27. Bölüm

202 26 9
                                    

...
Bazen filimlerde olur böyle şeyler dediğimiz şeyleri yaşarken buluruz kendimizi. Hayat bu bir saniye ilerisini bilmeden yaşadığımız bir serüven...

Çalan telefonumla gözlerimi araladım. Arayan Ahmet'ti.
"Efendim."
"Uyandırdım galiba ama uyan valla çünkü mekan buldum Ceylin alıyorum bugün."
"Yaa gerçekten mi çok çok sevindim senin adına hayırlı olsun."
"Yılbaşına kadar herşey hazır olur burda kutlarız hep beraber diye düşündüm ben ama tabi başka planın varsa.."
"Kızlarla konuşuruz haberleşiriz olur mu şuan bir şey yok sen hallet işlerini bir an önce."
"Tamam görüşürüz."

Üzerime bir hırka alıp balkona çıktım. Hava buz gibiydi ama kar yağmaya hiç niyetli değildi. Her yer bembeyaz olsun istiyordum. Her yerde yılbaşı için süslenmiş ağaçlar, ışıklar, süsler... Koca bir sene bitiyordu, benden aldıklarıyla gidiyordu işte asla hatırlamak istemeyeceğim iğrenç bir yıl.

Kızları aradım cumartesi sabahı güzel bir kahvaltıyı haketmiştik bence.
"Günaydın uykucu hadi kalk."
"Ceylin yapma az daha uyusaydım ya."
"Ama krep yapıyorum ben."
"Oha valla mı hemen geliyorum dur dur kapa."
"İrem dur kızlarıda ara ben hazırlamaya başladım."
"Tamam." diyip kapattı krep canavarı.

Biz hiç ayrılmadık hiçde ayrılmayacaktık. Kavgalarda ettik küslüklerde yaşadık ama sonunda hep yine birbirimize sarıldık. Şimdi Deniz kızıda bize katıldı iyi kide katıldı çünkü pek arkadaşı yok onun sadece hastanedekiler, kuzenleri akrabaları Amasra olduğu için belkide.

Kahvaltımızı yaptıktan sonra Duygu Eray'la buluşmaya gitti yaza düğün vardı ve hazırlıklar baya zordu tabi onlara zor gelmiyordu o başka. İrem ve Seda'da ödevleri için kütüphaneye gittiler. Biz yine kaldık Deniz kızıyla. Evde oturmak yerine biraz yürüyüş ikimizede iyi gelecekti. Benim rahat giysilerimden giyip kendimizi dışarıya attık. Kış güneşide olsa içimizi ısıtmaya yetiyordu.
"Daha iyisin sanki."
"Bilmem ki Deniz kızı bir iyi bir kötü bende anlamıyorum kendimi ama kabuslarım yok denecek kadar az ve o anı düşündüğümde çektiğim acı biraz daha az."
"Daha iyi olacaksın merak etme."
"Umarım.. sen nasılsın."
"Bende bildiğin gibi işte aynı hastahane ev bide siz. Yılbaşından sonra annemin yanına giderim belki."
"Yaa bende çok özledim Zehra teyzeyi bende mi gelsem."
"Gerçekten mi?"
"Ya evet deli niye yalan olsun." dedim ve sarıldım ona sımsıkı. Deniz kızı benim yoldaşımdı. Tam o sırada arkamda biri var gibi hissedip hızlıca döndüm ama kimse yoktu.
"Ne oldu?"
"Biri vardı sanki."
"Yürüyüş yapanlar var şu ilerde."
"Yok bu tam arkamızdaydı sanki."
"Sana öyle geldi hadi."
"Deliyiz nede olsa." dedim küçük bir kahkaha atarak.
"Ya deme şöyle diyemeyeceğim valla delisin sen."
"Sus be bu nasıl psikiyatridir ya duyun ey yetkililer." ikimizde güldük. Şu dünyada gülmek kime yakışmazdı ki ama Deniz kızı öyle güzel gülüyordu ki sanki bahar geliyordu.

Yılın son günleri bitsin gitsin istedim yeni yıl yeni mutluluklar getirecek diye umdum meğer daha büyük acılar gelecekmiş ömrüme...

Yılbaşı gecesi geldi sonunda bu yılı bitirmeye saatler kalmıştı artık. Nasıl olduğunu anlamasamda bu akşam Demir'de dahil hepimiz Ahmet'in yeni mekanına davetliydik.

Demir
...
"Bak Eray anlamıyorsun bu adamda bir şey var."
"Sen kıskandığın için olmasın."
"Lan ben kıskanmıyorum mu diyorum ama yok başka bir şey bu kimse anlamıyor beni. Şimdi benide davet etmesi size iyi mükemmel bir adam gibi görünmek için. O it biliyor Ceylin olduğu için geleceğimi çünkü aklınca zeytin dalı uzatan o olacak."
"Demir yeter be oğlum hadi hazırlan Duygu bile hazırım yazdı sen hala konuşuyorsun."
"Tamam ama o adamın gerçek yüzünü göreceksiniz bir gün."
"Tamam tamam göreceğiz."

GECE  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin