Sessizce onları dinlerken rahatsızca kıpırdandım yerimde. Benim de bir şey söylemem gerekir mi?
Ah, boş ver. Bu insanlarla uğraşamam. Şuan burada soğuk savaş var ve kendimi böyle bir işe bulaşarak tehlikeye atamam.
“Onun görevlerini devralmaktan başka yapacak hiçbir şey gelmez elinizden. Bu yüzden düğünden hemen sonra açıklayacağım kararımı. O zamana kadar yaptığınız her harekete dikkat edin. “ Bunu söylerken imalı bir bakış attı prens Heinley’e. Sonra konuşmasını sürdürdü.
“Bütün bu süre boyunca izleneceksiniz. Bunu bir nevi test gibi düşünün ve hata yapmaktan çekinin. “
Gözlerinin önünde büyük bir hataya sürükleniyor prens Heinley. Keşke daha açık bir şekilde belirtseydiniz bu isteğinizi majesteleri.
“Bir hizmetçiyle daha fazla oyalanma Heinley. Bu senin için büyük bir sorun oluşturur. “ İmparatoriçe sanki zihnimi okumuş gibi her şeyi açık bir şekilde belirtmişti!
İmparatoriçe bana baktı.
“Kahvaltıdan sonra seninle konuşalım. “
Bakışları çok korkutucuydu. Hızlıca başımı sallayarak ayağa kalktım.
“Ben bitirdim majesteleri. “
“Ben bitirmedim. “ dedi soğuk bir ses tonuyla. Fazla heyecanlanmıştım anlaşılan. Bu kadın etraftayken nasıl rahat olacaktım ben?
Yavaşça geri oturdum. O sırada prens Victor’un kıkırdamasını duydum. Kaşlarımı çatarak ona baktım.
“Bu yüzden bu kadar sıskasın işte. “ bana sıska mı demişti o? Gözlerimi devirdim. Dışa doğru seslice nefes verirken başımı da aynı zamanda iki yana salladım.
“Kalk gidelim. “ dedi aniden imparatoriçe. Bir anda ayağa fırladım. Baş hizmetçinin bir hanımefendiye uygun kalkış biçimi diye bahsettiği şekilde ağır ağır kalkarken ters ters baktı yüzüme. O an onun gözlerinde baş hizmetçinin yansımasını gördüğüme yemin edebilirim. Sanki birazdan “ Bir leydiye uygun davranışlar sergileyin leydim! “ diyecekmiş gibi bakıyordu.
Başımı aşağı salladım. O önden ilerlediğinde ben de peşine takıldım. Daha önce hiç gitmediğim tarafa yöneldi. Onun takip ederken neden daha önce bu sarayı gezmediğimi düşündüm durdum. Buraya geldiğimden beri boş boş gezinip durdum ama hiç sarayın içini keşfe çıkmamıştım. Bir sürü tablolarla dolu bu koridorda niçin daha önce ilerlemedim? Yalnızken buradan geçmiş olsaydım herhalde o zaman hayranlığımı saklamazdım ve her birinin önünde en az 3 saat geçirirdim. Bazı şeyler vardır onlar içimde belli belirsiz bir hüzün yaratır sebepsizce. Örneğin bir milletin halk müziğini duyarsın ve sebepsizce duygulanırsın. Sanki bu hayatından önce o şarkıları duyarak büyümüş gibi hissedersin. Oysa bu şarkıyı ilk duyuşundur. İşte bu tablolar da beni eski hayatlarım arasında gezintiye çıkarmış gibiydi. Her ne kadar anılarım şimdi yok olmuş olsa da hislerim hâlâ kalbime gömülüydü.
Sonunda bir kapının önünde durduk. İmparatoriçe kapının kolunu çekerek açtı kapıyı ve içeriye girdi. Hemen peşinden içeriye girdiğinde burası bütün her şeyiyle bir çalışma odasını andırıyordu. Arkamdan kapıyı kapattım. İmparatoriçe çalışma masasına geçip oturduktan sonra ellerini masada birleştirerek başıyla bana önündeki sandalyelerden birini göstererek oturmamı istedi. İşaret ettiği yere geçip oturdum. Söyleyeceği şeyi merak ettiğim için gergindim.
“Kendini ezdirme. “ dedi birden. Başımı kaldırarak “Efendim? “ dedim.
“Her şeyi alttan almak zorunda değilsin. Bağır çağır, kov o kızı. “
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin İçin Yeniden Doğdum ✅
Fantasy"Ben, leydi Ariel Kedrey. Şu andan itibaren mevkimden dolayı bana verilmiş olan bütün haklarımdan ve bütün mal varlığımdan vaz geçiyorum. Kedrey malikanesinden ayrılıyorum ve yeni bir hayata başlama kararı alıyorum. " Kapak tasarımı: @yesilozilknur...