel olurdu ama onlar bunu anlamamak icin insan ustu bir caba gosteriyorlardi sanki. Dusuncelerimden siyrilip kitaplarimi aldim ve test cozmeye basladim.
Hava kararmaya baslamisti ve bende biraz dinlenmeye karar verdim. Hemen montumu alip disari cikmaya karar verdim. Tam apartmandan cikacakken havuzun basinda Mert'i gordum ve yanina gitmeye karar verdim. Onunla olmak hosuma gidiyordu.Kafam dagiliyordu en azindan. Yanina gittigimde "Selam tas kafa " dedim. Evet ona tas kafa demek hosuma gidiyordu. "Naber bucur " bucur kelimesini vurgulayarak soylemisti. İcimden ne kadar 'senin bucur diyen agzini burnunu yuzunu gozunu yerim ' demek gecsede diyemedim tabi. Onun yerine "Dun piyano sesi duydum. Sen mi caliyordun?" dedim. Onun caldigini biliyordum ama amacim onunla konusmakti. "Evet bendim. Guzel caldigimi biliyorum ve gordugume gore seni de etkilemisim" dedi. Bu cocugun ozguveni nereden geliyordu? Evet hos cocuktu ama beni cok sinir ediyordu. Havuzun basinda biz boyle tatli tatli sohbet ederken keske yanimizdaki bankta oturmus olsaydik diye dusundum. Cunku biz konusurken Deniz, Ege ve birkac kisi arkamizdan gelip ellerinde olan pastayla bir anda "Suprizzzz!!"diye bagirinca bos anima denk geldi ve korkuyla yerimden sicradim. Dengemi kaybettigim icin Mert'ten destek almaya calisirken ikimizde dengemizi kaybedip havuzu boylamistik. Su cok ama cok soguktu. Bir gozum kapali agzimdan su fiskirtarak havuzun ustune ciktigimda Mert'in sesini duymustum.
"Bu siktigimin havuzunu kim koydu lan buraya?!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Düş Gördüm Sanki
RomanceMetrobüsteydim. İçerisi tıklım tıklımdı. Durağa gelmiştik ve yine birileri biniyordu. Sonra o bindi. Yanıma geldi ve birbirimize çok yakın olduğumuzu fark ettim. Ben ona bakarken bir an göz göze geldik. Bir süre bakıştığımızda daha fazla gözlerine...