Aleksandra beynini delmek istercesine çalmaya devam eden ses yüzünden uyandı. Gece Ashley onda kalmıştı ve bu çalan şey ise onun alarmının sesiydi. Ashley'den yana uzanıp telefonunu alarak alarmını kapattı. Ashley ise hiçbir şey olmamış gibi uykusuna devam ediyordu. Aleksandra bir an için ona hayran kaldı. Kendisi en ufak bir sese uyanırdı. Ashley'nin bu özelliğini her zaman kıskandığını hatırladı.
''Ash, alarmın çalıyor. Uyan hadi.'' Ashley mırıldandı fakat Aleksandra ona seslenmeye devam edince en sonunda uyandı.
''Saat kaç?'' dedi açamadığı gözleriyle. Geceden toplu bir şekilde yattığı saçları dağılmıştı. Aleksandra yanındaki telefona bakıp ona döndü.
''Yedi buçuğa gelmek üzere.''
''Kahretsin,'' dedi Ashley elleriyle gözlerini ovuştururken. ''Sanırım ilk derse geç kalacağım. Bir yerlerde yedek diş fırçan var mı?'' Aleksandra başını sallayıp odasındaki banyoya girerek Ashley'e diş fırçası çıkarttı.
''Aynanın önüne koydum,'' dedi. Ashley koşar adımlarla banyoya girerken Aleksandra aşağıya indi. Önce kahvaltı hazırlamayı düşündü fakat Ashley yeni uyandığında kahvaltı yapmayı sevmezdi. Bu yüzden ayılmalarına yardımcı olması için hem kendisine hem de Ashley'e kahve hazırladı.
Ashley merdivenlerden inerken Aleksandra onun elbise dolabından giyindiğini gördü. Uçuk pembe bir elbise giymişti. Aleksandra, Ashley'e kendisinden daha çok yakıştığını düşündü.
''Bu elbiseyi daha önce görmemiştim,'' dedi Aleksandra'nın hazırladığı kahveyi içerken. ''Görseydim eğer daha önce alırdım senden.'' Aleksandra sırıttı. İkisi arasında ne kıyafet ne para ne de diğer şeyler hiçbir zaman problem olmamıştı.
''Sanırım Tara teyzem almış,'' dedi. ''Farkındaysan pek benim tarzım değil.'' Elbisenin kolları askılı, belden oturtmalıydı. Ashley'nin dizinin iki karış kadar üzerine geliyordu. Ashley ona burun kıvırdı. Elindeki bitmiş kahve kupasını masanın üzerine bırakırken Aleksandra'ya döndü.
''Sen gelmiyor musun okula?''
''Bugün her halükarda geç kaldık. Bu yüzden yarın gelirim diye planlıyordum.'' Ashley onu anladığını belirtmek için başını salladı. Telefonunu ve çantasını almış evden çıkacakken Aleksandra'ya sarılıp yanaklarından öptü.
''Sen kendini nasıl rahat hissedeceksen öyle yap,'' dedi. ''Bir an önce Jason'a geri döndüğünü söylemek için sabırsızlanıyorum. Eminim o da en az benim kadar sevinecektir." Ashley sırıtarak evden çıkarken Aleksandra kapıyı kapattı ve kendisi de hazırlanmak için odasına çıktı. Uzun zamandır Bill'i görmediği için onun yanına gidecekti. Bu yüzden biraz heyecanlı olduğunu itiraf etmeliydi. Üzerine kısa kollu beyaz bir tişört ve jean salopet giydi. Saçlarını tarayıp at kuyruğu yaptı ve beyaz converselerini de giydiğinde hazırdı. Evden çıkmadan önce telefonunu kontrol etti. Brandon'dan hala bir haber yoktu. ''Eninde sonunda arayacak,'' dedi kendi kendisine. O zamana kadar Bill'in kafesinde güzel vakit geçirmeyi umuyordu.
Kafeye geldiğinde Bill'i içeride göremedi. Steve ise o kadar meşguldü ki Aleksandra'yı fark etmemişti bile.
''Beni bu kadar çabuk mu unuttun?'' Steve başını kaldırıp Aleksandra'yı gördüğünde tezgahın arkasından çıkarak ona sarıldı. Onu gördüğüne sevinmişti fakat birkaç dakika sonra koluna sertçe vurdu. Aleksandra acıyla inleyip kolunu ovarken Steve kaşlarını çattı.
''Nerelerdeydin Aleksandra? Hem Bill hem de ben seni çok merak ettik. Ashley Moskova'ya gittiğini söylemeseydi eğer Bill polise gidecekti biliyor musun?''
''Biliyorum biliyorum özür dilerim... Her şey bir anda olduğu için haber veremedim. Bill nerede? Hala gelmedi mi?''
''Yukarıda, odasında,'' dedi. Aleksandra yukarıya çıkacağı sırada Steve onun kolundan yakaladı. ''Dikkat et sana çok sinirli.'' Aleksandra sırıtıp yukarıya çıktı. Bill'in odası üst katta gürültüden en uzak olan yerdeydi. Burası aynı zamanda kitap kafe de olsa insanlar konuşmayı seviyordu. Bill'in odasının önüne gelince kapıyı iki kere çaldı ve içeriye girdi.
Bill çalışma masasındaki kitaplara gömülmüş bir şeyler okuyordu. Başını kaldırıp Aleksandra'yı karşısında gördüğünde gözlerini kısarak ona baktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/254080192-288-k179418.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölgeler Prensi
FantasyÇoğu insan koskoca evrende yalnızca bir tane dünya olduğunu düşünür. Aleksandra'da onlardan birisiydi ta ki Leonard ile tanışana kadar. Leonard onun hayallerinin bile ötesinde bir yerden gelmişti. İkisinin yaşama tarzları, hayatları ve gelecekten be...