XXXVII - 1. Kitap finali

261 28 6
                                    

Herkese merhabalar! Benimle buraya kadar geldiyseniz eğer hepinize teşekkür ederim. Serinin ilk kitabını bitirdik... Çok duygusal, her zamankinden daha heyecanlı ve mutluyum. İkinci kitabı kısa bir aranın ardından yazmaya başlayacağım. Şimdiye kadar yanımda olan, okuyan, destekleyen ve sevgisini hiçbir zaman esirgemeyen herkese çok teşekkür ederim! Hepinizi çok çok seviyorum ve kısa bir sürenin ardından görüşebilmek umuduyla sizlere veda ediyorum. Kendinize çok çok iyi bakın! <333

Aleksandra aylar sonra kendi evine geldiğinde anahtarları masanın üzerine attı ve derin bir nefes aldı. Evini özlemişti. Bütün çocukluğu ve bütün güzel anıları bu evde yaşamıştı. Leonard'ın dokunuşunu omuzunda hissettiğinde başını onun eline yasladı. Clanesse'de ne kadar kalacağını bilmiyordu ayrıca olaylar Leonard'ın dediği gibi ilerlerse geri dönemeyebilirdi. Kendi kendisine güldü. Her defasında bu duruma düşmeleri ona trajikomik gelmeye başlamıştı.

Leonard'la birlikte yukarıya çıkıp Aleksandra'nın odasına girdiler. Aleksandra buraya neden gelmek istediğini bilmiyordu fakat son kez evini görmek istemişti. Ayrıca gelmişken yanına birkaç parça daha kıyafet alabilirdi çünkü Clanesse'de Leonard'ın kıyafetlerini giyemeyecekti. Acele etmesi gerektiğini biliyordu fakat içinden bahçelerindeki salıncağa oturmak ve orada Leonard'la son kez gün batımını izlemek geçiyordu. Elbise dolabından birkaç parça kıyafet seçip çantasına sıkıştırdı. ''Bana beş dakika daha verebilir misin?'' Leonard onun ne yapacağını anlamıştı. Aleksandra'nın alnından öpüp, yavaşça başını salladı. ''Seni aşağıda bekliyor olacağım.'' Leonard odadan çıkarken Aleksandra ailesinin odasına girdi. Onların yatağının üzerine oturup, komedinin üzerindeki çerçeveyi aldı ve onlarla konuşmaya başladı.

''Her şey birbirine girmeye başladı anne,'' dedi. ''Sizin intikamınızı almak için çıktığım yolda âşık olacağım aklımın ucundan dahi geçmezdi ama oldum,'' dedi. ''Sen her zaman hayat mucizelerle dolu derdin, değil mi baba?'' Aleksandra gülümserken gözlerinden akan yaşları sildi. ''Leonard'la tanışsaydınız eminim onu çok severdiniz,'' dedi. ''En az benim kadar inatçı ve benim kadar deli.'' Aleksandra çerçevenin üzerinden annesinin ve babasının yüzlerini sevdi. ''Lütfen bu yüzden sizi unuttuğumu düşünmeyin. Sizin intikamınızı almadan kalbimdeki ateş hiçbir zaman sönmeyecek. Sadece... sadece bir çıkış yolu arıyorum. Kapana kısıldım anne. Düşmanımız bizim düşündüğümüzden de büyük çıktı ama onu alt etmenin mutlaka bir yolunu bulacağım. Maalesef şimdi gitmem gerekiyor,'' dedi gözyaşlarından dolayı ıslanan çerçeveyi silerken. ''Anne, baba, ikinizi de çok sevdiğimi sakın unutmayın,'' dedi.

Aşağıya inerken hala gözyaşlarını siliyordu. Gözleri Leonard'ı arıyordu fakat onu bulamadı. Bahçeye çıktığında onun telefonla konuştuğunu gördü. Salıncağa oturup konuşmasını bitirmesini bekledi. Leonard onun geldiğini fark ettiğinde Aleksandra'ya doğru döndü. Yüzünde üzgün bir ifade vardı. ''Tamam Ethan. Ben seni daha sonra ararım.'' Leonard telefonunu kapatıp cebine koydu ve hiçbir şey söylemesine müsaade etmeden Aleksandra'ya sarıldı. Aleksandra onun kendisinde ağladığı için sarıldığını düşünüyordu.

''Ben iyiyim,'' diye mırıldandı fakat Leonard hala ona sarılmaya devam ediyordu. ''Leonard, bir şey mi oldu? Beni endişelendiriyorsun.'' Leonard kollarını ondan ayırdı gözlerinin içine baktı. ''Benim sana bir şey söylemem gerekiyor,'' dedi. ''Ama önce içeriye geçelim.'' Leonard içeriye yürürken Aleksandra onu takip ediyordu. ''Neler olduğunu anlatacak mısın?''

''Önce oturmak ister misin?'' Aleksandra artık sinirlenmeye başlıyordu. ''Oturmayacağım,'' dedi. ''Söyle artık.'' Leonard derin bir nefes aldı. Bunu söylemek onun için kolay olmayacaktı. ''Ethan dün geldiğinde bana sizin kafenin birkaç gündür kapalı olduğunu söyledi,'' dedi. ''Ben de ona araştırmasını söyledim. Ethan bugün araştırmış ve neden kapalı olduğunu öğrenmiş. Aleksandra, Bill... Bill ölmüş.''

Gölgeler PrensiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin