34.Bölüm

205 15 4
                                    

Hayat zor bir sınav ama bazılarımız en kötüleriyle sınanıyoruz, en zorlarıyla ve bazen en imkansızlarıyla...

Gözlerimi açtığımda baş ucumda duran Demir'i gördüm ilk galiba hastanede bir sedyenin üzerinde yatıyordum. Hafifce doğrulmaya çalışınca Demir hafifce eliyle beni tuttu ve doğrulmama yardım etti.
"İyi misin?"
"İyiyim galiba bir anda oldu anlamadım."
"Korktun mu sen?" dedi yüzünde o hınzır gülümesemesiyle.
"Hiçde bile ne alakası var benim sadece bir anda tansiyonum düştü galiba yani bilmiyorm öyle bişey işte ama korkma..." konuşmamı bölen işaret parmağının dudaklarıma hafifce belli belirsiz dokunuşuydu.
"Tamam nefes al Ceylin nefes." dedi sessizce ve ben geçmişe gittim bir anlık. Geçmiş... ne kolay söylemesi ama yaşaması zordu, hatırlaması daha zor... Bunca şeye rağmen bana yaptığından sonra bile onun için endişelendim, koktum, nefesim kesildi, ona birşey olma ihtimalini vücudum bile kaldıramadı.

"Eray neden koştu öyle ne oldu?" diye sordum merakıma yenik düşerek.
"Kaza olmuşta yolda beyaz araba benimkiyle aynı galiba, ben zannettiler panik olmuş geliyodu kapıda karşılaştık öyle yani karıştırmışlar."
"Hım anladım neyse gidelim mi?"
"Ya bir gün gerçekten kaza yaparsam?"
"Ya ben yaparsam Demir."
"Ben ölürüm Ceylin senin saçının teline zarar gelsin ben ölürüm." öyle içten öyle gerçek öyle hissederek söylediki içime işledi sesi. Benim içinde geçerliydi bunlar belki de kendime bile itiraf edemediğim aşkım nefretimin hep bir önünde duruyordu. Ne zor aslında severken ayrı kalmak ya da herşeye rağmen seviyor olmak. Unutmak isterdim onu yok sayabilmek yabancıymış gibi davranabilmek yada ne bileyim işte sıradan biriymiş gibi hissetmek, ama olmuyor ne yaparsam yapayım olmuyor.

Yaşanan o gece tüm karanlığıyla kalbimi kaplarken içinde sadece minicik yanan bir mum ışığı herşeye inat savaşıyor o karanlıkla. Yenmesi zor o karanlığı aydınlatması imkansız hatta, yapılan şey hem ruhumu hem bedenime hem kadınlığıma hemde kalbime yapılan en büyük saygızlık ve affı asla yok. Buna yol açan hatta çanak tutan ben bile olsam böyle bir şeyi hiç bir kadın haketmez, herşey sevgi değil asla değil! Kimsenin kimseye ne fiziksel nede psikolojik şiddet uygulamaya hakkı yok, koşullar şartlar sebepler yada gidişat ne olursa olsun...

Aradan haftalar geçti ve Duygu'yla Eray'ın düğün gününe sadece 2 gün kaldı. Bu gece bizim kınamız erkeklerinde bekarlığa vedası vardı.
"Bak Eray görüntülü arayıp bakacağım dansöz falan olur orda yemin ediyorum biter düğün falan olmaz." diye kuaför salonunda gezinen bir Duygu vardı. Kıskançlıktan nerde olduğunu unutmuş hali beni gülümsetiyordu. Acaba dansöz gelir miydi? Demir'de orda yani ama banane dimi sanki ne olacak ki.
"Varmıymış dansöz?"
"Saçmalama sende Ceylin tabiki yok, yok dimi Eray bak doğru söyle." diye bir ton üste çıkan sesiyle Duygu hem cevap verdi hem soru sordu, bu halini kendi görse gülerdi bence. Bence sen kendine bak Ceylin. Sen susarmısın iç sescim. Yoo susmam Demir orda diye merak ediyorsun dansözü. Hiçte bile ya susarmısın sen.

Saçlarımı açık bırakıp hafif maşa yaptırdım, mini, tek omuz , payetli bej rengi bir elbise giydim. Artık kınaya hazırdım.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
GECE  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin