0.6✨

2.5K 344 46
                                    

Koridor boyunca dümdüz ilerleyip sonra merdivenlerin yanından sola döndük. Ve işte! Bu kadarmış karşımıza çıkan ilk kapı prensin odasıymış. Baş hizmetçi eliyle bana sus anlamında bir işaret yaparak kapıya doğru ilerledi ve kapıyı tıklattı. Biraz sonra kapı açıldı ve prens Heinley başını kapıdan uzattı. Beni fark etmemiş olacaktı ki sorusunun muhattabı baş hizmetçiydi.

“Ne istiyorsun? “

Baş hizmetçi bir adım geriye çekildi ve eliyle beni işaret etti.

“Leydi Ariel sizinle görüşmek istiyor efendim. “

Bunu duyunca prens başını daha çok uzattı kapıdan ve şaşkınlıkla bana baktı.

“Bu saatte mi? “

Dudağımı ısırarak başımı salladım.

“Tamam, içeri gel öyleyse. “

İçeri girmek için harekete geçtiğimde baş hizmetçi el bileğimden tutarak beni durdurdu.

“Ne konuşacaksanız burada konuşun leydim. “

Çaresizce prense baktım. Prens Heinley de diğer elimin bileğinden tuttu.

“Konuşacaklarımız özel bir şey olmalı. O yüzden biz içeride baş başa konuşacağız. “

Baş hizmetçi beni kendine doğru çektiğinde istemsizce ona taraf gittim.

“Bırak be kadın! “ diye çıkıştım ama bu çıkışımın onun üzerinde pek etkisi olmadı. Bu cılız bedende yapacaklarımın da bir sınırı vardı.

“Onu derhal bırakmanı emrediyorum! “ diye bir emir verdi prens ama bu da işe yaramadı. Prens Heinley elini yumruk yaparak dudağına götürdü. Başını hafif yere eğdi, kaşlarını kaldırdı ve bakışlarını bana dikti. Anlaşılan aklında bir şey vardı. Bileğimi fazla sıkmamaya çalışarak iyice kavradı. Diğer eliyle de hızlıca koridorun öbür tarafını işaret etti

“Aaa kuş mu o? “

Gerçekten mi? Fikir kıtlığı mı çekiyor bu adam?

Baş hizmetçi kısa süreliğine o tarafa baktığında prens hızlıca beni içeriye çekti ve kapıyı kapatarak kilitledi. Sırtımı kapıya yasladım ve bu saçma planın gerçekten işe yaramış olmasına sevindim.

Bana bir nefes kadar yakın olan prense baktım. Gözlerime bakarak güldüğünde kendimi tutamayıp ben de kahkahayı bastım.

“Bunun her zaman işe yaradığını biliyor muydun? “

“Hadi canım! “

Kahkaha atarak başını salladı. Gülmekten karnım ağrıdığı için sırtımı kapıya dayayarak yere çöküp oturdum. Prenste benim yaptığımın aynısını yaparak ayaklarını uzatarak yerde oturdu.

“Ne için gelmiştin? “

Kendimi toparlayıp ona ne cevap vereceğimi düşündüm. Sonra oturuşumu düzeltip ona taraf döndüm.

“Kaldığım odanın daha önceki sahibi kimdi? “

“Bunu neden soruyorsun ki? “

“Hiç.” Dedim i harfini uzatarak.

“Merak ettim sadece. Çok tuhaf bir zevki varmış. Oda fazlasıyla karmaşık ve göz yorucu. “

Düşünüyormuş gibi bir mırıltı çıktı ağzından ve başını çevirerek odanın içine baktı. Aradan bir kaç saniye geçti ama bu bana birkaç yüzyıl geçmiş gibi hissettim.

Senin İçin Yeniden Doğdum ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin