Akşam Yemeği

11.4K 228 13
                                    

O günün üstünden Mert'le tam bir haftadır konuşmuyordum. Tamam belki fazla tepki vermiştim. Ama bir anda kan beynime sıçradı ve öyle konuştum. Sadece arkadaşta olabilirdik.(!)

Mert'i evimden kovduğumu filan Deniz'e anlatamadım. Yani sınava çok az kalmıştı ve Deniz'in deyim yerindeyse etekleri tutuşmuştu.Tabi benimde. Bu bir haftada evden çıkmadım ve ders çalıştım. Ama bu akşam Nejla abla bir yemek düzenliyor. Öyle bir kaç aile hep beraber olalım filan diğeymiş. Benim de biraz kafam dağılır diye annemler laf etmedi.

Sabah erkenden Nejla ablaya yardıma gittim.Mağlum kaç kişiye yemek hazırlanması gerekiyor. Zile bastığımda Erenle Enes hemen kapıda belirdi. Ahh bu çocuklar. Aslında dışarıdan bakıldığında çok sevimli görünüyorlar ama gel gör ki beni hiç sevmiyorlar. Hayır neden sevmiyorlar bir bilsem. Hani belki aramızı düzeltmeye çalışırdım. Neyse kapıda beni görünce hiç utanmadan "Sen mi geldin ya? Mert abiyi bekliyoduk biz. Niye sen geldin?" dediler. Mert mi gelecekti? O kadar günden sonra onu ilk defa görecektim. Heyecanlanmıştım ama sonuçta bir gün karşılaşacaktık.

"Ben geldim canıım beğenemediniz mi?" dedim. Evet bazen onların yaşına inebiliyordum. O canavarlar cevap veremeden Nejla abla geldi. "Zeynep ablanızı rahat bırakın çocuklar. Ah Zeynepcim iyiki geldin. Yoksa bu kadar işin altından tek başıma nasıl kalkardım bilemiyorum." derken bir yandan da beni mutfağa sürüklüyordu. Bir önlük taktığım gibi Nejla ablanın önüme soğanları koyması bir oldu. Ben onları doğramaya başlarken Nejla ablada sorularını sormaya başladı.

"Zeynep Mert'le aranızda ne geçti?" evet bu soruyu bekliyordum ama bekliyordum daha yani gelmesine hazır değilmişim. "Önemli bir şey yok ya galiba yanlış anladık birbirimizi." demiştim. Evet yalanda sayılmazdı ben ondan hoşlanıyordum ve o bana karşı bir şey hissetmiyordu. Bu da bir nevi yanlış anlama sayılabilirdi.

"Umarım o yanlış anlamayı aranızda halledersiniz canım. Mert kimseye kolay kolay güvenemiyor ama bence sana güvenebilir. Karşı cinse karşı daha tutucu. Bu da hep o kadın yüzünden!" Nejla abla bunları söylerken öğrenmem gereken şeyler olduğunu anladım. Mert bir şey yaşamıştı evet ama ne yaşamıştı ki bu kadar güvensizdi. "Seyy.. Imm.. Nejla abla yani çok özel değilse neden Mert kimseye güvenemiyor?" Nejla abla suskunluğa gömülünce sormaman gereken bir şeyi sorduğumu anladım. Soğanları doğramayı bitirmiştim ve patatesleri soymaya geçmiştim ki Nejla abla konuşmaya başladı.

"Mert annesine çok bağlı bir çocuktu. Onun için annesi bir başkaydı. Bir gün okuldan eve geldiği zaman o kadını başka bir.." Nejla abla daha fazla konuşamamıştı. Ne hatırladığını bilmiyordum ama onun için çok zor ve utanç verici bir şey olduğunu anlamıştım. Zaten olayı da anlamıştım. Annesi babasını aldattığı için kızlara güvenmiyordu. Nejla ablanın sesiyle kendime gelmem bir oldu "Sana bunları hiç anlatmadım tamam mı Zeynep? Bu kolay bir durum değil ve bunu neden sana anlattım bilemiyorum. Belkide Mert'in üzerine fazla gitme diyedir. Neyse patatesleri soymayı bitirdin mi ?" deyince Nejla abla konuşmamızın burada bittiğini anlamıştım. Ve uyarıyı da almıştım. Bu konuşmadan kimseye bahsetmeyecektim ve Mert'e baskı yapmayacaktım. Şimdi onu daha iyi anlıyordum. Neden bana güvenme dediğini filan. Kim bilir ne kadar zorluk çekmişti Mert. Akşama kadar hep havadan sudan konuşmaya başladık Nejla ablayla. 

Tüm yemekleri yapmıştık ve masayı hazırlamıştık ama ben yorgunluktan ölüyordum neredeyse.Bu akşam yemekte biz ve mertler olacaktı. Kapının çalmasıyla yeni oturmuş olduğum koltuktan zorlukla kalkıp kapıyı açtım. Annem ve babam gelmişti. Birbirimize yalancı gülücüklerimizi yolladıktan sonra yanımıza Nejla abla geldi. "Semacığım hoşgeldiniz canım. Nerelerdesiniz yahu kaç gündür görüşemiyoruz? Yüzünüzü gören cennetlik." Annem,babam ve Nejla abla konuşarak salona giderken kapı tekrar çaldı. Kapıyı açtığımda karşımda Mert ve Ömer amca duruyordu.

Mert beni gördüğü için biraz şaşkın gözüküyordu ama ben onun hakkında bugün öğrendiklerimden sonra ona tebessüm edince şaşkınlığı kat kat artmıştı. Salona geçtiklerinde bende mutfağa geçtim. Mağlum herkes açtı ve boşuna muhabbet etmeye çalışmalarına gerek yoktu. Çorbayı alıp masaya geçtiğim zaman herkesin çoktan masaya yerleştiğini gördüm. Çorbaları doldurduktan sonra benim için ayrılan yere geçtim. Tabi o yer Mert'in tam karşısıydı. Mert'in gözleri üzerimdeyken ben nasıl rahat yemek yiyecektim acaba?Çorbayı binbir zorlukla içtikten sonra ana yemeği Nejla abla getirirken bende çorba kaselerini toplamaya başladım. Mert belki şuan bana laf sokamıyordu ama gözleriyle dalga geçiyordu. O nasıl oluyo bende bilmiyorum tabi. Yani gülüyordu halime.

Nejla abla ana yemeği servis yaptıktan sonra bir an karşımda oturan Mert'e baktım .Evet yemeğini yemekle meşguldu. Şuan bana bakamayacaktır diye umut ederek midemde açlıktan tepinmeye başlayan filleri doyurmak için elime ekmeği aldım ve resmen ağzıma tıktım koca bir dilimi. Vaktim azdı ve düşman heran beni fark edebilirdi. Yemeğimden de bir kaşık aldıktan sonra göz ucuyla Mert'e baktım ama bana bakmıyordu. Evet fırsat bu fırsat dedim ve yemeğimle resmen aşk yaşamaya başladım. Nasıl bir iştahla yiyorsam bir ara masadaki herkesin bana baktığını farkettim.Ağzımdakileri yutmaya çalışırken Mert'in gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdığını farkettim. Utancımdan kıpkırmızı olunca masadaki herkes kahkahayı patlattı.

Biraz daha benimle dalga geçtikten sonra sonunda ben unutulmuştum ve normal sohbetlerine geri dönmüşlerdi masadakiler. Sadece Mert ve ben konuşmuyorduk. Bir an dikkatim Mert'e kayınca onu izlemeye başladım. Küçükken kim bilir kaç gece ağlamıştır. Annesine çok bağlı bir çocukmuş ve en güvendiği insanın böyle iğrenç bir şey yapması. Mert çok güçlüydü. Kesinlikle. Yani ben olsam kaldırabilirmiydim bilm-

"Anneeeee!! Zeynep abla Mert abiye aşık oldu bence. Baksana iki saattir Mert abiyi izliyooo" Eren bunu söyleyince bir an Mert'le göz göze geldik. Ben utançla kafamı yere eğerken o iki canavar bağırmaya başladı "Zeynep Merti seviyoo Zeynep Merti seviyoo" O Mert'i alıp sokucam bi yerlerinize ama hee! Ne sevmesi be veledler bi susun. Ay kesin kıpkırmızı oldum. Hayır kafamı da kaldıramıyorum ki. Ama eminim Mert şu an halimi görüp gülüyodur. Nejla ablanın çocuklar ayıp öyle söylenmez filan demesiyle çocuklar sustu ve bende fırsattan istifade tabakları toplayıp mutfağa götürdüm. Tatlıları servis yaparken kimsenin yüzüne bakamıyordum.Eziyet gibi geçen tatlı faslından sonra yine masayı toplamak bana düşmüştü. Tabakları almış içimden saydırırken arkamdan gelen sesle bir an yerimden sıçradım. Mert elinde tabaklarla gelmişti. Mert'i görmemle  kafamı yere eğmem bir oldu. 

"Biliyorum benim yakışıklılığıma bakamadan edemiyordun. Çok çekici olduğumu da biliyorum ama" daha fazla konuşşup beni utandırmasına izin vermeyecektim ve hemen bir hamle yapıp onu geçmeye çaşlıştım ama önüme geçip bu hamlemi engelledi. Artık aramızda mesafe yok gibiydi. Nefesini yüzümde hissederken " Ama benden bu kadar hoşlandığını bilmiyordum bücür." dedi ve gülerek mutfaktan çıktı. 

Ayaklarım artık beni taşımıyordu. Bu kadar ekşın bana fazlaydı. Ya tamam hoşlanıyordum ama bunu bilmesine gerek yoktuki? O iki canavarı bulduğumda tek kaşık suda boğabilirdim! Mert tekrar elinde tabaklarla gelince artık beynim hareket etmem için sinyal yollayınca salona gidip bardakları alıp mutfağa gittim. Mert elindeki tabakları koymak için yer ararken "Geçen gün seni kovduğum için özür dilerim. Sana öyle davranmaya hakkım yoktu." dedim ve bardakları bir hışımla masaya bırakıp mutfaktan çıktım. Özür dilemek aklımda yoktu bir anda böyle bir şey yapmaya karar vermiştim ve uygulamaya geçirmiştim. 

Yeni bölümü biraz geç yayınladığımın farkındayım. Ama uzun bir bölüm olması için elimden geleni yaptım. Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin..

Bir Düş Gördüm SankiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin