Bölüm 27

376 16 3
                                    

Arabada konuşmamıştık vereceği cevaplardan korktuğum için sorularımın üstüne de gitmemiştim. Sadece beni eve götürmesini istiyordum. Daha sonra beni arayacağını da düşünmüyordum. Bende onu aramazdım. Ve böylelikle Chris Jones davası bir daha açılmamak üzere kapanmış olurdu.

Eve geldiğimde güneş yeni doğuyordu. Yatağımda yatan bir adet tarihteki tüm hainleri geçebilecek düzeyde olan hain arkadaşım Matt yatıyordu.

"Seni hain Brütüs! Beni o manyakla göndermekle kalmıyor birde yatağımda yatıyor!"

"İyiliğiniz için Blue. Her şey senin için."

"Her şey benim içinmiş. Güya masum rolleri yapıyor bana, birde kafamızı dinleriz diyor. Daha çok kafanı ağrıtmazsam benim adım Blue değil!"

"Senin adın zaten Blue değil."

"Kes sesini! Kalk yatağımdan, çarşaflarımı da değiştireceksin! Bir daha sana kız da ayarlamayacağım. Demi'yi de rüyanda görürsün artık!"

"Blue Blue Blue tek isteğim Demi'nin telefon numarası. Lütfen lütfen lütfen"

"Sana vereceğimi mi zannediyorsun. Çok aptalsın, keşke ölsen."

"Hadi ama sadece bir numara."

"Sus hain Fawkes! Bir numaraymış vereyim de menajerimi kaçır öyle değil mi? Üzgünüm Menajersiz yapamam!"

Matt oflayarak yatağımdan kalktı. Ona çarşafların yerini gösterdim o çarşafları sererken bende okul için hazırlanıyordum. Bugün Harry gelecekti. Profesör beni tanıyordu. Tıp bölüm birincisiydim bu da etken olabilirdi ama daha çok derste sürekli not almam ve okulda kimseyle konuşmamam etken diye düşünüyordum.

Bir şey yemeden erkenden çıkmıştım. Saat daha 6'ydı ve benim dersim 8'deydi. Harry'e 8 demiştim ama erken gitmemizin onun yararına olacağını düşünerek evlerine gittim.

Kapıyı uykulu bir şekilde ve üstsüz Harry açmıştı. Çok fazla baklavası yoktu ama o kadar da göbekli sayılmazdı.Chris ile karşılaştırırsak Chris açık ara öndeydi.Harry'nin okulda gizliden gizliye spor yaptığını biliyordum. Okulumuzda spor yapmaktan, klasik müzik dışında müzik dinlemeye kadar her şey yasaktı ama biz gizli gizli albüm getirtir müzik dinlerdik.

"8'de geleceğini sanıyordum." dedi gözünü ovuşturarak.

"Erken gitmemiz yararına olur diye düşündüm." dedim üstsüz Harry'i keserken.

"Tamam gel otur ben hazırlanırım hemen." dedi. İçeri geçtim. Harry koşarak yukarı çıkmıştı. Tom mutfakta kahvaltı hazırlıyordu.Sevgilisi Sam gibi. Tom ve Samantha ikiz gibiydi. Onların sevgili olmasına kimse şaşırmamıştı. Birbirini tamamlıyorlardı.

"Selam yakışıklı naber?" dedim Tom'a. Omletten başını kaldırıp şaşkınlıkla bana baktı.

"Oo güzellik ne oldu senin yolun buralara düşmezdi. Matt yok."

"Aman biliyorum bizde o hain." dedim. Sorar gözlerle bana baktı. Uzun hikaye der gibi geçiştirdim. Ama Sam'den tüm hikayeyi dinleyeceğine emindim. Şu an Matt'in Lily, Nora ve Sam'e anlattığından emin olduğum kadar.

Tom'a biraz yardım etmiş biraz da telefonumla oynamıştım. Aslında ona yardım etmemi istememişti çünkü genelde bir şeyleri mutlaka kırardım. Nadiren tam ve güzel bir sofra çıkardı elimden o da bu yıl Chris'e düşmüştü. Onu aklından çıkar Blue! diye emir verdim kendime.

"Çıkabiliriz!" dedi Harry neşeyle. Mavi gömleğinin altına siyah dar paça kotunu giymişti. Bu şekilde gözlerinin maviliği ortaya çıkmıştı. Lanet olsun çok yakışıklı duruyordu.

Yıldızların DansıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin