İşte kaçmak için bir başka sebep. Prensin elbet düğünden sonra aşık olduğu kadındaki değişikliği daha iyi anlayacak ve yavaş yavaş mutsuzluk duymaya başlayacak. Bu evlilik ikimiz için de acı verici bir baş belasından başka bir şey olamayacak.
Bundan sonraki sohbetimiz boyunca konuştuklarından hiçbir şey anlayamamıştım ama dinliyor gibi yapmıştım. Bedenen orada olmama rağmen sanki zihnen başka alemlerdeydim. Bir türlü dikkatimi toparlayıp onu doğru dürüst dinleyememiştim. Umarım bu durumum onun dikkatini çekmemiştir. Yoksa bu davranışımdan dolayı benden şüphelenir ve gözünü üzerimden ayırmaz. 2 saatin sonunda salona geçmiştim. Orada beni bekleyen terzi ve diğerleri ben içeri girer girmez önümde eğilerek selamlamışlardı. Onları da pek görmüyor gibiydim ama bu sefer durumum prensin yanındakinden daha iyiydi.
Bana özel tasarlanan gelinliğin provası yapıldığı sırada kafamı kaldırıp gelinliğe de pek dikkat etmemiştim. Ne diye dikkat edecektim ki? Sadece provalarda giydiğim bir şey olarak kalacaktı benim için.
Hizmetçilerin iltifatlarını gülümseyerek kabul ettim.
“Bir tanrıça gibisiniz leydim! “
“Prens sizi bu gelinliğin içinde görünce size olan aşkı daha da artacak. “
Bir tanrıça gibi gözükmeyi de, prensin aşkını da arzulamıyorum oysa ki. Tek arzuladığım şey bu saraydan çıkıp ömrümün sonuna kadar uyuyup, en sonunda Leo’yla karşılaşmaktır. Leo’nun karşısına çıktığımda ona “Yaşadığım bütün hayatlarımda da seni unutmadım ve sana olan aşkım daima varlığını sürdürdü. “ demek isterim. Ona ihanet etme fikri zihnimi paramparça ediyor.
Sonrasında makyaj seçimi, ayakkabı seçimi ve dünyada sadece bir tane olan değerli mücevherin satın alınması gerçekleştirildi. Dünyanın en mutsuz gelini olabilirdim sanırım.
İşte tam bütün işim bitti gidip yatayım derken prens Victor belirmişti kapıda. Ellerini arkada birleştirmiş “Biraz dertleşelim. “ demişti.
Önce kabul etmedim, yorgun olduğum gerekçesiyle reddettim. Ancak daha sonrasında söylediği sözler beni hayrete salarak onunla gitmeye mecbur etti. Kaçmayı planladığımı biliyordu!
Bahçedeki çardağa doğru ilerlediğimiz bütün o sessiz dakikalarda bir şey söylememişti ve bu durum da beni strese sokuyordu. En sonunda çardağa vardığımızda sessizliği bozarak rahatlattı beni.
“Heinley bunu anlamayacak kadar aptal olabilir ama bu benim gözümden kaçmaz. “
İnkar etmeye çalıştım.
“Sırf saçma sapan bir yalan uydurdunuz diye sizinle geldim. Bana böyle bir iftira atarak elinize ne geçecek, prens Victor?”
“Öncelikle size iftira falan atmıyorum, leydi Ariel. Bunu siz de çok iyi bilirsiniz ki eğer size iftira atacak olsaydım ilk önce sizin yanınıza gelmezdim. Şimdiye çoktan bütün imparatorluğa yayılırdı. “
Tepkimi ölçmek için kısa süreliğine durdu.
“Bütün gün yüzünüzden düşen bin parçaydı. Sizi böyle görmek inanın beni çok üzüyor. Neden bilmiyorum ama tuhaf bir şekilde size kendimi yakın hissediyorum. Eğer isterseniz kaçmanıza yardımcı olabilirim. “
Son söylediği cümleyle birlikte bütün bakışlarım ona yöneldi. Şaşkınlığım gözlerimden okunuyordu besbelli. Sırıttı.
“Biz arkadaşız değil mi? Arkadaşlar bir birlerine yardımcı olur. “
Sözlerinde hiçbir art niyet yok gibiydi. Yine de art niyetli bir insan bunu kolayca saklamasını becerebilirdi değil mi?
“Bu yardımınızın karşılığında ne istiyorsunuz? Kardeşinize öylece ihanet etmezsiniz değil mi? “
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin İçin Yeniden Doğdum ✅
Fantasy"Ben, leydi Ariel Kedrey. Şu andan itibaren mevkimden dolayı bana verilmiş olan bütün haklarımdan ve bütün mal varlığımdan vaz geçiyorum. Kedrey malikanesinden ayrılıyorum ve yeni bir hayata başlama kararı alıyorum. " Kapak tasarımı: @yesilozilknur...