Güneş batıyordu ve etrafı hoş bir kızıllık sarıyordu. Gökyüzündeki bulutlar da bu kızıl renge uyum sağlayarak kırmızı renge boyanmışlardı. Tam bu esnada kapı tıklatıldı. Cevap vermedim, çünkü aşırı yorucu bir şeydi, onun yerine uyuyormuş numarası yaptım. Kapı açılma sesi duydum ve ardından odanın içinde birinin bana doğru yaklaştığını duydum. Derin bir iç çekiş sesi de geldi hemen ardından. Aynı zamanda da üzerime doğru eğilip bir battaniye örtüldüğünü hissettim.
Çok geçmeden odayı terk etti ve kapıyı da ardından kapattı. Uyuyor numarasını o kadar ustaca oynamışım ki sonradan gerçekten uyuyakalmışım. Gecenin bir yarısıydı uyandığımda. Odamda takırtılar duymuş ve temkinli bir şekilde uyanmıştım. Önce gözlerimi aralayıp odanın içini seyrettim. Birisi parmağının üzerinde yürümeye çalışarak odadaki küçük masanın etrafında geziniyordu.
“Kimsin? “ diye sordum aynı zamanda ayağa kalkarak.
“Yine uyandırdım seni. “
Bu prensin sesiydi. Odamda ne yapıyordu bu saatte?
“Bekle, artık uyandığına göre ışığı açayım. “ Kapının solundaki duvara doğru koştu ve duvardaki düğmeye basarak ışığı açtı. Karanlık odada bir anda ışığın açılmasıyla gözlerim kamaştığı için gözlerimi kapattım istemsizce. Gözlerim artık ışığa alışınca yavaş yavaş gözlerimi açtığımda ilk onun altın sarısı ıslak saçlarını fark ettim.
“Şimdi daha iyi oldu işte. “ Mavi gözlerine yansıyan avizenin ışığı gözlerini parlatıyordu. Gözlerimi ondan hızla çekerek yere baktım istemsizce.
“Benim için fark etmez. “
Sonra az önce masanın etrafında gezindiğini fark ettiğimde masaya bakmak için başımı çevirdim.
“Senin için bir şeyler hazırladım. “
Gerçekten de donatmıştı masayı. Uyku sersemi olduğum için ilk önce elimi yüzümü yıkamak için banyoya gitmeliydim. Bunu prense söylediğimde bana banyonun yerini tarif etti ve her zamanki yavaşlığımla ağır ağır banyoya doğru ilerledim. Bu yavaşlığım biraz da düşünceli oluşumdan kaynaklanıyordu.
Ariel’in anılarındaki prensle bu prens bir birine tamamen zıt kişiliklerdi. Anılar bir yana onu bu hayatımda ilk gördüğümde de soğuk davranmıştı bana, ta ki onunla olan nişanımı bozmak istediğimi duyuncaya kadar.
Bunun sebebinin kaçan kovalanır gibi klişe bir şey olacağını düşünecek kadar aptal değilim. Bu işin altında başka bir sebep vardı mutlaka. Bunu bir sürü hayat yaşamamdan ileri gelen tecrübeme dayanarak kesin bir eminlikle söylüyorum.
Elimi yüzümü yıkayıp havluyla kuruladıktan sonra acıktığım için direkt masaya doğru gittim. Bir anda aklımda beliren bir düşünce bir tokat gibi suratıma çarptı.
Ya beni zehirleyecekse?
Bu çok mantıklı. Eğer soyadımdan vaz geçtiğimi söyledikten hemen sonra prensle gelmeyi kabul etmeyip sokaklarda yaşasaydım muhtemelen prens Kedrey düklüğünün desteğini kaybetmiş olurdu. Bu yüzden hızlı davranıp nefret ettiği birine evlenme teklifi etti. Şimdi de beni öldürüp nişanlısını kaybetmiş mağdur prens rolüyle herkesin sempatisini kazacak.
“Banyodayken aynadaki yansımana mı baktın? Ne bu yüzündeki ifade? “
Başımı iki yana salladım ve bakışımı başka tarafa yönlendirdim.
“Hiç.” Dedim i harfini uzatarak ve sesimdeki korkuyu ustaca gizleyerek.
“Nasıl hiç, bembeyaz olmuşsun.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin İçin Yeniden Doğdum ✅
Fantasy"Ben, leydi Ariel Kedrey. Şu andan itibaren mevkimden dolayı bana verilmiş olan bütün haklarımdan ve bütün mal varlığımdan vaz geçiyorum. Kedrey malikanesinden ayrılıyorum ve yeni bir hayata başlama kararı alıyorum. " Kapak tasarımı: @yesilozilknur...