XIV

355 50 11
                                    

Aleksandra odasında sinirden bir ileri bir geriye yürürken içeriye Leonard girdi.

"Leonard eğer sen de beni suçlayacaksan inan hiç sırası değil."

"Hayır," dedi Leonard. "Aksine kendini savunman hoşuma gitti. Ayrıca senin bir suçun olmadığını aşağıda da söylemiştim." Leonard sırıttığında Aleksandra rahatladığını hissetti. Kendisinin haklı olduğunu biliyordu ve Leonard'ın desteği saçma bir şekilde kendisini güvende hissettirdi.

"Estelle bana neden bu şekilde davranıyor Leonard? Tamam, diğerleri de çok sevecen değildi fakat Estelle tamamen nefret dolu. Bana bakışlarından bile bunu anlayabiliyorum." Leonard yatağın ucuna oturarak baş parmağı ve işaret parmağıyla burun kemerini sıktı.

"Estelle anlaşması zor bir insandır," dedi. "Her zaman kendi istedikleri olsun ister. Kendi istediği olmadığında hırçınlaşır. Bu yüzden onu görmezden gelmeye çalış. Zaten birkaç gün sonra geri dönecek." Aleksandra onun yanına oturdu ve nefesini dışarıya verdi.
"Biliyor musun, tek sorunumun derslerim olduğu zamana geri dönmek için her şeyi yapardım," dedi. Leonard yatağın üzerindeki elinin üzerine elini koyup gözlerine baktı.
"Biliyorum," dedi. "Elimden gelseydi geri dönmene ben de yardım ederdim." Aleksandra önce elinin üzerindeki ele, daha sonra da Leonard'ın gözlerine baktı. Ona inanıyordu. Yaptığı her şeye rağmen ona inanmaktan hiç vazgeçmemişti.

"Teşekkür ederim," dedi. Leonard elini geriye çekerken Aleksandra'nın gözleri tekrar ellerine gitti.
"Biz alışverişe gidecektik değil mi?" dedi Leonard birden. Aleksandra başını salladı.

"Evet. Sen unutmadan önce öyle bir konuşma yapmıştık." Aleksandra imalı bir şekilde konuştuğunda Leonard'da başını iki yana sallayarak gülümsedi. Kolundaki saate bakıp Aleksandra'ya döndü.
"Saat neredeyse on ikiye gelmek üzere. Alışveriş merkezleri çoktan kapanmıştır. Yarın sabah gitmeye ne dersin? Hem kahvaltıyı da dışarda yaparız."

"Olur. Sabah sekizde hazır olurum," dedi. Leonard başını sallayıp odadan çıkarken Aleksandra hala gülümsüyordu. Tam o sırada Aleksandra papatyaları hatırladı ve koşar adımlarla odasından çıktı. Leonard henüz merdivenleri yarılamamıştı bile. Aleksandra'yı gördüğünde kaşlarını çattı.

"Bir şey mi oldu?"

"Hayır. Sadece bir şey unuttuğumu fark ettim," dedi. Birlikte aşağıya indiler. Aleksandra su kaynatırken Leonard onu izliyordu.
"Umarım o suyu makarna pişirmek için kaynatmıyorsundur." Aleksandra gözlerini devirdi.

"Hayır," dedi. "Çay yapmak için kaynatıyorum. Sen de ister misin?"

"Teşekkürler ama ben almayayım." Leonard yatağını yapmaya başladığında Aleksandra ona yardım etmek için yanına gitti. Leonard'ın çarşaflarla boğuştuğunu görmek komikti fakat yine de yardım etti. Koltuğun diğer tarafına geçerek çarşafın ucundan tuttu ve düzgün bir şekilde yerleştirdi.

"Teşekkür ederim," dedi Leonard. Aleksandra gülümserken yastığı kabartıp koydu.
"Rica ederim," dedi. Suyun kaynama sesi geldiğinde Aleksandra koşarak gitti ve ocağın altını kapattı. Dolaptan çıkarttığı bir tane kupanın içine sıcak su doldurdu ve içine birkaç tane kurumuş papatya attı.

Aleksandra kupayı almış yukarıya çıkarken Leonard çoktan yatmıştı. Aleksandra ona dönüp; "İyi geceler Leonard," dedi. "Ve bunu öylesine söylemediğimi bilmeni istiyorum. İyice uyu çünkü yarın senin için oldukça yorucu bir gün olacak." Aleksandra onun sözlerini Leonard'a tekrar söylediğinde kahkaha attı. Aleksandra'da sırıtıyordu fakat söylediklerinde ciddiydi. Yarınki alışverişten sonra Leonard beş kilometre koştuğundan daha fazla yorulacaktı.

Gölgeler PrensiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin