...
Hızlıca önüme geçip beni durdurdu. Elleriyle iki omuzumdan tuttu. Sadece gözlerime baktı hiç konuşmadan yine gözlerimde kayboldu. Ama bu defa benim yağmur ormanlarımda çaresiz gezinen ve yol arayan bir yabancı gibi... Sımsıkı sarıldı sonra saçlarımda yaşam varmış gibi soludu soludukça can buldu.
Hayatta herkes kötü zamanlar yaşamıştır. Kime sorsan kendi yaşadığı en kötüsüdür. Benim için o anda en kötüsü bir kadın bir anne tarafından sevilmemek ve istenmemekti. Kendince sebepleri vardı belki ama bu derece tepki göstermesi, tek görüşmeyle kesin karar verebilmesinin daha kesin bir sebebi olmalıydı ve ben bu sebebi öğrenmeliydim.
Demir her zamanki yerinde duruyordu. Beni ilk gördüğü yerde hergün ilk gördüğüm o oluyordu. Keyifsizdim ama bunu ona elimden geldiğince az hissettirmeye çalışacaktım ve dün akşam ne olduğunu o söylemeden sormayacaktım. Hı evet biliyoruz seni canım kesin beklersin ve kesin sormazsın.
"Günaydın."
"Günaydın."
"Ceylin o surat gülsün mü artık."
"Bilmem gülsün mü?"
"Gel benim küçük sevgilim gel konuşalım sonra çıkarız ben erken geldim ekipleri ayarladım rota belli yani."
"Çalışkanım diyorsun yani." dedim zoraki gülümsememle.Yukarıya çıkıp çay aldık ve balkonda oturduk. Tam konuşacaktık ki müdürün ikimizi istediğini söyledi odacı. Ne olduğunu anlamadan yukarı yanına çıktık.
Bizim normal sakin geçen bir günümüz olmayacak sanırım. Bizden rahatsız olanlar varmış ve ekip olamazmışız. Demir bunu duyunca kimin şikayetçi olduğunu anlamıştı aslında bende anlamıştım.
"Ne olacak şimdi?"
"Sen düşünme bunları ben hallederim."
"Demir güzelce halledersin dimi."
"Hıı güzelce halledeceğim geç sen odana." yanımdan ayrıldı. İçimde hiç iyi hisler yoktu çünkü Demir çok sakindi.Sevmek sevilmek ne kadar kötü olabilir ki? Neden insanlar bu kadar kötü peki? Neden iki bir birini seven insana bunu yaparlar mesela? Biz ayrı olunca sevgimiz bitecek mi? Ya da onlar ne kazanacak. Arazi iptal oldu ekip olarak şuan hala listedeydik ama haftaya ne olacağını bilmiyorum. Demir gelip beni aldı alta yemeğe indik birlikte, yine sakindi. Korkutuyordu beni bu sakinliği her an patlamaya hazır bir bomba gibi.
Yemeğe başlamıştık ki Demir ayağa kalktı. Geliyor gelmekte olan Ceylin saklan. Gayet sakin ve güler bir yüzle benide elimden tutup kaldırdı. Şuan ölebilirim.
"Bir dakikanızı almak istiyorum böldüğüm için üzgünüm ama sizlerle bir şey paylaşmamız gerekiyor." dedi ifadesiz bir surat ve gayet ciddi bir sesle. "Bildiğiniz gibi bir süredir Ceylin'le bir birlikteliğimiz var ve biz bu birlikteliği bir adım ileriye taşımaya karar verdik. En yakın ve uygun zamanda nişanımız var."
Oha ne diyor bu Ceylin nişan diyor kızım farkındamısın ne nişanı ya. Şaşkın gözlerle Demir'e baktım göz kırptı ve avucumun içini yavaşca parmağıyla okşadı. Beni sakinleştirmeye çalıştığını anladım. Sonra Müdürün. müdür yardımcısının Murat abi, Pınar ve Ali abinin oturduğu masaya doğru bakarak;
"Yani artık sevgili değil nişanlıyız." dedi.Demir yine bizi savunmuş yine korumuş yine kurtarmıştı işte. Hayran olmamak elde değildi. Benim için yapacaklarının bir sınırı yoktu emindim artık. Herkes tebrik etti bizi sonra yemeklerine döndüler. Demir'in kulağına eğilip;
"Ne yapıyorsun sen?."
"Ne benimle evlenmek istemiyor musun yoksa oysakı teklif olmayan teklifleri baya sevmiştin geçenlerde?"
"Ne alakası var şimdi konuyu çarpıtma."
"Yemeğini ye hadi güzel nişanlım."
"Gıcık ve ukalasın biliyorsun dimi."
"Nasıl iltifatlar bunlar ama canım nişanlım benim." dedi gülümseyerek.Sabah çıkacağımız araziye öğleden sonra çıkmak zorunda kaldık. Her zamanki disiplin ve ciddiyetle kontrollere başladık. Gidecek iki yer daha vardı ama bir molayı haketmiştik bence.
"Birer çay içsek hem şu nişan konusunu konuşsak."
"Tamam Mehmet abinin oraya gidelim o zaman bayadırda gitmedik."
"Tamam olur."İlk gördüğümde büyülendiğim yer hala beni fazlasıyla etkiliyordu. Derenin kenarında bir masada yerimizi aldık. Çok güzel... çok huzur...
"Hoşgeldiniz uzun zamandır göremedim sizi."
"Yoğun tempo biliyorsun abi gelemedik. Nasılsın sen?"
"İyim sizler nasılsın? Çaymı başka birşey mi istersiniz?"
"İyiyiz bizde işte yakına nişanlanıyoruz." dedi bir çırpıda. Oha Demir oha hadi iş yerini anladık bu adama ne diye diyorsun.
"Çok tebrik ederim çok sevindim Allah tamamına erdirsin inşallah." teşekkür ettik ikimizde ve yanımızdan ayrıldı.
"Neden yaptın bunu?"
"Nasıl neden nişanlanmak istemiyor musun benle?"
"Demirrr!"
"Kızma tamam sevgili olmak şikayet konusu olabilirken nişanlı olmak değil. Ne kadar komik değil mi? Ama ben durumu kurtarmak için yapmadım bunu Ceylin."
"Bana sormadan herkese ilan ettin farkında mısın?"
"Farkındayım çünkü senden eminim."
"Annen var beni istemeyen hiç sevmeyen ki bu konuyuda konuşmamız gerek, benim annem var yani..."
"Ceylin sende bende kendi hayatımızla ilgili kararları verebiliriz kim niye neye itiraz edecek ki?"
"Bu mu yani bu mudur Demir?"
"Bu Ceylin tam da bu nişanlanıyoruz." kendinden emin konuşmaya devam ediyordu.
"Nikah tarihinide aldın mı bari." dedim alaycı bir sesle.
"Onu da yapacağım gün gelecek merak etme sevgilim." ukala tavrıyla göz kırpıp çayını yudumladı. Göz kırptıya hemen gevşe Ceylin hemen yumuşa aferin böyle devam et.
"Annen?" dedim ama sesim çıkmışmıydı hiç bilmiyorum. Elimi iki elinin arasına aldı ve gözlerimin tam içine bakarak konuşmaya başladı.
"Ben seni seviyorum bu hayatta kimseyi sevmediğim kadar çok seviyorum ve ben bundan sonraki ömrümü senle yaşamak istiyorum. Annem seni sevmek zorunda değil ama saygı duymak zorunda, hem sana hem bana."
"Neden peki neden sevmemiş beni?" dedim ama soruma gözlerime dolan yaşlarda eşlik etti. Demir ayağa kalktı yanıma gelip oturdu. Yüzümü avuçlarının içine aldı ve gözyaşlarımı sildi.
"Üzülme sen şimdi öyle düşünüyor ama tanıdıkça çok sevecek seni. Şuan kafasında kurduğuyla ters düştün o kadar. Vardır ya bir gelin kalıbı öyle düşün." dedi gülümseyerek.
"Mesela güçsüzüm zayıfım dimi?"
"Hı hı aynen böyle saçma şeyler yani üzülmene gerek yok. Zamanla senin kalbini görecek merhametini sevgi dolu oluşunu sıcaklığını enerjini güler yüzünü masumluğunu.."
"Sen böyle mi düşünüyorsun?"
"Fazlasını düşünüyorum anlatım mı?"
"Yaaa pis kalk hadi gidiyoruz şurda iki dakika romantik olamadın yani hemen şey.." dedim bir panikle ayağa kalkıp omuzuna vurdum.
"Ney?"
"Demir sus ve sırıtma."
"Tamam susalım bakalım."Nişanlanıyormuyduk şimdi biz? Neden hiç bir şeyimiz normal değildiki. Bir sabah iş yerinde olan bir konu nerelere geldi ama nasıl. Annelerimizle konuşup tanıştıracağız sonrada istemeye gelecekler beni.
Beni beni yani Ceylin'i ben evleniyor muyum? Yok artık ya ne oluyor bana böyle neden hiçbişeye hükmedemez oldum. Hayatım akıp gidiyor benim dışımda ben karar vermeden ilerliyor ve yolunu buluyor. Peki bu yol doğru mu? Demir'i seviyorum hemde çok seviyorum. Ama daha kaç ay oldu ki biz tanışalı. Gerçi daha 1 ay bile olmadan sevdin sen Demir'i sonrada sevgili oldun. Neden herşey bu kadar hızlı ilerliyor. Zamanım az mı kaldı benim haberim yok. Ya da Demir'in mi? Tövbe Ceylin saçmalama artık. Tamam sus sende böyle kötü iç ses mi olur canım. Seviyorum oda beni seviyor bugünde yarında sevmeyecekmiyiz sanki onsuz bir hayat yok bana sonuçta evlenirim ki. Hee evlenirsin Ceylin zaten evcilik oyunu bu. Sen sus dedim. Tamam sustum ama unutma daha aylardır tanıyorsun onu.
İçimdeki savaşın galibi kim mi oldu?
GECE..!
✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨
Özel bölümde görüşmek üzere.. ❤️
Beğendiyseniz yıldıza basmayı unutmayın 😍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE (TAMAMLANDI)
Teen FictionEyy gece ne suç işledimde beni karanlığına, sessizliğine mahkum ettin yine? Hayatta yanan tek mumum var benim oda seni aydınlatmaya yetmiyor... Sus dedin sustum, görme dedin görmedim, duyma dedin duymadım, uğraşma artık dedin ben kendim olmaktan vaz...