0.9✨

1.9K 306 59
                                    

Bence ateşe dayanamamamın sebebi içinde yaşadığım bedenin önceki sahibinin yüksek ateşten ölmüş olması. Çünkü daha önceki hayatlarımda hiç ateşim çıktığında bayılmamıştım.

Kendime geldiğimde 2 gündür baygın yattığım söyleniyordu. Cesaret edip prensin buraya uğrayıp uğramadığını soramamıştım. Uyandığımdan beri de buraya hiç gelmemişti. Her ne kadar acı verici olsa da böylesi daha iyiydi.

Gözden uzak olan gönülden de uzak olur derler. Umarım bu sözün doğruluğu kanıtlanmıştır.

Gerçek anlamda tam olarak benim için ortaya çıkmış bir söz bu. Eğer prensi görmesem Ariel’in anıları da hortlayıp beni karmaşık duyguların pençesine atamazdı.

Uyanır uyanmaz bana verilen ilk haber de düğüne bir hafta kalmış olduğuydu. Bir sürü davetliler olacağı için şimdiden gerekli hazırlıklar yapılmalıymış. Bu 1 hafta içinde Victor’la konuşup onun Leo olup olmadığını anlamam gerek. 2 gündür baygın yattığım için -bugünle birlikte tam 3 gündür yataktayım.- Prensin hastalık haberini de ulaştırma imkanımı kaybettim. Düğünden önce Victor’u buraya başka nasıl çekebilirdim ki?

Sıkıldım. Yatakta vakit geçirmekten sıkıldım. Yataktan çıktım ve pencereye doğru ilerledim. Yine dışarısı ışıl ışıldı. Ben adımımı atar atmaz yine yağmur başlardı kesin. Geriye döndüm ve odanın içini turlamaya başladım. Uyandığımda giyebilmem için birkaç parça kıyafet bırakılmıştı. Mavi renk olanı seçtim. Uzun, omzu açık bir elbiseydi. Kemer kısmında küçük, yapay çiçekler mevcuttu. Onun dışında elbise parıltılıydı. Bana göre, bana yakışan her şey benim zevkime uygundu ve bu elbise de bana fazlasıyla yakışmıştı.

Saçımı toplamadım çünkü ne bununla  uğraşacak enerjim vardı, ne de sabrım. Bu yüzün makyaja da ihtiyacı yoktu. Ayakkabılarımı giyip odadan çıktım. Geçen gün kursağımda kalan bahçe hevesimi düşündüm. Hayır, çıkmayacağım dışarı.

Koridorda ağır ağır ve bir o kadar da dikkatli dolaşarak sarayı geziyordum. Dikkat etmemin sebebi prensle karşılaşmamaktı. Yine de yeteri kadar dikkatli değilmişim ki baş hizmetçi tarafından kolayca fark edilmiştim. Ama kaçtığım kişi o olmadığı için bu sorun değildi.

“Leydim hazırlanmalısınız. “

Yüzündeki o soğuk ifade geri geldiğine göre artık sarayda hiçbir sıkıntı olmamış olmalı.

“Neden? “

“Prens Victor düğününüz için geldi ve görgü kuralları gereği sizin, prens Heinley ve sizin onu karşılamanız gerek. “

Hissettiğim sevinci kelimelere dökmek imkansızlaştı. İçim içime sığmıyor, heyecandan yerimde duramıyordum. O gelmişti! Üstelik benim hiçbir plan yapmama gerek kalmadan kendi isteğiyle gelmişti.

“Ben hazırım! “

Tembelliğime tamamen zıt olan bir hareket yaptım ve koşarak prens Victor’u karşılamaya indim. Baş hizmetçinin beni durdurmaya çalıştığını, arkamdan bağırdığını duydum.

“O saç başla akıl hastanesinden kaçmış gibi gözüküyorsunuz! “

Ben her ne kadar onu duymamazlıktan gelsem de o benim peşimden koşarak her hareketime bir söz buluyordu.

“Bir leydi olarak eteklerinizi kaldırarak koşmamalısınız! “

Aynı bu şekilde birkaç bir şey daha söyledi bağırarak ancak dikkat etmediğim için pek duyamadım. Bütün dikkatim Victor’un Leo olup olmadığı üzerine toplanmıştı ve bunun gerçek olma ihtimali bile beni o kadar sevindiriyordu ki bu sevinçle dünyayı koşarak turlayabilirdim.

Senin İçin Yeniden Doğdum ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin