XII

374 49 5
                                    

Ashley kapıyı açtığında karşısında Aleksandra'yı gördüğüne şaşırmamıştı. Leonard ona önceden haber vermiş ve geleceklerini söylemişti. Onu kendisine çekerek uzun bir süre sarıldı. Ayrıldıklarında ikisinin de gözleri dolmuştu. "İçeriye geçin hadi," dedi. Aleksandra ve Leonard salona ilerlerdiler. Ashley'nin ailesiyle birlikte kaldığı eve gelmişlerdi fakat onlar ortalıkta görünmüyordu. Jason, Aleksandra'yı gördüğünde ona doğru yaklaştı ve hiç düşünmeden sarıldı. Hem Jason'un hem de Ashley'nin yüzünde endişe vardı. Arkadaşları için endişeleniyorlardı ve ellerinden hiçbir şey gelmemesi onları olduklarından daha çaresiz hissettiriyordu.

"Buraya gel," dedi Ashley göz yaşlarının arasından onu yanına çekerken. "Aleksandra, bizi o kadar endişelendirdin ki! Senden haber alamadığımda çıldıracağımı hissettim. Başına bir şey geldi diye çok korktum."

"Biliyorum... Özür dilerim sizi endişelendirdiğim için. Ben sadece birkaç günlüğüne uzaklaşmak istemiştim ve telefonumu kırmış olmam da bana pek yardımcı olmadı." Aleksandra bu kadar rahat yalan söyleyebildiği için kendisinden iğreniyordu. Arkadaşlarına her şeyi anlatmak ve onların yanında olmak istiyordu fakat bunu yapamazdı. Bunu yapamayacağını çok iyi biliyordu.

"Leonard bize haber verdiğinde yaşadığını öğrendiğim için ne kadar rahatladığımı biliyor musun? Bir daha sakın bizi habersiz bırakma!" Aleksandra, Ashley'nin göz yaşlarını sildi. Ellerini tutup sakinleşmesini bekledi.

"Bizi başka bir telefondan arayabilirdin Aleksandra. Gerçekten çok endişelendik. İkimiz de." Jason onu gördüğü için rahatlamıştı fakat aynı zamanda kızgındı da. Onları böyle endişe içerisinde bırakmaya hakları yoktu.

"Biliyorum biliyorum... Ne deseniz haklısınız. Zaten buraya bunun için geldim."

"Ne demek bunun için geldim?"

Aleksandra aklındaki kelimeleri toparlamak için durdu. Önüne gelen saçları arkasına attı ve derin bir nefes aldı.

"Farkında mısınız bilmiyorum ama Richard olayı beni inanılmaz yıprattı. Evimde kendi başıma kalamıyorum. Sürekli kapıyı kilitleyip kilitlemediğimi kontrol ediyorum ya da gece dışarıya çıkacağımız zaman iki kere düşünüyorum. Korkarak yaşamaktan yoruldum. Tutuklandığını biliyorum ama yine de kendime engel olamıyorum. Bu yüzden bir süre buradan uzaklaşmaya karar verdim. Okulumu donduracağım. Ne zaman döneceğim hakkında henüz bir fikrim yok."

Ashley o konuşurken tekrar ağlamaya başlamıştı. Aleksandra onu ağlarken görmekten nefret ediyordu. Gözleri şişmiş, burnu kızarmıştı.

"Ben de gelirim," dedi Ashley. "Seni yalnız bırakamam. Nereye gitmek istiyorsan ben de seninle gelirim. Ne kadar kalmak istiyorsan kalırız. Hatta hep bir hayalimiz vardı hatırlıyor musun? Sri Lanka'ya gitmek istiyorduk. Seni yalnız bırakmak istemiyorum Aleksandra..." Artık Aleksandra'da ağlıyordu. Onun gibi bir arkadaşa bir daha sahip olamayacağını biliyordu ve bu yüzden her zaman kendisini çok şanslı hissedecekti.

"Yalnız gitmeyecek," dedi Leonard birden. Oturduğu yerden kalkıp Aleksandra'nın yanına oturdu ve elini avucunun içine aldı. "Birlikte gideceğiz. İkinizin de içi rahat olsun. Ona iyi bakacağım." Aleksandra ona baktığında Leonard gülümsedi. Elini tutmaya devam ediyordu.

"Siz ikiniz birlikte misiniz?" dedi Ashley göz yaşlarının arasından gülmeye çalışarak. "Bugün aldığım en iyi haber bu sanırım."

"Evet," dedi Aleksandra sesini kontrol etmeye çalışarak. Diğerlerinin şaşırdığını anlamaması gerekiyordu.

"Bu nasıl oldu peki?" Gözler Leonard'a çevrildiğinde boğazını temizledi.

"Birden gelişti aslında," dedi. "Aleksandra'yı ilk gördüğümde ona aşık olacağımı anlamıştım. Bunun bizim kaçınılmaz sonumuz olacağını içten içe biliyordum sanırım." Leonard bunları söylerken Aleksandra'nın gözlerinin içine bakmıştı. Aleksandra içinin titrediğini hissetti fakat bunların yalan olduğunu biliyordu.

Gölgeler PrensiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin