Bir Düş Gördüm Sanki

Neyi unuttuk?

Gözlerimi zorla açtığımda vücudumu oynatamıyordum. Belim, sırtım, boynum tutulmuştu. Acaba kim dedi bana koltukta uyu diye? Biraz hareket etmeye çalışınca acı bir inleme çıktı ağzımdan. Dışarıdan biri görse robot sanma ihtimali vardı beni.

"Zeyneep hareket edemiyorum.!" dediğinde göz ucuyla Deniz'e baktım. "Benimde durumum farklı değil ki.Kalk banyoya gidelim sıcak havlu falan koyarız biraz daha rahatlarız." dediğimde zorla koltuktan kalkmıştım. Deniz'e de kalkması için yardım ettiğimde  paytak paytak banyoya doğru yol almıştık. 

Banyoya gittiğimizde dolaptan aldığım kas gevşeticiyi Deniz'e uzattım ve bende iki havluyu elime alıp sıcak suyla ıslattım. Deniz boynuna kremi sürdüğünde kremi bana uzattı bende ona havluyu vermiştim. Kremi yavaş hareketlerle boynuma sürdükten sonra sıcak havluyu da boynuma koymuştum.

Banyodan çıktığımızda evin içinde panda yavrusu gibi dolanıyorduk. "Deniz  ben daha uyanamadım ya kahve yapıcam ister misin?" diye sorduğumda Deniz başını aşağı yukarı sallamakla yetinmişti. Mutfağa gittiğimde kahve makinasına kahve koyup olmasını beklerken dolaptan da iki kupa almıştım. Sanki bir şey vardı da unutuyormuşum gibi hissediyordum. Makinanın sesiyle düşüncemden sıyrılıp kahveyi kupalara doldurdum. Önemli birşey değildir umarım bu inatla hatırlayamadığım olay.

Kupalarla salona gittiğimde Deniz telefonunda oyun oynuyordu. "Deniz sanki biz çok önemli bir şeyi unutuyormuşuz gibi hissediyorum." dediğimde elimde olan dumanı üzerinde tüten kahveyi Deniz'e uzattım. Bende koltukta yerime kurulurken kahveyi üzerime dökmemek için dikkatli davranmaya çalışıyordum. "Ne gibi bir şey unutmuş olabiliriz ki?" diye sorduğunda "Bilmiyorum ki ya. Neyse bugün ne yapıyoruz ?" diye sordum. "Bilmem kahvaltıya gidebiliriz. Hem Mert ve Yaser'i de çağırırız." dediğinde "Tabi çağırırız Mert ve YASER'i" dediğimde Yaserin adına bilerek vurgu yapmıştım. Bunu yaparken alaycı gülümsememle Deniz'e bakmayı da ihmal etmiyordum tabi. Gülümsemem Deniz'in bana fırlattığı yastıkla son bulmuştu.

"Denizzzz! Kızım kahve var elimde ayy az daha yanıyordum bee." dediğimde Deniz somurtuyordu. "Çağırma o zaman Yaser'i. Umrumda bile değil." dediğinde elimdeki kahveyi masanın üzerine bırakıp Deniz'in yanına gittim. Yankalarını sıkmaya başladığımda bir yandan da konuşuyordum. "Oyy oyy bizim Deniz sinirlenirmiymişşş! Tamam kankacım ben halledicem" diyip gülerek odama telefonumu bulmaya gittim.

Mert'in numarasını bulup aradığımda üçüncü çalışta açmıştı. "Hıı?" diye uykulu bir adet Mert bulunca telefonun diğer ucunda, bende tüm enerjimle günaydııınn diye cırlamıştım. "Güzelim rüyanda mı gördün beni?" dediğinde olayı daha fazla uzatmanın bir anlamı olmadığını düşünüp direkt konuya girdim. "Meeert. Ya Deniz bizde de şey diyoruz acaba kahvaltıya mı gitsek. Sen Yaser'i de ara o da gelsin. Yani biz öyle düşünüyoruz sence nasıl fikir?" diye sorup cevap beklediğimde Mert cevap vermiyordu. İki üç kere daha Mert dedikten sonra telefondan gelen horlama sesiyle tüm gücümle bağırmıştım.

"MEERRTTT!"

"Zeynep noldu? Nerdesin? Konuş Zeynep" dediğinde "Bir saat sonra bu kapının önünde Yaser'le beraber hazır ve de nazır bir biçimde durucaksın Mert. Kahvaltıya gidiyoruz." diyip telefonu kapattım. Suçlu olduğunu bildiği için kesinlikle bir saat sonra kapının önünde olacaktı. Suratımda kocaman bir gülüşle salona gittiğimde Deniz'e bakıp "Görev tamamlanmıştır kankacım. Bir saat sonra kapıda olurlar." dedim. "Emin misin?" diye bana şüpheyle bakınca "Bekle ve gör. Hadi hazırlanmamız lazım" diyip kolundan çekip odaya götürdüm. 

Dolaptan üzerime koyu bir kot ve üzerine beyaz bir bluz aldığımda Denizde pudra rengi pantolonu almış üzerine de çiçekli bir bluz almıştı. Dolabımı Denizle beraber kullanıyorduk. Çünkü bedenlerimiz aynıydı ve birbirimize kalmaya gittiğimize kıyafet götürmezdik. Üzerimizi giyindiğimizde saçlarımı at kuyruğu toplayıp hafif makyajımı da yapmıştım. Denize baktığımda o da saçlarını salık bırakmış maşayla su dalgası şekli veriyordu saçlarına. Makyajını da bitirdiğinde Deniz kapı çalmıştı.