35.

2.7K 255 53
                                    

Mazhar ve Sertan'ın Hesapları

mazharinsertani

sertaninmazhari

********

Mazhar, duydukları ile yutkunurken nefes almaya çalıştı ama aldığı nefes bile yetmemişti ve her an boğulacak gibi oluyordu. Belki de içten içe dibe batarak boğuluyordu ama kimse bunun farkında değildi...

Gözlerini birkaç kere kırpıştırdığında kulakları uğuldamaya başlamıştı, aldığı nefes boğazına düğüm olmuştu ve ne yapacağını bilememişti.  Gözleri bile acıdan yanmaya başlamıştı, ilk defa böyle olmuyordu ama ilk defa tek başındaydı arkadaşları yanında yoktu ve kanatları kırılmış gibi hissediyordu.

Genzi yanmaya başladığında arka arkaya sessizce yutkundu, şu an ne yapsa faydasızdı ve sessiz kalmayı seçmişti. Hoş bir şey söylese de ne diyecekti ki?

Sertan ise Mazhar'a düşüncesizce söylediği o cümle ile şimdiden pişman olmuştu. Pişmanlığını da şu an zirvede yaşıyordu...

Mazhar'a öyle demek istememişti, bir an düşüncesizce konuşmuştu ve cümleyi toparlayacağı sırada Mazhar'ın o dakikada ki yüzünü görünce diyecek bir şey bulamamıştı, hoş dese bile bulundukları durumda pek bir anlam ifade etmeyecekti.

Sertan, Mazhar'a doğru bir adım attığında Mazhar onu takip ederek kendini geri çekmişti.

Şu an Sertan ile konuşacak gücü kendinde bulamıyordu ve Sertan bir kere ona içinden geçen cümleyi söylemişti...

Çevresindekilere hep iyi davranırken neden hep ön yargı ile yaklaşılan kendisi oluyordu ki? İşte Mazhar bunun cevabını çok merak ediyordu.

Kendisi kötü biri değildi.

Kendisi 'Canavar' değildi...

Ilgar ve Ada Yanlarına geldikleri zaman Sertan el ele tutuşan çifte bakıp gerilmişti, şu an en son isteyeceği şey bu ikiliydi...

Mazhar derin bir nefes alıp kendine gelmeye çalıştı, üzerindeki aptal karamsarlığı atıp bu durumdan kurtulmalıydı. Adaya bakıp baş selamı verdi ve kendini gülümsemeye zorladı, ama bu kendisi için aşırı derecede zor olmuştu.

İçinden binbir türlü hisler, kelimeler ve söylemek istediği sözcükler geçiyordu ama en çok da eve gidip hiçbir şey düşünmeden uyumak istiyordu.

Şu an her bakımdan yorgundu ve yarın kafası kazan olmuş bir şekilde işe gidecekti ama şu an bütün bu olanları unutup karşısındaki adama gülümsemeliydi.

Az önce, evlendiği adamın kendisini canavar gibi gördüğünü öğrenmişti ve bu zor bir olaydı. Tamam Sertan ile birbirlerini pek tanımıyorlardı ve 'Ilgar' sayesinde de Sertan kendisinden pek haz etmese de kendisine böyle söylemesi ağır gelmişti.

"Sertan ile sizin  tanıştığınızı bilmiyordum... Mazhar bey o gün pek tanışmadınız, bu benim kocam Ilgar." Ada neşeli bir şekilde konuştuğunda Mazhar bakışlarını Ilgara çevirip düz bir ifade  ile kendini tanıttı.

-Merhaba Ilgar bey, ben Mazhar. Şu an ellerim dolu olduğu için elinizi sıkamıyorum, lütfen mazur görün. Sizinle tanıştığıma çok memnun oldum, Ada ile de aşırı derecede yakışıyorsunuz umarım mutlu olursunuz.

Ilgar ve Sertan birbirine bakıp kaşlarını çatmışlardı. Mazhar'ın böyle davranmasını ikisi de beklemiyordu ve haliyle de şaşırmışlardı.

Mazhar, Ilgar ile kuzen olduklarını söylememişti ve bu durumda Ilgar da söylemeyecekti.

-Ben de memnun oldum Mazhar bey. Ve önemli değil.

Ada'nın bakışları Sertan'a kaydığında Sertan da Adaya bakıp iç çekmişti, acaba yine neden laf sokacaktı?

-Sen Mazhar bey ile nereden tanışıyorsun Sertancığım?

Kocasının iğneli laf sokmasına karşı Ilgar fena şekilde gerilmişti. Sertan ve Ada birbirlerini bir türlü sevemiyordu ve  bu durum Ilgar için oldukça zor bir karardı.

Bir yanda kocası diğer yanda da en yakın arkadaşı vardı, tabii bir de Ada'nın bilmediği kuzeni olan Mazhar...

-Mazhar benim arkadaşım ve buraya gelmişken bir göreyim demiştim. O da sağ olsun beni kıramadı ve gitmeden burayı gezdirmek istedi, eğer başka sorguya çekeceğin bir şey yoksa Ada, biz gidiyoruz, sizi görmek çok güzel. Özellikle Ilgar arkadaşımı görmek çok mutlu etti.

Sertan nefes almadan konuşup Mazhar'ı kolundan tuttu. Öylesine tutmuştu ama Sertan'ın heyecandan midesi kasılmıştı.

Mazhar demin duyduklarını hâlâ sindirememişti ve Sertan ciddi ciddi kendisini bir 'Canavar' olarak görüyordu. Kafasında sürekli bu lanet cümle dolanıyordu ve bir türlü gerçek Dünyaya dönemiyordu...

Kolunu çekmeye çalışsa da başarısız olmuştu çünkü Sertan koluna sülük gibi yapışmıştı.

Ilgar, ikisine bakıp iç çekti, ne ara bu kadar yakın olduklarını merak ediyordu...

-Tamam o zaman size iyi gezmeler (?) sonra görüşürüz. Hadi bebeğim, sen açıktın gidelim.

Ilgar, kolunu Ada'nın beline atıp yemek bölümüne çevirdiğinde Sertan ile göz göze gelip gülümsedi.

Bunun hesabını sonra soracaktı.

Evli Ve Öfkeli 2 / bxb ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin