Medya: Kalan 14 bölüme tüm olayları nasıl sığdıracağını düşünen yazar misali.
Bu aralar da elim hep bu kitaba gidiyor hadi yine iyisiniz:dDiğerlerine kıyasla uzun bir bölüm oldu, yorumlarınızı bekliyorum:)
BAO da bitiyorken İz Bırakanlar Unutulmaz'a bakabilirsiniz. Lakin asıl kalemim orada.
İyi okumalar.
*
"Yanlış, yanlış, yanlış bu ne anasını satayım!"
Yarısından fazlasını yanlış yaptığım matematik sorularına bakarken içimde kuvvetli bir çığlık atma isteği uyanmıştı.
Şurada kalmış sınava bir yıldan az, benim matematiğimin kötü diyebileceğim kadar bile seviyesi yok.
Umutsuz gözlerle bir süre sorularak baktıktan sonra, neyse nasıl olsa halledilir diye ani gelen özgüvenle masadan kalktım.
Oysa halledemeyeceğimden çok eminim. Bizimkisi vicdan rahatlatma, bazılarınız beni çok iyi anladı.Nisan ayının sonlarındaydık. Bir buçuk ay kadar vakit kalmıştı karne almamıza.
Bugün hep beraber dışarıda buluşup bir şeyler yapmayı kararlaştırmıştık ve buluşma vaktine az kalmıştı.
Zaten üzerimi önceden hazırlamış kalan vaktimi de matematikle değerlendirmeye çalışmıştım.
Odamdan çıkıp salonda çekirdek çitleyen annemin yanına gittim. Üzerimi giymiş olduğumu görünce "Nereye?" dedi.
"Dışarıda bir şeyler yapacağız hep beraber."
"Kızlarla mı?"
"Yani onlar da var."
"Ha onlar da manita yaptı yani."
Bu kadar zeki olma kurban olayım kendimden utanıyorum.
"Tamam, geç kalma."
Yanağına öpücük kondurup evden ayrıldım.
Dışarıya çıktığımda Alptekin'i gördüm ağacın orada.
Gelip bekliyor falan işte beni. Beklemeden yanına gittim."Bakıyorum yine bir dakiksin."
"Her zaman, aslanım."
Yürümeye başladığımızda aklıma kedi yavrusu gelince "Ee, kedi nasıl? Ad koydunuz mu?" dedim kafamı ona doğru çevirerek.
"Kediyle Eda hepimizden çok ilgileniyor vallahi, hayvan nefes alamıyor. Adını da Eda koydu. Sürekli bacaklarına sırnaştığı için Sürtük koymuş."
Beklemediğim için "Sürtük mü?" dedim aniden gülerek.
"He, sürtük."
"Eda'nın kafası iyiymiş."
"Görümcen çatlak güzelim."
"Baya baya hemde."
Yolun geri kalanında çok konuşmadık. Beş dakika içinde buluşma yerine gelmiştik. Barış ve Gece bizden de önce gelmişti.
Alptekin ve Barış erkeklere has selamlaşmalarını yaparken ben de Gece'ye sarıldım.
İleriden gelen Su ve Alperen'i fark edince "Sence olur mu bu iş? Son zamanlarda iyice beraber takılmaya başladılar," dedim Gece'ye.
Su'yun okula gelmesinin ardından iki hafta geçmişti. Başta Su, Alperen'in ciddiyetsizliğini biraz garip bulmuştu ama bir hafta sonra alışmış hatta ona benzemeye bile başlamıştı.
"Kızım görmüyor musun? Su da Alperen'den hoşlanıyor. Baştaki tavrıyla şimdiki tavrı bir mi?" dedi Gece.
"Öyle de adını hâlâ koymadılar."