...
Aşk; hiç batmasın istediğin bir gün, hiç doğmasın istediğin bir gece gibidir. Ama gün batar gece elbet güne kavuşur. Peki aşıklar; biri gün biri gece ise nasıl kavuşacaklardı. Birinin başlangıcı diğerinin bitişiydi.
Ben gündüm, bitişim gecenin elinden olmuştu ve gün bir daha hiç doğmamıştı...Hızlıca hazırlanmaya başladım ama en güzel olmak istediğim günlerden biriydi. Anlamıştım dün gece o şarkı Demir'in aşkının itirafıydı. Şimdi de benden bir cevap bekliyordu. Nasıl olacak bir fikrim yok düşünmedim de bu işler öyle planla programla olmazdı zaten.
Yüksel bel pudra rengi bir pantolon beyaz bir t-shirt ve üstüne beyaz bir ceket giydim. Rahat bir ayakkabı tercih ettim malum arazi. Saçlarımı düzleştirdim. Hafifden biraz daha abartılı bir makyaj yaptım. Rujum pantolonumun tonundaydı ve ben bu tonu çok seviyordum. Eyeliner çekince gözlerimin renginin daha ön plana çıktığının bilincindeydim ve bunu kullamasam olmazdı. Küçük bir çantayla tamamdım galiba. Aynada son kez kendime baktım. Rahat giyip olabileceğim en şık hallerimden biriydi diye düşündüm. Zaten Demir beni daha kötü kombinlerlede görmüştü. Ama bugün başkaydı.
Anneme arkadaşım gelmiş onunla gideceğim kahvaltıda yaparız çıkıyorum dedim ama annem hala odadan bişeyler söylüyordu bana kalbimin sesinden annemin dediklerini anlamıyordum.Alta indim sitenin kapısına adım adım giderken her adımda daha fazla heycanlandım. Güneş saklanmıştı yine koyu renkli bulutların arkasına. Bulutlara baktım, bugün ne kadar kızgın olursanız olun kavga etsenizde olur, yağmurlarınızla ıslansa çamur olsada toprak bugün bana bembeyaz gökyüzü, aydınlık heryer ve kupkuru toprak diye geçirdim içimden. Arabaya bindim.
Beyaz gömlek giymişti yine vücudunu sımsıkı saran. Saçları daha özenliydi sanki. Oda benim için hazırlanmıştı galiba. Bu defa siyah kot giymişti. Saati, boynundaki deri ip bile gözüme çok çekici geliyordu.
Kalbimin aldığı ilk darbe o deri ip olacaktı ama nerden bilebilirdim ki.
"Günaydın sen yine bulutlarla mı konuşuyorsun?"
"Yine derken sen nerden biliyorsun?" yok artık nerden biliyordu? Bilemez ki. İç sesimi duyuyor olamaz dimi. Nasıl anladı?
"Ben bilirim." dedi göz kırparak ve gülümsedi bende ona eşlik ettim. Bu hareketine bayılıyordum acaba farkettimi bunuda sürekli yapıyor. Bulutlarla konuştuğumu anladıysa bunuda kesin anlamıştır. Ben hala şoktaydım öğrenmeden bırakmayacaktım ama, arabayı çalıştırdı.
"Gülme söylesene nerden biliyosun yani kimse bilmez ki bilemez.Sonuçta içimden söylediğim şeyler bunlar. Yoksa seslimi söyledim. Ne zaman söyledim nerde duydun. Konuşsana Demir çok saçma bu nerden bileceksin sen bulutlarla konuştuğumu ki olamaz yani."
"Ceylin az sakin." ufak bir kahkaha attı.
"Hoşuna gidiyor dimi? Beni merak ettirmek hoşuna gidiyor." ellerimi önümde birleştirip önüme döndüm yola bakmaya başladım.
"Küstün mü şimdi sen yine."
"Hiçde bile."
"Hıı biliyorum hep hiçde bile zaten. Nereye gidelim? Aslında benim aklımda var bir yer ama sen başka bir yer istersen."
"Yok farketmez bana aklındaki yer olsun. Nerden bildiğini söyle." sakin bir müzik açtı. Şuan ikimizdede olmuş bir şeyin rahatlığı vardı sanki. Ama benim aklım hala nerden bildiğindeydi. Bi kaç defa sordum ama o kahvaltı yaparken anlatırım dedi daha fazla ısrar etmedim bende.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE (TAMAMLANDI)
Teen FictionEyy gece ne suç işledimde beni karanlığına, sessizliğine mahkum ettin yine? Hayatta yanan tek mumum var benim oda seni aydınlatmaya yetmiyor... Sus dedin sustum, görme dedin görmedim, duyma dedin duymadım, uğraşma artık dedin ben kendim olmaktan vaz...