Eğlence Başlasın

11.3K 223 3
                                    

Sınava artık sayılı günler kaldı ve benim stresimde kat be kat artmaya devam ediyordu. Deniz ve Ege'yi de özlemiştim iyice. Doğru düzgün görüşemez olduk bu sınav yüzünden.

Telefonu elime aldığım gibi Deniz'i aradım. İlk çalışta açtı sanki aramamı bekliyormuş gibi.

"Zeyneeeeeeeeeep! Ayy canım ben seni çok özledim ya."

"Bende seni çok özledim Deniz ya. Bu sınav bizi ayırdı. Of bi bitsede kurtulsak.!"

"Bak sınavdan çıktığımızda ilk fırsatta buluşuyoruz. Bu kadar ayrı gayrı olmaz yani. Bıktım ders ders ders. Yeter bee bizimde canımız var. İsyaaaeeğğğnn!!"

"Deniz bi sus ya. Ne diye kulağımın içine ediyosun acaba?"

"Özlem gideriyoz bee sana da yaranılmıyor. Neysee kankacım annem telefonu elimden almadan kapatmam lazım seni çok seviyorum. " dedi ve cevap vermeme fırsat bırakmadan telefonu kapattı. Deniz'i gerçekten çok özlemiştim ve ilk fırsatta buluşucaktım. Aklıma Ege gelince onu da aradım tabii.

"İnek vakası!! Kızım kafanı nasıl kaldırdın lan kitaplardan. Hayret doğrusu."

"Sanada selam canııım. Bende seni çok özledim." bunu söylediğimde ikimiz de gülmeye başlamıştık.

"Kızım şaka maka özledim lan sizi. Denizlede konuşamıyorum. İneklerim benim. Yeter lan biraz ara verin nefes alın kızım."

"Egecim bizim babamızın çok parası yok malesef. Herkes senin kadar şanslı değil napalım. El mecbur. İki çocuğumla sokaklarda mı yaşayayım? Ne yapayım söyle bana?" ben kendimi acındırma moduna girince Ege de sana daha fazla dayanamayacağım git piskolojini düzeltte gel diyip telefonu kapattı.

Telefonu cebime atıp tv izlemeye karar verdim yani biraz mola şarttı derken kapı çaldı.Kapıyı açtığımda karşımda Mert'i görünce kahkaha atmaya başlamıştım çünkü Mert bir gözlük takmış ve gözlüğü burnuna kadar indirmişti. Elinde ki cetvelle beni ittirip içeri girdiğinde zorlada olsa gülmemi bastırıp konuşabilmiştim yada konuşmaya çalışmıştım.

"Bu.. hal ne.. hahahhaha.. çok komik görünüyosun hahaha" diye gülerken o tüm ciddiyetiyle "Buraya sana ders çalıştırmaya geldim. Karşımda yılışık yılışık sırıtma. Kalk git kitaplarını getir bakiyim." dediğinde artık o da daha fazla dayanamayacağını anlamış olacakki kahkaha atmaya başladı. Gözlerimizden yaş gelene kadar güldükten sonra "Halam çok stres yaptığını ve sen istersen sana ders çalıştırtmam gerektiğini söyledi" diyince resmen gözlerim parladı. Şu an ne stres kaldı ne bir şey. Mert bana ders çalıştıracaksa sabaha kadar onu izlemeye ayy ne izlemesi dinlemeye razıydım. Tamam arada izlerdim de ama yani azıcık olsada dinlerdim. 

"Aslında biraz geometriye çalışsak hiç fena olmaz" diye bir yalan atmıştım ortaya. Benim derdim tabikide geometri değildi ama çaktırmamakta fayda vardı. Kitapları alıp yanına geldiğimde tüm ciddiyetiyle konuları anlatmaya soru filan çözmeye başladı. Tabi ben sadece ona odaklanmıştım. O yeşil gözleri kahve saçlarııı.. Allllahhııımm sana geliyorum yareppimm. 

Bir saat kadar sonra bugünlük bu kadar diyip gitmişti. Ama sınava kadar hergün böyle bir saat kadar benimle ders çalışacakmış. Sınavın geçip gitmesini isteyen ben şimdi neredeyse hep sınav olsun diye dua edecektim ki sonra dediğimin ne kadar saçma olduğunu anlayıp haşaa tövbe est demeye başladım. Tamam Mert çekici olabilirde bir yere kadar yani.

~~~~~~

Heyecandan sabah altıda uyanmıştım. Evet bugün o iğrenç sınava girecektim ve birinci aşamayı bitirmiş olacaktım. Kendini zorlayarak kahvaltımı yaptıktan sonra annem ve babamla -ki bizde geleceğiz dediklerinde çok şaşırmıştım- sınav yerine doğru yol aldık. Yaklaşık bir hafta kadar bir süre hergün düzenli olarak Mert bize gelmiş heyecan yapmamamı filan söyleyip bana ders çalıştırmıştı(!) Bugünde benimle olmasını istemiştim ama okuluna gitmesi gerektiğini filan söylediği için fazla ısrar edemedim. O da haklı kırk yılda bir uğruyo okula arada gitsin bi baksın yani. Okulun önünde annemle beraber indik ve babam arabayı park etmek için yer aramaya başlamıştı. Bahçe o kadar kalabalıktı ki iğne atsan yere düşmezdi. 

Bir banka oturup öylece etrafı izlerken Mert'i karşımda görünce ufak çaplı bir şaşırma yaşamıştım. Hemen yanına gidip kollarımı boynuna sıkıca sarıp"İyiki geldin" filan derken çocuğun boynunu biraz daha sıkarsam ölebilecek olduğunu anladım ve kollarımı geri çektim. Sarılmak işin içinde yoktu ama heyecandan oluyordu." Sakin ol yeter. Hem şurdan bir çıkalım sana söz eğlenicez" diyip yüzümü ellerinin arasına aldı. Evet şu an erime noktasındaydım ama yıkılmadım ayaktayım. İnsanlar içeriye girmeye başlayınca zorlukla ondan ayrılıp içeri girdim.

-MERT-

Zeyneple bir hafta boyunca beraberdik. Aslında halam sadece stres yaptığını söylemişti ama ders çalıştır filan dedi kısmını ben uydurmuştum. Zaten dersi takip ettiği yoktu. Anca beni izliyordu. Onun yanında olunca kendimi iyi hissettiğim için yanında olmaya çalışıyordum. Onun için zaten sabahın bir köründe kalkıp gelmiştim buraya. Şuan yatağımda horul horul uyuyo olabilirdim ama bu kız için uykumu feda etmiştim. Zaten okula da gitmeyecektim sırf o şaşkın yüz ifadesini görmek için geleceğimi söylememiştim ama böyle sarılacağını bilseydim daha önceden bir şeyler düşünürdüm. 

Sonunda sınav bitmişti ve Zeynep bizim yanımıza geldiğinde klasik nasıl geçti sorusuna maruz kalmıştı annesi ve babası tarafından. İyi filan dedikten sonra annesi ve babası işlerine dönmek zorunda olduklarını söyleyip gittiler. Sıra bendeydi. Elini hızlıca kavrayıp bir yandan onu çekerken bir yandan da konuşuyordum.

"O zaman eğlenceye hazır ol bücür. Eğlenmeye gidiyoruz.."

Yorum ve voteleri unutmayalim :)

Bir Düş Gördüm SankiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin