“Bakmayın öyle. Kaybedecek vaktimiz yok. Birazdan burada olurlar. “
Dediklerine uyup yataktan çıktım. Baş hizmetçinin sinirli yüzüne baktığımda neden sinirlendiğini anlamam çok uzun sürmemişti. Üzerimi değişmeden yatağa girmiştim diyeydi yüzündeki bu ifade. Eminim birazdan “Bir leydiye uygun davranmıyorsunuz! “ diyecekti.
Ah, beni şaşırttı. Hiçbir şey demeden makyaj masanın başına geçti. Benim için seçilen kıyafeti giyerken ona baktım. Herhalde bugün iyi tarafından kalkmış. Yoksa böyle bir fırsatı kaçırmasına imkan yok. Üzerimi değiştim. Makyaj masasına doğru ilerlerken bile ona bakmayı sürdürdüm. Rahatsız olmuş olacak ki iç geçirdi.
“Bana öyle bakmayın leydim. “ diyerek uyarıda bulundu.
“Bugün sizde bir değişiklik var. “ dediğimde o saçımı toplamaya başlamıştı.
“Ben her zamanki benim leydim. Lütfen siz kendi işinize odaklanın. “
Dudaklarımı bir birine bastırarak başımı salladım. Aynadaki yansımama baktığımda buraya geldikten sonra aynada kendimi ilk görüşümü hatırladım.
Tuhaftı. Neyse, zaten çevrem tuhaflıklar tarafından çevrelenmiş. Bu o kadar da garipsenecek bir durum değil artık. Bu arada baş hizmetçi Veronica saçımı toplamayı bitirmiş makyajıma geçmişti. Prensin ebeveynleri geldiği için aceleyle yapıyordu bütün bunları, ancak titizliğinden hiçbir şey kaybetmiyordu.
Makyajı da hemencecik bitirmişti. Ayağa kalktım, odadan çıkmadan önce aynada son bir kez daha kendime baktım. Sonra göz devirerek odadan çıktım. İleriden prens Heinley’in yanında Aurora’yla birlikte bana doğru yaklaştığını gördüm. Aurora beni gördüğünde prensi durdurdu ve onun üzerini düzeltiyormuş gibi davrandı. Tıpkı bir leydi gibi giyinmişti yine. Mavi, omzu açık bir elbiseydi. Bekle, bu elbise benimdi!
Ne zaman giydiğimi tam hatırlamasam da elbiseyi kendim seçtiğim için elbisenin bana ait olduğunu biliyorum. Eteğimin yanlarını sıktım. İkisi de gülümseyerek bir birleriyle bir şey fısıldaşarak yanıma kadar yaklaştılar. Yanıma geldiklerinde ikisi de aniden sustular. Aurora güler yüzlülükle eğilerek beni selamladı.
“Sevgilim, günaydın. “ dedi aynı güler yüzlülükle prens Heinley. Başımı sallayarak selamladım onları. Merdivenlerden inerken aşağıda prens Victor karşıladı bizi.
“Günaydın leydim. “ dedi önümde eğilerek. Onu görmezden gelerek kapıya doğru ilerledim. Diğerlerinin önünde yürüdüğüm için olsa gerek tuhaf bir yalnızlık duygusu belirdi içimde. Bununla baş edebilirdim. Bahçeye çıktığımda dışarıda dizilmiş onca hizmetçinin arasından ileriye doğru ilerledim. Arada sırada kulağıma Aurora’nın kahkahaları çalınıyordu. Dönüp arkama bakmıyordum ama bir şeyler fısıldaşıp kıkırdadıklarına emindim. Prens Victor’unsa sesi çıkmıyordu. Düşünmemeliyim. Hiçbirini düşünmemeliyim.
En önde durdum. Biraz sonra diğerleri de yanıma geldiler. Ben, prens Victor, prens Heinley ve onun yanında da fazlalık olarak duran Aurora. Bizimle aynı sırada durmamalı. Boğazımı temizledim.
“Senin yerin bizden 5 adım geri, Aurora.” Dedim gülümseyerek.
Prens Heinley’in koluna yapıştı. Alt dudağını sarkıtarak “Ama prensim. “ dedi prensin yüzüne bakarak. Prens bir bana baktı, bir de Aurora’ya. Kaş göz işaretiyle bir şey anlatmaya çalıştı bana. Sonra çatık kaşlarımı fark ettiğinde boğazını temizleyerek konuşmaya başladı.
“Leydi Aurora haklı, saray kanunlarını uygulamalıyız. Özellikle de imparatorun önünde daha büyük bir özen göstermeliyiz kuralların uygulanmasına. “
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin İçin Yeniden Doğdum ✅
Fantasy"Ben, leydi Ariel Kedrey. Şu andan itibaren mevkimden dolayı bana verilmiş olan bütün haklarımdan ve bütün mal varlığımdan vaz geçiyorum. Kedrey malikanesinden ayrılıyorum ve yeni bir hayata başlama kararı alıyorum. " Kapak tasarımı: @yesilozilknur...