3.5

21.2K 1.7K 81
                                    

Yukarıda Tanıtım Videosu var. Akşam hazırlarken kanser olmama ramak kalmıştı. Hâlâ çok güzel bir şeyin ortaya çıktığını düşünmüyorum ama idare edeceğiz artık şkşkşkş. Saçma bir şekilde boyutunu ayarlayamadım. Youtube'a girip izlerseniz yazıları okuyabilirsiniz.
Videoyu beğendiyseniz beğeni butonuna basmayı,yorum atmayı ve kanalıma abone olmayı unutmayın jşhşkşk. Bir an kendimi youtuber sandım.

Fazla konuştum, yıldızı hafifçe dürtüp bölüme geçelim.

Tepemde öten alarm kulak zarımı patlatıp beyin duvarlarımda yankılanmaya başladığında gözlerimi açmadan sinirle kolumu uzattım ve alarmı kapattım. Uyanmak istemezcesine yorganı kafamdan yukarı çektim.

O sırada annem kapıyı kırarcasına açıp tepemde dikildi. Attığı adımların sertliğinden tepemde olduğunu anlamam uzun sürmemişti.

"Yine çekmiş yorganı tepesine. Kalk kız geç kalacaksın okula."

"Ne okulu ya?"

"Hani şu haftanın beş günü gittiğin, eğitim gördüğün yer varya. Allah'ım birde açıklama yaptırıyor bana. Alzheimer başlangıcı mı var kızım sende?"

Kulaklarım daha fazla dayanamayınca yatakta doğruldum. Uykulu gözlerimi yarıya kadar açıp anneme baktım.

"Sabah sabah nereden buluyorsun bu enerjiyi Allah aşkına?"

"Herkes sen mi? Kalk hadi kalk," deyip üzerimdeki yorganı çekti.
Üstümdeki sıcaklık bir anda kaybolunca kendimi yolunmuş tavuk gibi hissettim. Kollarımı iki yanıma sarıp beklemeden yataktan kalktım. Banyoya gidip işlerimi hallettim.

Sonrasında üzerimi giyinip saçımı yaptım. Kısa bir kahvaltıdan sonra evden çıktım.

Alptekin ortalıkta yoktu şükür ki. Okula doğru ilerlediğimde bir süre sonra karşı kaldırımda yürüyen İpek'i gördüm. Adımlarımı hızlıca yanına çevirdim.

"Günaydın."

Gözlerini bana çevirip "Günaydın," dedi. Sesi fazla donuk çıkmıştı.

"Moralin bozuk gibi," dedim okula doğru yürümeye başlamışken.
Aslında neden moralsiz olduğunu biliyordum fakat onun ağzından duysam daha iyi olacaktı.

"Nasıl bozuk olmasın ki Leyal? Derdi ne bu çocuğun? İyice sabrımın sınırlarını zorlamaya başladı."

"Yani ben Çağan'ın kötü bir amacı olduğunu pek düşünmüyorum. Dün sanki biraz ağır mı konuştun?"

İpek ani bir şekilde kafasını bana çevirip "Ne yani bana Çağan'ı mı savunuyorsun?" dedi.

Birkaç kez yutkunup "Hayır," dedim. "Sadece kötü bir insanmış gibi gelmiyor bana."

"Aptalın teki," dedi kafasını iki yana sallarken.

Konuyu daha fazla irdelemenin yararlı olmayacağını düşünüp bir şey demedim. Birkaç dakika sonra okula vardığımızda girişte Alptekin'leri gördük, Gece'de, yanlarındaydı.

İpek'in yüz ifadesinin anında sertleştiğini fark ettim. İki gülsen ne olur yani? Bizi de uğraştırmamış olursun.

"Günaydın," dedim yanlarına vardığımızda. Sebepsizce dikkatimi ilk çeken Çağan'ın ifadesi olmuştu. Elleri cebinde dümdüz önüne bakıyordu.

Karşılıklı olarak "Günaydın," dediklerinde okula girdik.

Çağan hepimizden önde yürüyordu İpek ise arkasından saf saf bakıyordu. Bende Leyal isem bu düşmanlığı bozarım. Bekleyin siz.

Sınıfa girdiğimizde direkt yerimize geçtik. Gece arka sıradan beni dürtünce hafifçe kafamı çevirdim. Kulağıma eğilip "Akşam şu konuyu konuşup halledelim," diye fısıldadı.

"Bir şeyden de haberin olmasın," diye fısıldadım aynı ses tonuyla.

"Canım o biraz imkansız."

"Bilmez miyim."

"Ne fısıldaşıyorsunuz orada?" diyen İpek'le gereksiz bir panik yaptım.

"Alptekin'le geçen zamanlarını anlatmazsa boğazını kesmekle tehtid ediyordum Leyal'i," dedi Gece normal bir şekilde.

İpek gözlerini devirdiğinde Gece'nin hazır cevaplılığına şaşırmakla meşguldüm. Bu kız yalan konusunda bana milyon basardı. Profesyonel olduğumuz konunun güzelliğine bakar mısınız?

Mehmet Hoca'nın sınıfa girmesiyle Coğrafya dersi başlamış oldu. İntihar etme isteğimin tavan yaptığı, oldukça ızdıraplı geçen kırk dakikanın sonunda zil çaldığında sessizce şükrettim.

Kafamı sıraya koyup uyumayı düşünüyordum. Bu güzel fikri uygulamaya geçeceğim sıra kolumdan çekilmemle eğdiğim kafamı kaldırdım.

Karşımızda bir adet Şeyda. Boka bile lazım değil. Niye geliyorsa artık.

"Ne oluyor lan?"

Gece benden önce davranmıştı, İpek ise çoktan Şeyda'nın karşısına dikilmişti. Benim dostlarım işte.

"Siz karışmayın," diye tısladı Şeyda.

"Hadi ya. Gelip kendi sınıfımızda arkadaşımıza kabadayılık yapacaksın ve sessiz kalacağız öyle mi?" dedi Gece alaycıl bir şekilde.

Şeyda Gece'nin dediğini umursamadan ateş saçan gözlerini bana çevirdi.

"Mutlu musun?" diye kükredi.

Boş boş suratına bakmakla yetindim. Laf anlatmaktan gerçekten ziyadesiyle yorulmuştum. Cevap vermediğimi görünce daha öfkeli bir şekilde "Cevap ver bana Alptekin'i bana düşman ettiğin için mutlu musun?" diye bağırdı.

Sınıfta herkes susmuş bizi izliyordu. "Acıyorum sana," diye tısladım. Şeyda yeniden konuşacağı sıra Gece izin vermeden kolundan tutup "Fazla konuştun sen. Hadi sınıfına," deyip kapı dışarı sürükledi onu.

Sırama oturduğumda İpek omzumu sıvazlayıp "Fazla takma,kuyruk acısı var," dedi.

Kafamı sallayıp onayladım. Gece söylene söylene yanımıza geldiğinde oturması için biraz kenara kaydım.

"Adamı kanser eder bu ya. Hayır anlamıyorum Alptekin seni ne yapsın? Salak yemin ederim salak."

"Boş ver, kendi kendine gelin güvey oluyor. Artık fazla önemsemiyorum," dedim.

Kafasını sallayınca önüme döndüm. Arkadaşlarım daha doğrusu dostlarım olduğu için fazlasıyla şanslıydım. Her birimiz birbirimizi en ufak şeyde dahi koruyup üzerine titrerdik. Dostluk fazlasıyla güzeldi doğru kişilerle olduğu sürece.

Bir Anonim Olsam!|TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin