Gözlerime vuran güneş ışıklarıyla uyanamadım. Annem yüzüme soğuk su çarparak uyandırmıştı beni. Söylene söylene kalktım yataktan, aynada birkaç saniye paçoz hâlime baktım.
İnsan gibi yatıp hayvan gibi kalkmak bir bana mahsus herhalde. Örneğin filmlerde yattıkları gibi çıkıyorlar yataktan.
Daha fazla aynanın karşısında dikilmeden banyoya gittim. Yüzüme birkaç kez su çarpıp tamamen uyku hâlinden ayrıldım.
Sonra odama tekrar dönüp okul kıyafetlerimi giydim. Saçımı tarayıp salık bıraktım. Toplamaya üşendim şu an.
Sırt çantamı sırtıma takıp mutfağa gittim. Annemler kahvaltıya başlamıştı.Bende önümdeki tabağa peynir, domates Allah verdiyse doldurup yemeye başladım.
"Sınavlarınız başladı mı Leyal?"
Babamın sorduğu soruyla haftaya gireceğimiz sınavlar film şeridi gibi geçti gözümün önünden.
"Haftaya başlayacaklar baba," deyip çiğnediğim domatesi yuttum.
"Başladın mı ders çalışmaya?"
Babamın art arda gelen ahiret sorusunu aratmayan soruları terlememe sebep oluyordu.
"Tabii başladım."
Annem gözlerini üzerime dikip tek kaşını kaldırdı. Kısacası 'yeme beni' diyordu. Kadın tanıyor beni.
Önümdeki çaydan bir yudum alıp masadan kalktım. Biraz daha oturursam konu Rehber Öğretmenimizi aramaya kadar gidebilirdi.
"Ben geç kalıyorum, hadi size afiyet olsun," diyerek çantamı sırtıma taktım.
Mutfaktan çıktım. Askılıktaki montumu üzerime geçirip kapıyı açtım. Hızlıca botlarımı giyinip kapıyı kapattım. Merdivenleri inip dış kapıyı açtığımda karşımda Alptekin'i görmemle kaşlarımı kaldırdım.
"Sen iyice alıştın. Bir gün babama yakalanacağız da göreceksin."
Dış kapıdan çıkan babamla "Hasiktir," diye mırıldandım. İşte şimdi bitmiştim. Hemen beynini devreye sok Leyal. Hemen bir şeyler türet. Acilen!
Babamın gözleri bizi bulduğunda önce surat ifadesi dondu sonra kaşları çatıldı."Evet beyefendi siz buradan düz gidin sonra sağ sol Allah ne verdiyse dönün. Oralarda bir yerde olacak. Hadi iyi günler," deyip hafifçe ittim Alptekin'i. Oyunumu anlamış olmalı ki "Teşekkür ederim. İyi günler," deyip gitti.
Derin bir nefes verip babama döndüm tekrar.
"Adres arıyormuş da baba."
Neden bir açıklama yapma gereği duydum bilmiyorum ama sanki yaparsam daha rahat hissedecektim.
"Anladım anladım. Hadi git sende okuluna geç kalacaksın. İyi dersler."
"Akşam görüşürüz. Güle güle," deyip yürümeye başladım. Harbiden ucuz atlatmıştım.
Bir süre yürüdükten sonra Alptekin'in kenarda beklediğini görünce adımlarımı hızlandırdım. Bunlar hep sinirden.
Yanına vardığımda "Mal," diye bağırıp omzuna yumruk attım. Tabi onun için sinek ısırığı gibi bir şeydir. Yüzüne geniş bir gülümseme yayılırken daha çok sinirlendim.
"Lan illa bassınlar mı bizi? Sen niye bizim evin önüne geliyorsun?"
Umursamazca omzunu silkti. Şeytan diyor ki asıl saçlarına.
"Okula gidene kadar beraber oluruz en azından. Fena mı?"
"Babam öğrendiğinde okula gide-
cek bir Leyal bulamayacaksın.""Eninde sonunda öğrenecek. Ha bugün ha yarın. Ne fark eder?"
"Şu an hiç zamanı değil Alptekin. Ailem öğrendiğinde bunu gençlik hevesine yorup ciddiye almayacaklardır. İşler iyice zorlaşabilir."
"Haklısın. Daha dikkatli olurum bundan sonra."
"Senin araban nerede?" diye sorarak konuyu değiştirdim.
"Garajda duruyor. Okula giderken sürmüyorum çünkü ehliyetim yok."
"Ha sanki normal olarak sürdüğünde ehliyet istemiyorlar. Bir yakalansan varya cezaya batacaksın."
Omzunu silkip "Banane," dedi. Bazen nasıl bu kadar umursamaz olabildiğini düşünüyordum.
"Anneme senden bahsettim."
Duyduğum şeyle kulaklarım uğuldamaya başlarken olduğum yerde durmuştum.
"En kısa zamanda seninle tanışmak istiyor," diye devam ettirdiğinde üç harfliler tarafından çarpılmış gibi hissettim.
Cırlamak için ani bir şekilde ağzımı açtığımda tükürüğüm boğazıma kaçtı ve öksürmeye başladım.
"Yavaş yavaş," dedi sırtıma vururken.
"Ne yaptın sen gerizekalı?" diyebildim öksürüklerimin arasından boğuk bir şekilde.
Sonunda öksürüklerim kestiğinde birkaç kez nefes aldım."Lan sen bana sormadan kafana göre niye iş yapıyorsun?"
"Annem sordu bende söyledim."
"Marifetmiş gibi söylüyor birde ya. Ben hiç beceremem bu tanışma işlerini. Saçma sapan bir şey yaparım kadın tamamen soğur benden. Of Alptekin ya."
"Yavrum telaş yapmana gerek yok ki. Annem öyle sert bir kadın değildir; yumuşak,sıcakkanlı, gayet de konuşkandır. İyi anlaşacağınıza eminim."
"Bilemiyorum," dedim tedirgin bir şekilde. "Bunun için çok erken değil mi?"
"Geleceğimde senin olacağını düşünürsek Leyal Hanım, hiç de erken değil bence."
Sinirim son dediği şeyle gitgide azalırken derin bir nefes aldım. Alptekin beni sinirlendirip tek lafıylada yumuşatabiliyordu. Ve asıl merak ettiğim; bunu nasıl başarıyordu?
Leyal çok şom ağızlısın şkşkşl.
Kabul edelim iyi basıldılar ljğjjş.
Ama iyide kurtuldular.
Daha çok aksiyonlu bölüm yazmalıyım kblhl.
Öptüm.