28. Bölüm

275 22 4
                                    

Keyifli okumalar ✨

...
Kulağıma gelen sesler gittikçe netleşti. Biraz daha kendime gelince gözlerimi yavaşca araladım. Ambulansın içindeydim galiba ilk gördüğüm başımda duran Demir'di hemşirenin ne yaptığına dikkatli bir şekilde bakıyordu.
"Demir." dedim sesim çıktımı bilmiyordum.
"Ceylin iyi misin?" dedi panik olduğu öyle belliydi ki.
"İyi misiniz hanımefendi nasıl hissediyorsunuz?." diye sordu hemşire.
"İyiyim." dedim ama gözlerimden akan yaşlara engel olamadım. Demir elini uzattı ve parmağının tersiyle yaşlarımı yavaşca sildi.
"Şşşş tamam geçti artık birşey yok tamam mı?" dedi en tatlı sesiyle. Bir anda doğruldum ve boynuna öyle sıkı sarıldım ki. Ağlamam gittikçe hızlandı durduramadım.
"Çok korktum Demir çok."
"Biliyorum, biliyorum ama korkma artık ben yanındayım iyisin tamam mı sakinleş ne olur ağlama, bitti gitti."  dedi elleri saçlarımın arasında dolanırken. Yavaşca geriye çekildim. Yüzümü avuçlarının içine aldı. Gözlerinin elasına kırmızılıklar karışmış, üzerinde duran damlayamayan yaşlarla ebruliye benzeyen bir çift göz duruyordu karşımda.
"Korkma." dedi sessizce bende aynı sessizlikle;
"Ne oldu hatırlamıyorum." dedim. Sonra bir anda silah sesi geldi aklıma.
"Silah sesi, Demir kim, ben mi?" dedim panikle. Sonra kolumdaki bandajı ve üzerimdeki kanları gördüm.
"B-bu nasıl ya!"
"Yok yok sakin ol polis müdahale etti kolundaki sadece ufak bir cizik şerefsizin cebinde bıcakda varmış. Neyse bunları sonra konuşuruz, sen merak etme herkes iyi herşey yoluna girecek ne olur yat dinlen şimdi." dedikten sonra bir polis memuru ambulansın kapısını açtı.
"Geçmiş olsun hanımefendi ifadenizi almam gerekiyor." dedi. Demir benden önce davrandı.
"Memur bey daha yeni geldi kendine biraz toparlamasına izin verin ben size haber vereceğim, lütfen."
"Peki bekliyorum, tekrar geçmiş olsun." dedi kafamla teşekkür etmekten öteye geçemedim. Kendimi çok yorgun hissediyordum. Annem geldi aklıma.
"Annem o biliyor mu?"
"Hayır kimse bir şey bilmiyor ama telefonunda cevapsız araması var konuşmak istersen..."
"Konuşamam nasıl konuşurum söyleyemem ona." dedim yine akan yaşlarıma engel olamadan.
"Yüz yüze söylemek zorundasın ama saklanacak bir şey değil bu Ceylin." dedi başımla onayladım ve kafamı sedyeye koydum. Hala inanamıyorum yaşananlara daha fazla burda durmak istemiyordum sanki nefes alamayacakmışım gibi gelmeye başladı.
"İyiyim ben artık gitsek mi?" diye sordum hemşireye onayladı ve sonunda ambulanstan indim.

Hava çok soğuktu yaşananlar daha soğuk. Aklım almıyor bir insan işlediği suç için ceza almışken nasıl kendini hala haklı görebilir, nasıl öc almak için geri gelebilir.

Herkes içerde oturuyordu, galiba beni bekliyorlardı kapıdan girer girmez kızlar yanıma geldi herkes öyle korkmuştu ki herkesin gözlerinde binlerce soru... Deniz'e yaklaştım o bana bakamıyordu bile.
"Çok özür dilerim." dedi ağzının içinde. Önüne diz çöktüm ellerini avucuma aldım.
"Saçmalama lütfen şuan aklından geçenleri biliyorum ama sil onları hemen sen benim kardeşimsin, bir pisliğin yaptığı yüzünden kendini suçlamana izin vermem."
"Benim yüzünden ama benimle yakın olduğun için." dedi gölerindendeki yaşları daha fazla tutamayarak. Sarıldım sımsıkı sardım, onun bir günahı yoktu en başından beri hemde, sevmekten başka bir suçu, güvenmekten başka bir cahilliği yoktu... benim gibi...

Demir polisi çağırdı ifademi verdim, ambulans ben indikten sonra gitmişti, ifademi alan polislerde şimdi gidiyordu. Bizde toparlanıp çıktık. Eray Duygu'la birlikte gitti. Ahmet beni evw getirmek için bile adım atamazken Seda ve İrem'le arkadaşlarını aldı. Demir'e itiraz etsemde bu gece hiç bir lafımın hükmü yoktu galiba Deniz'le birlikte arabasına bindik.

"Deniz, bizde kal bu akşam olur mu?"
"Ceylin ya sen kalsan bende, ne olur şimdi annenle anneannene rahatsızlık vermeyelim yanlızda kalmayalım ben arar izin alırım şimdi zaten çoktan uyumuşlardır." öyle ağlamaklı konuştuki hayır demek için kalpsiz olmak gerekirdi. Annemle konuştu izin aldı, dediği gibi uyumuşlardı çoktan, bende iyi geceler dileyip telefonu kapattım. Deniz'in evinin önünde durduk. Demir'e dönüp;
"Teşekkür ederim ben herşey için, bir de ben öyle sarıldım ama refleks yani kusura bakma." dedim suç işlemiş gibi hızla indim arabadan. Demir'de benle birlikte indi.
"Ben burdayım araba yatarım bir şey olunca hemen arayın."
"Saçmalama git."
"Ceylin böyle bırakmam sizi gidemem yani siz çıkın hadi."
"Olmaz öyle gel sende yukarı hadi bir kahve içelim sende toparlan biraz perişan haldesin." diyen Deniz'i elimle sert bir şekilde dürttüm bir tık üstü düşmesi demekti. Kulağıma doğru eğildi;
"Çok korktu Ceylin görmen lazım deliye döndü elinddn zor aldılar adamı yere düştüğünde kaç yumruk attı sayısı belli değil."
"Ee ödül mü verelim napalım."
"Hadi Demir itiraz etme gel." dedi benim inadıma yüksek sesle. Hep birlikte yukarıya çıktık. Girişteki aynadan halime baktım gerçektende perişandım.

GECE  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin