38. Bölüm

143 9 0
                                    

...

"Al Ceylin burda ona sor önce lütfen." dedi bir anda elime telefonu tutuşturdu ama ben konuşmadım, geri verdim ne diyecektim ki hiç birşey bilmiyordum. Eray telefonun sesini kapatıp bana o öyle bir cümle kurdu ki, beynime oksijenin gitmesini engelleyen, kalp atış ritmimi bozan, ruhumun bedenimden çekildiğini hissettiren o cümle...

"Ahmet senle Demir'i, yani yaşananları sizinkilere anlatmış."

Aşk, insanın başına gelebilecek en güzel şeydi, herkesin hayal ettiği mutluluk, heyecan, tutku... ama bende işler çok ters gitti. Mutluluk ve heyecan kursağımda kaldı, tutku ise sonumu getirmişti.

Kaç defa daha yıkılabilirim dedikçe bir fazlası çıktı karşıma. Yaslandığım ağacın tutunacak tek bir dalı bile kalmadığında anladım hiçbirşey eskisi gibi olmayacaktı.

Artık herkes herşeyin doğrusunu biliyor çoğu benimle konuşmuyordu. Kim konuşuyor kim küstü kim kırıldı diye aklımda bile tutamıyordum artık. O gün...

"Gidelim Eray." diyebildim zorla sonra yoldaydık. Telefonum defalarca çalmıştı herkes beni arıyordu ama benim gücüm yoktu. Ne, nasıl oldu çok merak ediyordum. Trabzon'a girdiğimizde nereye gittiğimizide bilmediğimi farkettim. Eray biriyle konuşuyordu.
"Biz gelene kadar ne olur idare edin bu it nerden çıktı sıçtı kızın hayatına durduk yerde haklı ne yapsa haklı ama dursun lütfen az kaldı."

Deniz kenarında bir yerde hala bağırıyordu Demir etrafda bizim kızlardan bir ikisi vardı ama gözüm Ahmet'ten başkasını görmüyordu.

Bir anda hızlanıp Ahmet'in yakasına yapıştım.
"Lan benim karşıma bir tane mi adam çıkmayacak hepiniz mi şerefsizsiniz söyle! Tüm şerefsizler benimi buldunuz lan!! Sen kimsin söylesene Amasra'da ki masum delikanlı Ahmet'e ne oldu nerde o he söyle. Hiç mi annemi düşünmedin hadi beni geç düşünmedin miiiii!!" tepkisiz duruyordu ellerim gittikçe bollaştı beni tutan ellerde aynı şekilde.
"Ceylin ben seni herşeyine rağmen sevdim istedim ama sen hala Demir'i seviyorsun, demek ki sen şerefsiz seviyorsun." dedi bir çırpıda. Yüzüne inen yumruğu gördüğümde hiç tepki vermedim üstüne çullanan Demir'i gördüğümde de...

Kızlara dönüp;
"Evet öğrendiğiniz gibi Demir bana tecavüz etti, benim hastanede yatmamda bu yüzden, Deniz'le tanışıp arkadaşlığımda böyle başladı. Amasra'ya bu yüzden gittim. Size söyleyemedim çünkü güçsüzdüm Demir bir şekilde hayatımızdaydı hepinizin düşmanlığı ve nefreti bana ağır gelecekti."

"Neden? Bir gün ona geri dönersin biz tepki veririz diye mi?" dedi Seda, öyle bir yerden vuruldum ki tarifide acısıda yoktu.
"Nasıl derseniz." dedim ve gittim ordan arkamda ne bıraktığımı bilmeden. Aklımda sadece annem vardı.

Kapıya geldim anahatarımı güçlükle çevirdim, neyle karşılaşacağımı bilemeden yavaşca içeriye doğru yürüdüm. Ben daha koridoru bitirmemiştim ki annem oturma odasından gözleri ağlamaktan kızarmış bir şekilde bana doğru koştu.
"Ah kızım sen nasıl bu kadar şeyi tek başına yüklendin neden bana demedin." dedi sessiz konuşuyordu anneannem bilmiyor demek ki. Yavaşca odama aldı getirdi beni kapıyı yavaşca kapattı. Yatağa oturdu beni de dizine yatırdı. Gözlerinden yaşlar süzüle süzüle konuştu.
"Eskiler hep derdi Allah çirkin şansı versin diye ah benim güzeller güzeli kızım ben saçının teline dokunmaya kıyamazken neler yapmış o şerefsiz sana... ama dur bitmedi bu böyle kapanmaz hemen şikayetçi olacağız cezasız kalmayacak bu yaptığı..."

Annemin dedikleri nini gibi gelmişti gözlerime hükmedemiyordum keşke en başında deseydim yanında dizinde ağlayabilseydim acımı onun göğsünde hafifletseydim. Uyuyakalmışım... Hayatımın en kötü günlerinden biri böyle bitmişti.

GECE  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin