1.9✨

1.4K 142 18
                                    

Odadan çıkarak prensin odasına doğru ilerledim. Bu akşam bu işi bitirmeliyim. Aklımdaki bu bilinmezlikle daha fazla baş edebilecek gibi değilim. Her ne kadar onun odasına yaklaştıkça karnıma dikenler batıyor gibi olsa da, ayaklarım ve ellerim titrese de onunla konuşmakta kararlı olduğum için duygularımı kontrol altında tutmaya çalıştım. Duygular elle tutulabilen bir şey olmadığı için bu konuda oldukça zorlanıyordum.

Kapının önünde geldiğimde yutkundum. Derin bir nefes alıp kapıyı tıklattım. Sakin olmalıyım. Biraz sonra kapı açıldı. İlk önce giyim kuşamından karşımdaki kişiyi tanımakta geciktim. Bir süre yüzüne dikkatle baktığımda onun Aurora olduğunu fark ettim. Omzu sarılıydı. Bir leydi gibi giymişti. Kırmızı, parıltılı bir elbise. Yutkunmakta zorlandım.

Elimde tuttuğum mektubu avucumun içinde buruşturduğumu çok sonradan anlayacaktım. Biraz sonra kapıda prens Heinley belirdi. Kan çanağı gözleriyle ve soluk rengiyle karşıladı beni. Kaşlarımı çattım, sonra duygularımı belli etmemek maksadıyla zorla da olsa yüz ifademi düzelttim.

“İçeri girsene. “ dedi geri odaya doğru giderek prens. İçimden odama kaçmak ve karanlık bir köşede oturmak gelse de şimdilik öyle bir şey yapmayacaktım. Odaya girdim.

“Aurora’nın ailesi bulunmuş.” Diye açıklamaya girişti prens Heinley.

“Aurora bir vikontun kızı olabilir. “

Yüzüme zorlama bir gülümseme yerleştirdim.

“Nasıl yani? “

“Aurora burada hizmetçi olarak çalışmayı ailesini bulmam karşılığında kabul etmişti. Ben de imparatorluğa haber saldım ve yıllar önce kız çocuklarını kaybetmiş bir sürü aile baş vurdu. Ancak aralarından çoğunu eledik ve geriye kalanlara da kan testi yaptırdık. Ailelerden biri olan Vikontun ailesiyle arasında dikkat çeken bir benzerlik var. “

Göz ucuyla Aurora’ya baktım. Bu işte kesinlikle bir iş vardı.

“Yine de hâlâ bir hizmetçi değil mi? Onun bu şekilde giymesi uygun değil, daha kan testinin sonuçları bile çıkmamışken üstelik. “

“Artık bir hizmetçi değil. Kan testini beklemeye gerek yok, ben görünüşlerinin benzerliğinden bile emin oldum ki Aurora bir vikontun kızı. “

Ne tesadüf. Nişanı bozmaya karar verdiğim gün Aurora prensle evlenebilecek statüye yükseldi. Birileri tarafından planlanmış olsa gerek. Prens Heinley’in bu kadar savunmasına bakılırsa bu iş onun başının altından çıkmış olabilir.

“Elindeki ne? “ diye sordu prens başıyla elimi işaret ederek. Kağıdı daha çok sıktım avucumda.

“Hiç.” Dedim i harfimi uzatarak.

“Ne için gelmiştin buraya? “

Prensin üzerindekilere daha bir dikkatle bakar oldum. Beyaz gömleğinin göğüs kısmının düğmeleri açıktı. Umarım aklıma gelenler gerçekleşmemiştir.

“Unuttum.” Sesim çatallaştı. Daha fazla konuşursam ne durumda olduğumu anlardı. Hemen buradan çıkmalıyım!

Kapıya doğru döndüm. Kapının önünde duruyordu Aurora. Ben odaya girerken  bile çıkmamıştı buradan ve prenste ona bir şey dememişti. Son bir şey yapmalıyım. Ne olursa olsun içimin rahatlaması için bir şey yapmalıyım.

Ona tokat mı atsam? Ah, hayır haklıyken haksız durumuna düşerdim. Sadece görünüşlerine bakarak anlayıp dinlemeden böyle bir işe kalkışmamalıydım.

Prens Heinley’e doğru döndüm. Gülümsedim. Tuhaf tuhaf yüzüme baktı.

“Nişanı attığıma göre... “ Koşarak yanına gittim. Ona doğru eğildim ve dudaklarından yapıştım. Sıcak ve yumuşaktı. Gözlerini kocaman açmış bir anda neden böyle bir hareket yaptığıma şaşırmıştı. Fazla düşünmemiş olacaktı ki yavaş yavaş gözlerini kapattı. Ona bu şekilde veda etmek daha iyi gelecekti bana. Hiçbir pişmanlığım olmadan istediğimi yapabilecektim artık bundan sonra. Geriye çekildim. Geriye çekildiğimde beni tekrardan kendine çekti.

Senin İçin Yeniden Doğdum ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin