3 Ay sonra
Turun son konserini vermek üzere sahneye çıktım. Binlerce insan kim bilir kaç işini bırakıp beni izlemeye gelmişti. Adımı haykırıyor benden imza almak için bodyguardları aşmaya çalışıyorlardı. İstediğim olmuştu. Ama bir şey eksikti. Beni 3 aydır sürekli arayan çocuk. O sürekli arıyor ama ben açmıyordum. Bu şaşırtıcıydı. Onun benim peşimden gelmesi hayal edebileceğim son şeydi.
Tur boyunca Avrupa ve Amerikayı dolaşmıştım. Doğum günümü turda kutlamıştım. Kızlar çoğu zaman yanımdalardı. Onlara dersleri ile uğraşmalarını söylemiştim ama hiçbiri beni tınlamamıştı. Hepimizin okulu bitmiş ve hayatımızda ilk defa yaz tatiline çıkmıştık. Bölümümü birinci olarak bitirmiştim. Lily bu konuda bana çok kızmıştı. Tur otobüsünde çalışıyor ve sadece sınavlara giriyordum. Buna rağmen birinci olmuştum.
Sağdaki çocuk bana evlenme teklifi ediyor, soldaki kız çığlık atıp ağlıyordu. Ben oradan oraya koşuşturuyor çoğu zaman dans ediyordum. Konserler hoşuma gidiyordu. Bu içki içmek gibiydi. Hiçbir şey düşünemiyordum.
Gözlerim bir çocukla kesişmişti. Çocuk fazlasıyla Chris'e benziyordu. Ama bunun olması imkansızdı. O da turdaydı. Bunun sadece çok büyük benzerlik olabileceğini düşündüm ve şarkıya devam ettim. Ama odaklanamıyordum. Birkaç dakika sonra aynı yere baktım. Çocuk orada değildi. Bunun sadece benim hayal ettiğimi düşündüm. Fazla önemsememeye çalıştım.
Konser bitmiş VIP'de olanlarla fotoğraf çektirmiştim. Tur bittiği için ve eğlence seven menajerim bunu şampanya patlatarak kutlamıştı. Şampanyadan bir yudum alıp üstümü değiştirdim. Tur otobüsüme giden koridordan geçerken biri belimden tuttu ve ağzımı kapattı. Çığlık atıyordum ama ağzımı kapattığı için sesim boğuk çıkıyordu.
"Şşt! Benim Delilah." Bu Chris'di. Buraya gelmişti. Turunu bırakmış ve buraya gelmişti. Elini yavaşça ağzımdan çekti.
"S-sen nasıl geldin? Senin turun yok muydu?"
"Var. Ama sen o turdan daha önemlisin."
"Sana inanmıyorum. Şimdi bırak beni işim var."
"Telefonumlarımı neden açmadın?"
"İşim vardı." dedim hiç tereddüt etmeden.
"Benden daha önemli işler. Senin zaten hep işin var." dedi tek kaşını kaldırarak.
"Evet senden daha önemli şimdi bırak beni." dedim ve kolumu ondan kurtardım. Koridoru koşarak geçtim. Tur otobüsüne gitmek yerine sahneye gittim. Burası fazla karanlıktı. Sadece sahnede ki sarı ışığı açtım. Bir saat önce binlerce insanın olduğu arenada bir kişi bile kalmamıştı. Koşuşturduğum sahnenin ucuna oturdum.
"Işıklar kapandığında kendinle yüzleşirsin." diye fısıldadım. Karanlık, hayatım burada başlamıştı ve burada bitecekti. Yalnız doğumuştuk ve yalnız ölecektik. İnsanın doğumuda karanlıktı ölümüde. Şimdi karanlıkta sadece küçük cılız bir ışığın aydınlattığı sahenede oturuyordum. İstediğim bu değildi. Evet sevilmek istiyordum ama ünümden dolayı değil başarılarımdan dolayı. Kendim olduğum için sevilmek istiyordum. Işıklar kapandığında yalnız kalmak istemiyordum.
Adım sesleri boş arenada yankılanıyordu. Gelen Chris değildi. Sahnenin kurulması ve indirilmesi ile ilgilenen adamdı. Adını tam olarak bilmiyordum zaten o işlerle ben uğraşmıyordum.
"Efendim sahneye kaldıracaktık. Eğer izin verirseniz tabi." dedi adam. Ben 16 yaşındaydım. Karşımdaki adam 50 yaşında rahat vardı. Benden izin istiyor ve beni yüceltiyordu. Hayır istediğim gerçekten bu değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızların Dansı
Подростковая литература"Adın ne?" diye sordu kadın sert bir sesle. Kız bir süre düşündü hangi adını söylemeliydi. Gerçek adını mı? Yoksa okulda ona zorla koydurdukları o ad mı? Kız ismini unutmuş olamaz ya diye düşündü kadın. Acaba beni duymadı mı diye düşündü. Aslında İn...