31.Bölüm

283 20 6
                                    

Keyifli okumalar 🥰

...
Biz kahvelerimizi içerken içeriye uzun boylu esmer oldukça güzel bir kadın girdi ve Demir'in masasına doğru ilerledi. Demir ayağa kalktı tokalaşmak yerine sarıldılar. Kim ki bu kadın ne zamandır tanışıyolar ki bu kadar samimiler? Kafamda bir sürü soru dolaşırken kadın oturdu ve elini Demir'in yüzüne hafifce dokunarak sevdi benim kalbimin ortasına bir yumruk indi...

İstemsizce ayağı kalktım, biraz hızlı bir kalkış oldu sanırım, kadın dönüp bana baktı. O bakınca Demir'de bana döndü ve gözleri gözlerimi bulduğunda panik oldum. Ahmet'e dönüp;
"Ben artık gidiyim geç oldu zaten sabah iş var biliyorsun."
"Tabi tabi gel ben yolcu ediyim seni." dedi içtenlikle. Montumu ve çantamı istedi çalışan çocuktan. Kapıya doğru ilerlerken Demir'in masasına hiç bakamamaya çalıştım. Tam onların masasını geçiyordum ki kadın ayağa kalkıp adımı söyledi.
"Ceylin?" dedi sorgular gibiydi ama aslında o olduğumu biliyordu. Sadece durdum ve baktım benim suskunluğuma o devam ederek cevap verdi.
"Demir senden çok bahsetti." dedi ve o an sinirlerimin zirve yaptığını hissettim. Sen kimsin Demir sana beni anlatıyor ne anlatıyor, beni nasıl kaybettiğinide anlattımı acabaa.!
"Daha eğlenceli şeyler anlatsın sana bence benim konularım baya can sıkıcı çünkü, iyi akşamlar." diyip cevap vermesini bile beklemeden dışarı çıktım.

Aklımda ki soruları susturabilsem uyuyacaktım ama yok ne onlar sustular ne ben uyuyabildim. Sabah olacak nerdeyse ve ben işe gidecektim bu uykusuzlukla ve bu belirsizlikle nasıl olacaktı bilmiyorum. İzin alıp gitmesem Demir hemen anlardı, gitsem bu halimden yine anlardı. Gözlerimi kapatıp hiç birşey düşünmemeye çalıştım.

Alarm sesini duyuyordum ama gözlerimi açacak gücü bulamıyordum. Kendimi zorlayıp kalktım ve hazırlanmaya başladım. Telefonuma gelen mesajla şaşırdım bu kadar erken ne oldu ki acaba derken mesajın Seda'dan olduğunu görüp hemen açtım.
"Günaydın canımcım biliyorum şuan sen şok ama işte arada bizde erken kalkıyoruz yani :) neyse bak ne diycem bu hafta sonu toplansak bizde annemler köye gidecekler ev bizde sabahlarız eskisi gibi ne dersin?"
"Ooo Sedoşum gözlerim yaşarmadı desem yalan olur :) valla süper olur aşkım sen organize et bişey lazım olursa alo de yeter."
"Tamamdır Deniz'in numarası yok bende ama niye yok onuda anlamadım ama neyse at bana işte öptüm."

Numarayı atıp hazırlanmaya devam ettim. O kadar iyi hissettirdiki bana bu fikir çok özlemişim, uzun zamanda oldu, herşey kötü gidecek değil ya güzel zaman geçirelim artık.

Kendimi öyle işe vermişim ki masamın önündeki sandalyeye oturan kadını ne zaman sonra farkettim bilmiyorum. Bu o Demir'in yanındaki kadın.
"Siz?"
"Bölmek istemedim oturdum ama rahatsız ettiysem.."
"Ha yok ben şaşırdım sadece nasıl yardımcı olabilirim?"
"Ben üretici dökümanı almak istiyordum." dedi. Buralımıydı bu kadın kimdi ki acaba iyice merakım arttı.
"Tabi isim alabilir miyim?" dedim merakımı hissettirmeyecek düz bir sesle. Tam ismini söyleyecekken Demir kapıda belirdi.
"Abla hoşgeldin, niye yanıma gelmedin sen ben hallederdim." dedi. Duyduğum abla kelimesi kalbimin ortasından koca bir yükü kaldırdı. Kadın ayağa kalkıp Demir'e doğru bir adım attı.
"Geldim ama yoktun bende yarın döneceğim biliyorsun bunlarla zaman harcamak istemedim."
"E hiç gelmeseydin abla ya ben hallederdim." diyen Demir'e cevap vermek için kadın bana döndü;
"Ceylin'i görmek istedim aslında anlata anlata bitiremediğin güzelliği." dedi ama ben donup kaldım ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemeden öylece ayağa kalktım. Masanın arkasından çıkıp onlara doğru ilerdim kafamda toparladığım bir iki cümleyi söylemek için boğazımı temizledim.
"Demir ne anlattı bilmiyorum ama.." diyebildim sadece.
"Biliyorum canım herşeyi biliyorum yorma kendini sen." diyip Demir'e döndü.
"Aptalım ben demiştin ya gerçekten aptalmışsın be Demir." dedi dan diye yüzüme oturan gülümsemeye engel olamadım.
"Ha hoşuna gitti yani gül bakalım, abla ne yaptın sende ya."
"Az bile yaptım bu kadar naif güzel bir kızı sen nasıl kaybedersin." dedi kadın ama şuan burda bunun konuşulması beni rahatsız etti, araya girip;
"Eğer benim yardımcı olacağım bir şey yoksa çok işim var kusura bakmazsanız devam etmek istiyorum."
"Tabi tabi sen devam et kusura bakma böldüm, bu arada ben Sema memnun oldum."
"Bende, iyi günler." diyip yerime geçtim onlarda çıktı.

GECE  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin