18.

4.3K 389 83
                                    

Elimdeki dosyaları masaya koymak için eğildiğimde arkamdan birinin bana dayadığını hissetmiştim. Elimdekiler yere düşerken hızlı bir şekilde doğrulup arkamı döndüm.

Resmen her kim gavatsa beni ayakta götürmeye meraklı bir hayvandı.

Tanımadığım ama yüzü aşırı tanıdık gelen biri duruyordu ve rezil olduğum gerçeğiyle sinirlerim gerilmişti.

Sabah erken saatlerinde daha güneş doğmadan şafak operasyonuna gider gibi haber peşine düşmüştük ve şimdi de tanıdık gelen ama tanımadığım bir adam resmen bana dayamıştı...

Yakardım lan ortalığı!

"Evet?" Derken bile sesim uykusuzluktan yorgun çıkıyordu ve bir kez daha gazeteci olmaktan nefret etmiştim. Keşke Kpss sınavına girip memur olup atansaydım da en azından suratsız olarak oturduğum yerden para kazanıp emekli olabilirdim...

Şu an buralarda sürünmek yerine suratsız olup çıkmayı yeğlerdim.

-Benimle geliyorsun.

Kalın otoriter sesini duyduğumda mal mal suratına bakmayı başlamıştım. Adam benimle kafa mı buluyordu? Yoksa ben uykusuzluktan ayak üstü rüya falan mı görmeye başlamıştım?

-Ne diyorsun be? Sen kimsin? Daha benim afyonum patlamadı yemin ediyorum parçalarım seni, Git başkasıyla uğraş. Ayrıca sapık gibi resmen beni ayakta götürüyordunuz fark etmedim sanmayın.

Adam bir adım attığında geri adım atarak masanın üzerine doğru oturdum. Yeminle bütün ruh hastaları tek tek beni buluyorlardı ve ben şu an bunu çekecek bir düzeyde değildim. Gerçi ben hiçbir zaman bunları çekemezdim.

-Ben Mazhar, Ilgarın biricik mükemmel ve bir o kadar yakışıklı kuzeniyim. Bir daha tekrar etmeyeceğim. Senin istediğin bir iş kapısı sunuyorum ve kabul etmezsen işsiz kalacağını garanti edebilirim. Az önce patronun ile konuştum ve seni benim için kovdu.  Benimle gelebilmen için Senin bütün vize işlerimlerini ya da ona benzer ıvır zıvır şeylerini bizzat ben ilgilendim. Uzun lafın kısası unutma paranın açamayacağı hiçbir kapı yok.

Karşımdaki adam konuşuyordu fakat söylediklerini anlayacak bir düzeyde değildim çünkü konuşması aynen bana 'eğve eğve' şeklinde kulağıma geliyordu. Ya da Mazhar ismini duyduktan sonra beynim anlama kapasitesini yitirmişti.

-Neyden bahsediyorsun?

Karşımdaki adam bana bakarak yanaklarını şişirdiğinde ne kadar yakışıklı olduğunu fark etmiştim. Egolu olsa da ciddi anlamda hak ediyordu.

-Arapça mı konuşuyorum? Neyini anlamadın? Ya da beni sınıyor musun? Sana son kez söylüyorum bana bir borcun vardı ve onu ödeme vaktin geldi Sertancığım.

-Seni izlemekten odaklanamadım ve sesin aşırı derecede etkileyiciydi...

Ağzımdan kaçırdığım şeyle yüzüm kızarmaya başladığında Mazhar'ın şaşırdığı yüzünün her yerinden belli oluyordu. Resmen hayatımdaki en büyük mallığı yapmıştım ve daha ne kadar hayatım çöküşe geçebilirdi?

Eşcinsel değildim ama nedense bu adam azıcık da olsa dikkatimi çekmişti ve etkilenmiştim.

Ama şu an yer yarılsa da yerin içine girsem mooduna girmiştim ve az önce bana resmen kovulduğumu açık açık söylemişti.

-Bekle bir dakika , bana kovulduğumu mu söyledin? Olamaz öyle bir şey, bir de ben konuşayım müdür ile.

Onu göğsünden ittirip ayağa kalktım, az önceki dediğim rezil şeyi böylelikle suç bastırır gibi bastırıp buradan sıvışabilirdim.

Yanından geçip müdür'ün odasına doğru adımladığım zaman beni bileğimden tutup göğsüne yapıştırmıştı, şu an kalp ritmini hissedebiliyordum ve odada sadece ikimiz olduğu için yatıp kalkıp şükür namazı kılabilirdim.

"Ne yapıyorsun?" Sesim onun sesine göre oldukça cılız çıkmıştı ama şu an kollarında ölmezsem hiçbir zaman ölmezdim.

Ama bana badem gözleriyle bakıp durduğu taktirde en kısa zamanda tahtalı köyü boylardım.

Evli Ve Öfkeli 2 / bxb ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin