37. Bölüm

209 13 6
                                    

...

Masayı hep birlikte topladık çay demledik hepimiz koltuklara oturduk güzel keyifli sohbetler ediyorduk bu akışta Demir'de bende bazı şeyleri unutmuştuk ve sorun yokmuşcasıda anın keyfini çıkarıyorduk. Ben su almaya kalktığımda Demir'de arkamdan kalktı bende mutfağa değil lavobaya doğru ilerledim oda mecbur mutfağa yöneldi ama kapının zilini duyunca durdu ben kapıya yönelince,
"Dur sen açma bekle." dedi bende durdum. Gelip kapıyı açtı. O sırada arkadan Eray'la Duygu geldi kim geldi demeye kalmadan kapıda gördüğümüz hepimizi şok etmişti. Demir bana ben karşımdakine bakıyordum.

Yavaşca Demir'e döndüm bende takılı kalan gözlerine sadece bir kaç saniye baktım ve oturma odasına geri döndüm. Zihnimde neler vardı şuan idrak edemiyordum. Parmaklarım kollarım bacaklarım hatta beynim uyuşmuştu sanki. Muhtemel kim geldi diye soruyolardı ama bana uğultu geliyordu sadece. Gözüme dolan yaşlar vücudumu etkisi altına alan bitkinlik bayılmama ramak kaldığının belirtisiydi. Masada gördüğüm bir sigarayı alıp balkona çıktım ateşe verdiğim sigaram değilde kalbimdi sanki. Neden bu kadar etkilendim ki sonuçta ben istemedim adamda ömür boyu bekar duracak değildi ama neden burda neden benim olduğum yerde niye bu akşam... haksızlık, saygısızlık veya yüzsüzlük mü ne diye adlandıracağımı bilemedim ama her nefeste içime çektiğim zehirle derinlerimdeki sızıları yok etmeye çalıştım. Beynimde Demir'in o günki cümleleri...

"Biri vardı ben 22 yaşındaydım onla tanıştığımda 3 yıl sürdü biteli 4 yıl oldu Ceylin koca 4 yıl."

"Sevdim çok sevdim hemde ondan sonrada kimse olmadı hayatımda. Kimseye inanmadım kimseye kalbimi açmadım, açamadım."

"Beni sevdiğini sandım meğer o tamamen mantıkla hareket etmiş. İkimizde mezun olduk o avukat oldu. İlk başlarda sorun yoktu ama sonradan sürekli sorun çıkarmaya başladı ve bir gece sadece bir tek mesajla beni terketti."

"Çünkü işim yoktu, param yoktu, arabam yoktu onların gittiği mekanların kapısından geçemiyordum ben. Ve o onları tercih etti beni değil."

"Ben acı çektim bitti. Yaşamam gerekiyordu yaşadım."

Ne oldu şimdi onu paraya tercih eden kıza geri mi döndü. Balkonun kapısı açıldı. Demir... Hiç birşey söylemedim sigaramı içmeye devam ettim.
"Sen sigaraya mı başladın?" dedi ama duymadım.
"Ne düşünüyorsan sil kafandan yok öyle birşey." yine duyamdım.
"Beni dinler misin ya tepki ver bana bilmiyordum buraya geleceğini konuşurken dedim öyle ama ne bilim buraya gelecek diye." bunu hiç duymadım.
"Konuşurken derken yani iş için özel değil Ceylin bak bana, bunun tarla işi falan vardı daha doğrusu babasının bu geldi işte öyle Eray'ı sordu bende evlendi falan dedim o arada bu akşamıda demiş bulundum." duymadım.
"Off beni delirtmesene ya tepki ver kızım tepkiii." Yavaşca döndüm ona gözlerimi gözlerine diktim sigaramın son nefesinide verdim bir adım daha yaklaştım;
"Umrumda değil, sen ve senin hayatın benim umrumda değil." dedim sesim içimdeki ateşin tam tersi buz gibiydi. Tam gidecekken kolumdan tutup beni kendine çekti.
"Ceylin sen benimsin." dedi buz kestim! Anlık oldu elimi ne ara kaldırdım ne ara tokat attım ona hatırlamıyordum. Durdu bende durdum öylece o anda kaldık ikimizde kac saniye yada kaç dakika bilmeden.
"Ben o manada demedim, dememde. Sen benim ol istemedim ben ve böyle bir şey ben sana hiç  demedim! benim yanımda ol istedim hep benle birlikte yürü, otur, uyu, yemek ye... gül, ağla..."
"Kes artık uzatma!" tokat atmama rağmen hala kolumdaydı eli.
"Yeter artık ya yeter! Ceylin görmedim mi seni görmüyormuyum seni! niye böyle yapıyorsun yetmedimi, bedelini ödemedim mi hala?"
"Bedel mi onun bedeli yok.. bırak kolumu şimdi, ne görüyorsan yanlış görüyorsun."
"Tamam Ceylin yine tamam hep tamam herşeye tamam git."
"Demir saf mıyım ben? O kız bu evin adresini nerden bilecek?"
"Eray'dan."
"Eray'dan mı?"
"Görünce nerde oturuyosun demiş aa benimde bilmem kim orda hangisindesiniz siz derken öğrenmiş."
"Amaç? Senin bana dur kapıyı sen açma diyişin?"
"Yuh artık ben bu saatte sen açma kız başına diye dedim. Amaç ne biliyorumda aslında neyse... yarın davası varmışta mecbur kalmışta istenilen evrağı getirmiş."
"Yalancı!! Fena sallıyo bu kızın babası Of'ta istenilen evraklarda babasının imzası olmalı ki öyle zaten, ee Trabzon'a kadar yanında getireceğine fabrikaya bırakıp gelseymiş."
"Sallıyo tabi içeriye davet edilirim sandı ama evdeki hesap çarşıya uymadı verdi evrakları gitti."
"İyi banane." dedim normal bir sesle.
"Tabi canım sanane ki hiç yani." sırıtarak kurduğu bu cümleyi sokaktaki anı fren sesi takip etti. İkimizde hemen balkonun kenarına yanaştık yerde yatan kadın Melek'ti.

GECE  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin