-Ada, ağlamayı keser misin? Herkes bize bakıyor. Ben şimdi ne dedim ki ağlıyorsun?
-Bir de bana soruyor musun? Ne biçim insansın sen ya?!.
Bağırmaya başladığında Ada'yı kendime çekip sarıldım. Şu an ciddi anlamda ne yapmam gerektiğini bilmiyordum ve birazdan halk tarafından yanlış anlaşılıp dövülme ihtimalim oldukça fazlaydı.
"Ada ne dedim bilmiyorum, özür dilerim. Oha kızın biri bana göz kırpt-" Ada beni ittirip etrafa bakmaya başlamasıyla Acıyan Çenemi tutmuştum.
Kendini benden öyle hızlı bir biçimde çekmişti ki kafasına çarptığım için bütün dişlerim zangır zangır titremişti.
" Hani nerede? Şu sarı saçlı yerden bitme değil mi? Aha şimdi öldürdüm onu. Deminden bu yana seni gözleriyle soydu şimdi ben onun saçlarını soyacağım." Ters tarafa hızlı hızlı yürümeye başladığında peşinden koşup bileğini tutmuştum.
Ağlaması sussun diye öyle demiştim ve hangi kızdan bahsettiğini bile bilmiyordum.
-Nereye?
Bana ciddi ciddi cevap vereceği sırada ensesinden tutup dudaklarımızı birleştirdiğimde ellerini boynuma dolamıştı.
Kendimi geriye doğru çekmeye çalıştığımda beni ensemden tutup iyice kendine yapıştırdığında nefes almakta zorlamaya başlamıştım.
Alt dudağımı emip, dişleriyle ısırıp çekildiğinde derin derin nefesler almaya başlamıştım.
Şu an utançtan kızardığıma adım kadar emindim ve etrafa bakmaya çekinmiştim.
-İlklerin olmak mükemmel bir şey, hadi yemek yiyelim. Ağlamak çok acıktırdı.
Elimi tutup beni sürüklemeye başladığında iç çektim, ben şimdiden elenmiştim...
******
Ilgar : o fotoğrafı Atmadın değil mi?
Ada : bu nasıl salak soru?
Ada : Tabii ki de attım.
Ada : kucağında oturmak çok güzeldi.
Ilgar : kucağımda değildin.
Ada : Hayır öyleydim.
Ilgar : Ada...
Ada :
Ada : ağağağağa
Ilgar : bunu neden çekildik onu bile bilmiyorum?
Ada : nispet?
Ilgar : nE?
Ada : su istiyorum.
Ada : su getir bana.
Ilgar : mutfaktasın?
Ilgar : ben üst kattayım?
Ilgar : Sana nasıl su getirebilirim?
Ada : benimle mantıklı konuşup canımı sıkma.
Ada : belki seni görmek istiyorum?
Ada : çok iğrenç birisin.
Ada çevrim dışı
Ilgar : dayanamıyorum.
Ilgar : Hunharca ağlayacağım.
Ilgar : geliyorum...
Ilgar çevrim dışı
.
.
.
.
.Yataktan binbir üşengeçlik ile kalkıp üzerimi düzelttim. Ada parkta 'sana bakıp duruyorlar' demesi üzerine tekrar bir ağlama krizine girdiğinde apar topar eve gelmiştik.
Odadan çıkıp direkt olarak mutfağa yöneldiğim zaman Ada'nın ağlama sesini daha net işitmeye başlamıştım, hadi ama bu sefer neden ağlıyordu ki?
Mutfağa girdiğim zaman Adayı yere oturmuş bir şekilde görüp yanına ışık hızında ilerlemiştim.
-Bebeğim, neden ağlıyorsun? Özür dilerim öyle demek istemedim.
Ada'nın saçlarını öpüp göğsüme bastırdığım zaman kollarını belime dolayıp hıçkırmıştı. Şu an ben de hamile olup Ada'ya kök söktürmek istemiştim ama o pozisyon çoktan kocam tarafından kapılmıştı. Daha hamileliğin çok çok başındaydık ve benim şimdiden beyaz saçlarım çıkmaya başlamıştı.
Şu 2 haftadır oldukça yaşlanmış hissediyordum ve tam anlamıyla ada sayesinde çökmüştüm.
"Acıktım ve su samurları bu dünyada yapayalnız. O yüzden ağlıyorum, keşke bir tane su samurumuz olsa." Ağlaması daha şiddetli bir biçimde çoğalmaya başladığında kollarımın arasındaki adama ciddi misin sen bakışları atmakla meşguldüm.
Ruh halleri beni yakında öldürecekti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evli Ve Öfkeli 2 / bxb ✔️
General FictionTamamlandı. 2. Sezon ile beraberiz. Hamile Ada ve canından bezmiş bir Ilgar...